Ankaragücü, Bandırmaspor’a deplasmanda 2-0 yenildi.
Öncelikle Bandırma’ya giderken kaza geçiren, yaralanan taraftarlara geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, acil şifa diliyorum.
Bandırmaspor maçı ile birlikte bir efsane de yıkıldı.
Ne diyorduk: Ankaragücü’nün Süper Lig ayarında kadrosu var. Kendisiyle başa baş oynamak isteyen her takımı yener, defans yapan, geçiş oyunu ile pozisyon arayanlar karşısında zorlanır.
Bandırmaspor 90 dakikanın bir dakikasında dahi defans yapmayı düşünmeden kazanmak için oynadı.
Bu oyunla da Ankaragücü’nün çok rahatlıkla yenileceğini gösterdi.
İlk yarı bittiğinde istatistikler, Ankaragücü için skandal sayılacak nitelikteydi.
İkinci yarıda da değişen bir şey olmadı.
Bandırmaspor, maç 2-0 olunca skoru korumak için çekilince Ankaragücü atak yapar göründü, bir iki istatistiği düzeldi o kadar.
40 yaşındaki Marko Paixao, bir gol, bir asistle Ankaragücü’nü tek başına yıkarken, Başkent ekibinin milyonluk ayakları neredeyse torun sahibi olacak adam karşısında çaresiz kaldı.
Ankaragücü’nün ilk 11’ine bakıyorsun tam 9 oyuncu geçen sezon Süper Lig’de de bu formayı giymiş.
Diğer iki oyuncudan biri Osman Çelik o da Süper Lig’de oynamış, Dorin Rotariu ise Romanya Milli Takımı’na kadar yükselmiş.
Birbirini tanıyan oyuncu topluluğu ile oynamak kadar büyük şans olabilir mi bir teknik direktör için?
Bu ruhsuz oyuncularla geçen sezon kupada yarı final oynamak, ligde son haftaya kadar ateş hattının üzerinde kalmak…
Acaba Emre Belözoğlu’nun günahını mı aldık demekten kendimi alamıyorum.
Haftalardır yazıyorum, çiziyorum.
Bu kulüp yönetilemiyor.
Kulüp ehil ellerde olmadığı sürece, ne kadar pahalı kadro kurarsan kur, başarılı olman im-kan-sız.
Bir kere kulübün başı yok.
Başkan, başkanlık yapamayınca herkes kendi kafasına göre başkanlık rolüne soyunuyor.
Önceleri Feridun Geçgel, kendi kendini başkan yetkileriyle donattı, kulübü yönetmeye kalktı.
Yaptığı her transfer fiyasko çıktı.
Ardından şimdi de Levent Onuk aynı işi yapıyor.
Başkan İsmail Mert Fırat ise sadece para veriyor, kulübü kendinin altındaki kişilerin berbat şekilde yönetmesini sadece izliyor.
Bir Yönetim Kurulu’nu toplamayı bile ancak 3 ayda becerebildi.
Hafta içi yazdım, Bandırmaspor maçı Ankaragücü’nün geleceğini belirleyecek diye.
Benim, taraftarın bildiğini futbolcu, teknik direktör bilmeyecek mi?
Tabi ki biliyorlar da kulüpteki başı bozukluk onları o kadar rehavete sürüklemiş ki, Ankaragücü’nün 7’nci haftada dördüncü yenilgisini alması, kulübün kaosa sürüklenmesi umurlarında değil.
Çok uzatmaya da gerek yok.
Ankaragücü’nün ayağa kalkabilmesi için öncelikle bu yönetimden, sonra da ruhsuz futbolculardan kurtulması gerek.
Bunun için belki bu sezonu bile feda etmek gerekecek.
Bunlar yapılmazsa, korkarım Ankaragücü yeniden 2010’lu yıllara döner.
Teknik direktör Kenan Koçak maç sonu basın toplantısında takımın düzeleceğine dair söz veriyor.
Seni bu takıma yönetimin değil, bir futbolcunun ve kulübün transferlerinin teslim edildiği menajer Kadir Özdoğan’ın getirdiğini dünya âlem biliyor.
O futbolcu maçın en kötüsüydü.
Oyundan alabildin mi, hayır.
Sen, kendi bilgi becerinle değil de bir futbolcunun referansı ile bu göreve gelirsen, o futbolcu ve takımda oluşturduğu grubu bozamazsan başaramazsın Hocam.
Geçen hafta Renat Dadashov’u oyundan çıkarıp, 4-6-0’a döndüğünde, “Benim oyun düzenim bu olmayacak demiştin.”
Kim değiştirdi fikrini de bu maça yine 4-6-0 çıktın?
Sonra o değişiklik de neydi öyle ya?
Maçın 75. dakikası 2-0 mağlupsun, hala oyuna Diego adlı TFF 2 hatta 3. Lig oyuncusu olması gereken stoperi alıyorsun.
Sen bu kadar korkak hamleler yaparsan, futbolcun cesareti kimden alacak?
Bu kulüp sahipsiz değildir, olmamalı.
Olağanüstü genel kurul için imza toplanıyordu, yarım kalmıştı.
Şimdi kaldıkları yerden yeniden başlayacaklar.
Kısa zamanda gereken imzalar toplanacaktır.
Bu kulübün yönetilemediği bu kadar açıkken imza vermeyen, Ankaragücü’nü değil kendi çıkarlarını koruyor demektir.
Şu an için en az 3 adayın Arma sevdalılarının başlattığı bu hareketin sonucunu beklediğini de biliyorum.
İmza verirken sakın ola çekinmeyin.
Ankaragücü sahipsiz kalmaz, olağanüstü genel kuruldan güçlenerek çıkar.
Yönetime bir kez daha çağrıda bulunuyorum.
Aranızda çok değer verdiklerim de var ama yapamıyorsunuz.
Her hâlükârda gideceksiniz, bari bu camiayı yormayın, bir an önce kendiniz istifa edin
METİNER ERDEM