Sezonun kırılma noktası niteliğinde bir karşılaşma kapıda. İmkansız olmasa da olası bir mağlubiyetin telafisi psikolojik olarak zor olacaktır . Ankaragücü’nün kaderini belirleyebilecek bu mücadelede, Mesut Hoca’nın oyun planı her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Önceki haftalarda olduğu gibi 4-2-3-1 ya da zaman zaman 4-1-4-1 dizilişiyle sahada yer alması sürpriz olmayacaktır.
Rakip Manisa FK, hücumda üretken ama savunmada kırılgan bir takım görüntüsü çiziyor. Bu dengesizlik, maçın hem Ankaragücü hem de Manisa tarafı için bol gol ihtimalini kuvvetlendiriyor. Ancak bu tarz maçlarda detaylar, oyunun kaderini çizer. Ve detaylar, çoğu zaman kenarda gözden kaçan ama sahada büyük etki yaratan hamlelerde saklıdır.
Bek performansı bu maçta belirleyici olacak. Ankaragücü’nün özellikle kanat savunmasında temaslı ve disiplinli bir oyun sergilemesi şart. Bu bağlamda sol bekte geçtiğimiz hafta da belirttiğim gibi Nico Schulz’un tercih edilmesi elzem. Sağ bekte ise İsmail ya da Hayrullah’tan beklenen savunma sertliğini görmemiz zor; bu nedenle ön liberonun sağ çizgiye yakın pozisyonlanarak bek savunmasına sürekli destek vermesi gerekecek.
Orta saha ise savaş alanı gibi olacak. Geçtiğimiz maçın ikinci yarısında izlediğimiz o baskılı ve kalabalık Ankaragücü orta sahası bu maçta da tekrarlanmalı. Manisa’nın merkezdeki üçlüsünün pas bağlantılarını kesmek, onların hızlı çıkışlarını boğmak için Ankaragücü’nün Osman ve Dalcio gibi iki kesici orta saha ile başlaması, önlerinde de enerjisi yüksek Ali Kaan’ın yer alması akılcı bir çözüm olacaktır.
Hücumda ise maçın kilidi, Manisa FK beklerinin arkasına yapılacak koşularla açılabilir. Özellikle geçen hafta oldukça istekli bir görüntü sergileyen Cephas’ın bu koşuları, savunma arkasına atılacak toplarla pozisyona dönüşebilir. Burada önemli bir detay daha var: Eğer Bajic ilk 11’de yer alacaksa, onun klasik dokuz numara gibi beklemesinden çok, sürekli rakip stoperlere baskı yaparak kanatlara alan açması gerekiyor. Böylece Cephas ve diğer kanat oyuncularının birebirde yaratacağı tehditler ile sonuca gidilebilir.
Sonuç olarak bu maç, yalnızca bir 90 dakikadan ibaret değil. Bek savunması, orta saha direnci ve kanat verimliliği; hepsi bu oyunun parçası ve her biri sonuç üzerinde ciddi etkiye sahip. Geçtiğimiz hafta ikinci yarıda ortaya koyulan oyun hem fiziksel hem zihinsel olarak bu takımın neler yapabileceğini gösterdi. Aynı oyun planı, aynı istek ve üzerine konacak birkaç taktik dokunuşla Ankaragücü sadece bu maçı değil, belki de sezonu kazanabilir.
Olası bir galibiyet ise sarı-lacivertlilerin kümede kalma mücadelesinde ipleri büyük ölçüde eline alması anlamına gelecek. Beklentimiz net: Oyunu planlayan, uygulayan ve inanan bir Ankaragücü görmek.
SEÇKİNCE