Ankaragücü, Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanş maçında Beşiktaş’a deplasmanda 1-0 yenildi ve elendi.
Başkent ekibi, geçen sezon eşleştiği Beşiktaş’ı Ömer Erdoğan yönetiminde elemiş, yarı finalde Emre Beözoğlu’nun çalıştırdığı Başakşehir’e elenmişti.
O maçta fatura, bir anlık kızgınlıkla durduk yere kırmızı kart gören Nihad Mujakic’e kesilmişti.
Yıllar geçse unutulmayacak dünkü maçta elenmenin sorumlusu olarak da kaptan Tolga Ciğerci hatırlanacak.
Ankaragücü ile Beşiktaş arasındaki devam eden husumet herkesin malumu.
Kupa Beyi’nde oynayan tüm oyuncular da bu husumeti bilir, Beşiktaş maçlarına ekstra motive olur.
Ancak bu motivasyon, çok ama çok ender saha sonuçlarına yansır.
Ömer Erdoğan, birçok Ankaragüçlünün nazarında efsanedir.
Nedeni, zaman zaman oynattığı üst düzey futboldan çok Beşiktaş’ı kupada saf dışı bırakmasıdır.
Emre Belözoğlu, her maç sonu olduğu gibi bu maç sonu düzenlenen basın toplantısında da Ankara’yı ve Ankaragücü’nü ne kadar çok sevdiğini anlattı.
Sadece kendisinin değil, oğlu ve eşinin de hastalık derecesinde Ankaragücü’nü içselleştirdiklerini duyuyoruz.
Ama Emre Belözoğlu, maç sonu tamamen kendisinin üstlendiği bir hata yüzünden daha ilk sezonunda bu takımın efsanesi olma şansını kaybetti.
Bu skor Emre Hoca’nın kariyerine de ağır darbe vurdu.
Zaten haftalardır performansı tartışılıyordu, bu skorla maalesef eleştirenleri haklı çıkarmış oldu.
Emre Hoca geldiğinde Ankaragücü, geçen sezon yarı final oynamış, küme düşmekten son andan kurtulsa da ligi 11’inci sırada tamamlamış bir takımdı.
Başarı mıdır değil midir bilinmez ama Tolunay Kafkas, bu sonuca dar bir kadro ile ulaşmıştı.
Emre Belözoğlu devre arasında yaptırdığı 7 takviyeye rağmen geçen sezonun bir adım önüne geçemedi.
Takımı ligde kalsa bile geçen sezonki 11’inciliğe ulaşması da artık imkansız.
Emre Belözoğlu, bu sezonki performansıyla kontratının ikinci sezonunu da riske attı.
Ankaragücü, Tolunay Kafkas ile yollarını ayırıp Emre Belözoğlu ile anlaşırken büyük hedefler ortaya koydu.
Olmadı, beceremedi Emre Belözoğlu.
Maç sonu basın toplantısında direkt sormak doğru olmazdı, dolaylı yollardan gelecek sezon devam edip etmeyeceğine ilişkin düşüncelerini almaya çalıştık.
O da direkt cevap vermek yerine hep dolaylı mesajlar vermeyi tercih etti.
Tecrübelerim, Emre Hoca’nın sezon sonu kalmayacağı yönünde.
Ama mantığım, bunun doğru bir karar olacağını bir türlü kabullenmiyor.
Maddi sıkıntılara, Faruk Koca’nın yumruğundan sonra yaşanan kaosa rağmen Ankaragücü zaman zaman beklenenin çok üzerinde performans gösterdi.
Maalesef, finallerde yapılan hatalar yüzünden çok basit goller kaçırıldı, yenilen goller hep bireysel hatalardan geldi.
Mantığım, Emre Belözoğlu ile devam edilmesinden yana.
Ancak, bu devam kontrollü bir şekilde olmalı.
Geçen sezonlarda transferi liyakatsiz bir kişi, tek sorumlu olarak yapıyordu.
Bu sezon devre arası transferleri de maalesef o kişinin yaptığı transferlere benzedi.
Ankaragücü, öncelikle scout ekibi kurarak, transferleri, Hoca’nın oynatmak istediği sisteme uygun şekilde çok araştırarak yapmalı.
Transferlerde menajerlere teslim olmamalı.
Emre Hoca, kısa teknik direktörlük kariyerinde hep isimli, orta ya da ileri yaştaki oyuncuları tercih etti.
Ankaragücü’nün imkanları kısıtlı, yapacağı transferler gelecek vaat etmeli.
Lamine Diack böyle bir oyuncuydu, son yıllarda sadece bu oyuncudan para kazanabildi.
Bu yapılmazsa, pahalı oyuncularla pahalı bir oyun oynattığı bilinen Emre Belözoğlu’nun Ankaragücü’ne saha başarısı yaşatıp yaşatmayacağı bilinmez.
Kesin olan, borç batağında olduğu iddia edilen kulübün, sorunlarını çok daha derinleştireceğidir.
Haziran ayında göreve gelecek yeni yönetimin, öncelikle Emre Hoca konusunda karar vermesi gerekir.
Maça gelirsek…
Beşiktaş ile bu sezon dört maç oynandı, dördü de dejavu gibiydi.
Sahada futbol oynamaya çalışan, akıl almaz golleri kaçıran hep Ankaragücü’ydü.
Her maç bireysel hatalarla goller yiyen, sahadan istediğini elde edemeden ayrılan da hep Ankaragücü oldu.
Ankaragücü Stelios Kitsiou’nun sol bek oynadığı son maçlarda özellikle bu kanattan çok etkili bindirmeler yaptı, oynanan futbol skora tam anlamıyla yansımasa da beğenildi.
Dün Emre Belözoğlu, ligdeki Alanyaspor maçına göre çok farklı bir kadroyla sahaya çıktı.
İlk 11’de görülen en büyük değişim defansın neredeyse tamamının değişmesi oldu.
Alanyaspor maçının tartışılan ismi kaleci Bahadır Güngördü, yerini Ertaç Özbir’e bıraktı.
Stelios Kitsiou, eski yeri sağ beke döndü, stoper tandemi Uros Radakoviç ve Mert Çetin’den oluştu, Nihad Mujakic ise sol beke çekildi.
Pedrinho yerine Tolga Ciğerci ilk 11 çıktı.
Ali Sowe’un yerine ilk 11’de Riad Bajic sahaya sürüldü.
Sondan başlayayım, Riad Bajic tercihi, maçın uzama ihtimali de düşünülerek Ali Sowe’un gücünden doğru zamanda daha fazla yararlanmak adına yapıldı.
Emre Hoca, rakibin yorulduğu dönemlerde Ali Sowe’dan verim almayı planladı.
Defans kurgusu ve Tolga Ciğerci hamlesi de öncelikle rakibi durdurmak üzerine düşünülmüş hamleydi.
İkinci yarı Ali Sowe’un oyuna girmesi, Kitsiou’nun sol beke çekilmesiyle Emre Hoca’nın düşünceleri aynen sahaya yansıdı.
İlk yarı tutuk, ileri çıkmakta zorlanan Ankaragücü, ikinci yarı sahanın tek hakimiydi.
Yenilen golde Tolga Ciğerci’ye eleştirildi ama aynı baskıları Ankaragücü de yaptı, aynı topları Ankaragücü de kazandı.
Ancak, son vuruşlar bir türlü başarılı bir şekilde yapılamadı.
Alexis Philips, Christian Bassagog, Tasos, Ali Sowe gol üstüne gol kaçırdı.
Tolga Ciğerci’nin hatasının benzerini ilk yarıda Mert Çetin yapmış, Beşiktaş bu pozisyonu değerlendirememişti.
İkinci yarıda Tolga Ciğerci’nin kaptırdığı topta Muci, sert bir vuruş yaptı.
Ertaç Özbir, üzerine gelen topu erken yatması sonucu engelleyemedi.
Maç sonu Emre Hoca, futbolcusunu korumaya çalıştı ama Tolga Ciğerci’nin bu hatayı bir değil, iki değil çok defa yaptığının da altını çizdi.
Hoca’ya bunun üzerine “Tolga Ciğerci ile ilgili bir tasarrufunuz olacak mı” diye sordum, zaten Hatayspor maçında cezalı olduğu için oynamayacağını hatırlatmakla yetindi.
Defansta paslaşmanın kendi tercihi olmadığını söyleyen Emre Belözoğlu, oyunu bekler üzerinden kurup en kısa şekilde 6, 8 numaralara ya da kanatlara topu aktarmayı planladığını anlattı.
Emre Hoca, kendi tercihi olmadığını söylese de maç boyu kaleci ile bek ve stoperler arasında pas alışverişinin çok sık yapıldığını gördük.
Beşiktaş’ın her baskısında yüreğimiz ağzımıza geldi ama Ankaragüçlü futbolcular ısrarla böyle oynamaya devam etti.
Maçta 4-5 kez bu tür top kayıpları yapıldı, biri direğin dibinden auta gitti, diğeri gol oldu.
Maçla ilgili, maçtan sonraki basın toplantısı ile ilgili yazılacak çok şey var da yazmaya zorlanıyorum.
Gözümün önüne kaçırılan pozisyonlar geliyor, kahroluyorum.
Futbol hatalar oyunu, biri hata yapacak ki gol olacak.
İyi güzel de…
Ya Beşiktaş maçlarında hep mi Ankaragüçlü oyuncu hata yapınca gol olacak?
Beşiktaşlı oyuncular da benzer hataları yaptı, bir kere de onlar hata yapınca gol olsun ya!
Deplasman yasağı yüzünden Dolmabahçe’de Ankaragücü taraftarı yoktu.
Stadı Beşiktaşlılar doldurmuştu, maç boyunca Ankaragücü’ne, Emre Belözoğlu’na ve ve Atakan Çankaya’ya küfürün en adisinden ettiler.
Emre Hoca maç sonu Anneler Günü öncesi annesine edilen küfürlere naif bir şekilde cevap verip, “Ben onların annelerinin ellerinden öpüyorum” dedi.
Kusura bakmayın ben o kadar naif olamayacağım, o statta edilen tüm o adi küfürleri katlayarak iade ediyorum.
Son sözüm yönetime…
Maç öncesi final için çok çalıştınız, elinizden geleni yaptınız.
Finalin çok acı bir şekilde kaçması, morallari yerle bir etti.
Siz de yıkılmışsınızdır anlıyorum ama sizin işiniz asıl şimdi başlıyor.
Futbolculara verdiğiniz sözü tutun, onları yalnız bırakmayın.
Bir yıkımda ligde yaşanmasın.
METİNER ERDEM