Ankaragücü, kendi sahasında Ümraniyespor’a 1-0 yenildi.
Erzurum zor bir deplasmandı, son derece kötü futbolla maç kaybedildi.
Rakımdı, sakatlıktı, hakemdi, rakip yattı kalkmadı, mazeretimiz var denildi, biz de kabul ettik.
Ankaragücü’nün sadece 2 futbolcunun maaşıyla kurulan Şanlıurfaspor’un 4 attığı bir takıma yenilmenin mazereti olmaz.
3 golün ofsayta takılması, kaçan çok sayıda pozisyon, istatistiklerin Ankaragücü lehine mükemmel olması bile kabul edilebilir mazeret değil.
Ankaragücü, son 2 maçta da 90 dakikanın sadece 5-10 dakikasında baskı yiyor, o sırada da mutlaka kalesinde gol görüyor.
Dünkü maçta yenilen gol, hiç aklımdan çıkmayan Trabzonspor maçını hatırlattı.
87. dakikada 2-1 öndesin, rakip ceza sahanda rahat rahat paslaşıyor, boş kaleye gol atıyor.
Oyuncular, teknik direktör değişse de Ankaragücü’ndeki bu defans zafiyeti maalesef değişmiyor.
Çözüm üretmesi gereken kişi teknik direktör Cihat Arslan.
Şu ana kadar üretilmiş bir çözüm ben göremedim.
İyi futbol, kaliteli oyuncularla oynanır.
Bugüne kadar birlikte yayın yaptığımız teknik direktör Cihat Arslan’a da basın sözcüsü Mehmet Şanal’a da Futbol Şube Sorumlusu Feridun Geçgel’e de Renat Dadashov dışında taraftarı heyecanlandıracak bir transfer yapılamadığını üstüne basa basa söyledim.
Cihat Arslan, iki futbolcusu sakat diye yenilgilere mazeret arayacağına, bu transferlere itiraz etmeliydi.
Etti mi, hayır.
İsimlere bakmamak gerek.
Mahmut Tekdemir isim olarak önemli bir oyuncu.
Zamanında 54 yaşındaki teknik direktör Cihat Arslan’ın takım arkadaşı olmuş.
Maç öncesi ayağında hissizlik olmuş, esame listesine alınmasına rağmen sahada yoktu.
40’ına yaklaşmış futbolcuyu sırf isminden dolayı transfer ederseniz, sadece o değil siz de hissizleşirsiniz, nasıl oldu şaşarsınız.
Maçtan sonra canım sıkkın, eve dönmüşüm, sosyal medyaya bakıyorum, VİRALSPOR’un yayınları, söyleşileri ti’ye alınıyor.
Neymiş, Metiner Erdem, Orhan Karadağ PR çalışması yapıyormuş.
Hodri meydan bakalım o yayınlara, yazı dizisine.
PR çalışması mı, bu yönetimin zaaflarını ortaya koyan gerçekler mi ele alınmış.
Bu yazı dizleri sayesinde Ankaragücü’nün yöneticilerin verdikleri dışında hiçbir gelir kalemi olmadığını, orada da 3-5 yöneticinin elini cebine attığını, diğer 15-16 yöneticiden katkı gelmediği ortaya çıktı.
Bu röportajlarla Ankaragücü’nün tarihin en güçlü yönetiminden 300-500 bin Euro bonservis parası ödeyemeyecek yönetimine geçiş yaptığı belirlendi.
Bu gerçekleri ortaya koymak suç mu?
Faruk Koca döneminde loca almak, kulübe sponsor olmak için iş dünyası sıraya girerken, kulübün kasasına milyarlar girerken bu yönetim döneminde bir dönerci dışında sponsor bulunamadığını öğrendiniz.
Bir yönetim için PR mı sizce bu bilgi?
Bu röportajlar sayesinde Christian Bassagog ve Renaldo Cephas, Riccardo Saponara, Andrej Djokanovic hakkındaki gerçekler ortaya çıktı.
Gerçekleri öğrenmenizi sağlamak suç mu oldu?
Bu takımın en az 5-6 transfere ihtiyacı varken, futbolun başındaki kişinin 2 ya da 3 transfer düşündüğünü, stoper, sol bek gibi acil ihtiyaçları takım içinde alternatiflerle çözmek istediği bilgisine ulaştınız.
Haklı olarak da tepki gösterdiniz.
Ne yapsaydık, kulağımızın üstüne yatsaydık da sessiz mi kalsaydık?
Bu röportaj sayesinde santrafora bir gurbetçi alınacağını öğrendiniz.
Dün Cihat Arslan hocaya sorduğum bir soru sırasında da bu santraforun prosedürlerinin çok uzun olduğu, belki bu transfer dönemine dahi yetişmeyeceği ortaya çıktı.
Ne yapacaktık, gerçek transfer haberleri yerine birilerinin yaptığı gibi JF Kenedy versiyonu hesapların yalanlarını mı haber yapsaydık?
Eğer doğruysa sadece 2 oyuncudan dolayı Ankaragücü’nün en az 10 milyon TL zarara uğratılmak istenildiği ortaya çıktıysa suç mu işlemiş olduk?
Eğer doğruysa diye altını kalın harflerle çiziyorum çünkü Emre Yıldız aradı, bu iddiaları ağır bir dille yalanladı.
Yayına çıkarak ya da röportaj vererek tüm rakamları ortaya koyacağını söyledi.
Böyle bir yayın olursa sadece bu iki konuyla sınırlı kalmaz, Metiner Erdem ve Orhan Karadağ tüm Emre Yıldız gerçeklerini ortaya çıkarır.
Bunu yaparsak PR mı yapmış oluruz, suç mu işlemiş oluruz?
Ortalıkta Faruk Koca ile mevcut yönetim arasında gerginlik olduğuna dair birçok iddia var, bunları açıklığa kavuşturmak suçsa, evet o suçu da işledik.
Faruk Koca deyince…
Evet Faruk Koca yumruk dahil çok büyük hatalar yaptı ama bugün ömür boyu yasaklıysa o yasağı Ankaragücü yüzünden yedi.
O cezayı Faruk Koca değil de bir başka yönetici yemiş olsa Faruk Koca ne yapar eder o cezayı kaldırtırdı.
Bir yumruktan dolayı ömür boyu ceza almak insanlık suçudur, bu cezayı kaldırtamamak, en azından ömür boyundan kabul edilebilir bir cezaya dönüştürememek İsmail Mert Fırat yönetimlerinin ayıbıdır.
Ankaragücü tarih boyunca saha içinde ve masa başında hiç bu kadar güçsüz duruma düşürülmemişti.
Bu liste uzayıp gider.
Ben de Orhan Karadağ da 40 yıllık gazeteciyiz.
Bize kimse mesleğimizi öğretmeye kalkışmasın.
Bu kadar olumsuzluğu ortaya çıkaran yazı dizisi nasıl olur da PR çalışması oluyor?
Orhan Karadağ ile birlikte yaptığımız yayınlar, söyleyişiler ile benim gerçek duygu ve düşüncelerimi aktardığım bu köşe yazıları birbirine karışmasın.
Orada hiç çekinmeden aklımızdaki tüm soruları sorarız, cevapları da yorumsuz olarak paylaşırız.
Köşe yazılarında ise duygularımızı, düşüncelerimizi her türlü yorumla birlikte aktarırız.
Evet son yıllarda görmediğimiz şekilde şeffaf bir yönetim anlayışı var.
Bu şeffaf yapıyı getiren Mehmet Şanal’a, bu kulüp için yüzmilyonlarını ortaya koyan başkan İsmail Mert Fırat’a, futbol şube sorumlusu Feridun Geçgel’e, ellerini ceplerine atan birkaç yöneticiye saygı duyuyorum, tebrik ediyorum.
Ama Ankaragücü şampiyonluk yarışında olacaksa 3-5 kişiyle ayakta durabilen bir yönetimle bu iş olmaz.
Bu kulübe yüzmilyonun üzerinde katkı sağlasa da konuşmayan, masaya yumruğunu vuramayan bir başkanla da bu iş olmaz.
Ankaragücü en kısa zamanda olağanüstü kongre kararı almalı.
En azından 15-16 yöneticinin maddi katkı sağlayacağı, belediyelerle MKE ile sağlıklı ilişkiler kurabilecek kişiler yönetime alınmalı.
Geçen haftaki yazımda bu anlayışla play off bile zor demiştim.
Bu yönetim yapısıyla, bu maddi koşullarda bu takım birkaç haftaya darmadağın olur, artık ligde kalma bile konuşulur hale gelir.
Başlıktaki ifadeyi unuttum sanmayın.
Maçta taraftar haklı olarak yönetimi, teknik direktörü istifaya davet etti.
Ağır bir ifade ama toplayın bavulu diye başlayan tezahüratla stat inledi.
İfade çirkin olsa da taraftar isyanında haklı.
Abdullah Karaata’nın paylaşımından öğrendim.
İstifa diye bağıran taraftarın üzerine yukarıdaki localardan para atılmış.
Birileri kusura bakmasın, eğer o para atanlar yöneticilerse onlar da haklı.
Bu kulüp küme düşerken, sorumlular kongrede ayakta alkışlanıyordu.
Buna sadece VİRALSPOR tepki gösterdi.
Kişisel çıkarlarınız için bu takımı küme düşürenleri ayakta alkışlıyorsanız başınıza daha çok para atılır.
Eski yazılarımı okuyanlar bilir, dik duran bir iki grubu hep ayırdım.
Onlar Trabzon’da da kongrede de gerçek taraftar olduklarını gösterdiler.
Diğerleri ağır vebal altındadır.
Birileri bavulu toplayıp gidecekse, tamam yönetim de Cihat Arslan da gitsin de…
Öncelikle o kongrede takımı küme düşürenleri ayakta alkışlayan, onlara oy veren 626 kişi toplayacak bavulu.
METİNER ERDEM
2 yorum
Hoca Rodriguez nasil dayandın toplulukla ilgisi yok
Gary rodrigezin geçen sene oynatılmamasına çok kızmıştım, şimdi yanlış düşündüğümü anladım. Adam sahada yok, yırtınıyor ama artık futbolu unutmuş bu adam. Acınacak halde. Efgan dersen başka bir boyutta hala ayakları yere basmıyor. Her vurduğu top tribünleri dövdü. Bunların egosu şişmiş beyler sittin sene oynadın bunlardan bi numara olmaz, sayelerinde Saponarayı dahi arar olduk be…