Dünyayı etkisi altına alan sıcak hava dalgası milyonlar için hayatı çok zorlaştırmakla kalmıyor, çevre ve insan sağlığı açısından ciddi tehditler oluşturuyor.
2019 yazında yaşanan aşırı sıcakların, dünya çapında, bir tahmine göre 356 bin kişinin ölümüne yol açtığı düşünülüyor, ki bu da bunun şimdiye kadar kaydedilen en ölümcül doğal felaketlerden biri olduğu anlamına geliyor.
Sıcak havaların yol açtığı ölümlerin hesaplanmasında ciddi farklılıklar olabiliyor ama bu felaketle giderek daha sık ve daha çok sayıda insanın karşılaştığına ve insan katkısıyla hızlanan iklim değişikliği nedeniyle yakın gelecekte de çok karşılaşacağına hiç kuşku yok.
BBC Future yıllardır aşırı sıcaklarla başa etmenin yolları üzerine çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalarda öne çıkan bilimsel tavsiyeleri derledik.
SICAKTA SERİN KALMAK
Sıcak havada serin kalmak hayati önem taşıyor. Neyse ki sıcaklık aşırı yükseldiğinde alabileceğiniz bazı basit önlemler var.
Saat 11.00 ile 15.00 arasında güneşe çıkmamak, aşırı rutubetli değilse bol bol soğuk ve sıcak sıvı içecekler içmek en çok bilinenler.
Sıcakta sürekli sıvı almadığımız takdirde vücudumuz susuz kalmaya başlar. Hafif bir su kaybı (dehidrasyon) bile hemen yorgunluk ve halsizliğe yol açar ve vücut su tasarrufu amacıyla terlemeyi durdurduğu için vücut ısısı yükselmeye başlar.
Alkollü içecekleri sınırlı tutmak, çilek, kavun, karpuz, salatalık gibi sıvı içeriği yüksek yiyecekler tüketmek faydalı olur. Baharatlı yiyecekler de terlemeye yol açıp serinletebilir.
Giysilerin koyu ya da açık renk olması, 1980’lerde Bedevi aşiretleri üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, sıcaktan koruma bakımından büyük bir fark yaratmıyor. Ama sıkmayan, rahat giysiler giymek, cildin etrafında hava dolaşımı sağlayarak rahatlatıcı olabiliyor.
Camları açarken bir düşünmek iyi bir fikir olabilir. Özellikle de dışarısı içeriden daha sıcak ise. Güneşin düştüğü odalarda perdeleri kapatmak da odayı serin tutar.
Vücudu serinletmenin en kolay yollarından biri, suyun buharlaşması yoluyla oluşan serinlikten yararlanmak. Duş alarak ya da yüzerek hızla serinlemek mümkün.
Suyu kilden küplerde tutmak ve açık pencerelerin önüne ıslak çarşaf germek geçmişte insanlığın tecrübe yoluyla geliştirdiği faydalı yöntemler arasında. Benzer bir şeyi buz dolu bir kabı ya da ıslak çarşafı bir vantilatörün önüne koyarak da yapabilirsiniz.
Ama vantilatörlerin ne kadar etkili olduğu tartışmalı ve bu konuda kapsamlı ve titiz çalışmalar henüz yok. Pervaneli soğutucuların genellikle 35 santigrat sıcaklığa kadar faydalı olduğu düşünülüyor. Fakat sıcaklık bunun üzerine çıktığında üzerinize sıcak havayı üflemesi su kaybınızı artırarak olumsuz bir etki yapabilir. Ayrıca bu aletler enerjiyle çalıştıklarından kendileri de ısı üretir. O nedenle vantilatör çalışırken hava akışını sağlamak için pencereyi açık bırakabilirsiniz.
Tabi uzun vadede evlerimizi ve binalarımızı yüksek ısıda daha serin kalacak şekilde inşa etmenin çok çeşitli yöntemleri var. Binada hava akışını sağlayacak düzenekler, yeşil teras ve koridorlar bunlar arasında.
Bir kenti serin tutmakta ağaçların rolü büyük. Tek bir ağaç bile yakın çevresinde ölçülebilir fark yaratır.
Bu arada Tokyo gibi bazı kentlerde, yerleşimin tamamını daha serin tutacak güneşi perdeleyici boya, az enerjiyle çalışan klimalar gibi deneysel yöntemler üzerinde çalışılıyor.
SICAKTA UYUMAK
Isı, memeli hayvanların uyku döngüsü üzerinde çok etkili bir faktör. Uyku saatimiz yaklaşırken vücut ısımız düşmeye, kalp atışlarımız yavaşlamaya başlıyor. Bunu uykumuzun gelmesi hissi olarak algılıyoruz.
Fakat sıcak, yapış yapış rutubetli gecelerde vücudun ısısını düşürmesi güçleşiyor bu da uykuya geçmemizi zorlaştırıyor. Sıcaklık ayrıca rahatsız bir uyku ve ertesi gün yorgun hissetmeye de yol açıyor.
Uyku için ideal oda sıcaklığının 19-21 santigrad olduğu söyleniyor. Bazı araştırmalar ise cildimizin civarında ısının 31-35 arası olması gerektiği sonucuna varıyor. Kullandığımız yatak, çarşaf, yorgan, pike ve gecelik-pijama ile bu ideal uyuma ısısını sağlıyoruz.
Sıcaklık yükselmeye başladığında ilk içgüdümüz üstümüzdeki örtüyü atarak cildimizi serinletmeye çalışmak oluyor.
Ama maalesef araştırmalar bunun düşündüğümüz kadar faydalı olmadığını çünkü vücudumuzun çevresindeki sıcaklığı kontrol etme aracımızı ortadan kaldırdığını ortaya koyuyor. Bunun yerine üzerimizi daha ince bir şeyle örtmek iyi bir uyku için daha iyi bir çözüm olabilir.
Daha da iyisi hafif çalışan bir vantilatörle hava dolaşımını artırmak ya da gürültülü bir yerde yaşamıyorsak pencereyi aralamak olabilir.
Uyku kalitesini artırmakta geç saatte atıştırmaya son vermek de iyi bir fikir, çünkü bir şeyler yemek vücut ısısını artıran ve uykuyu kaçırabilen bir alışkanlık.
SICAK HAVA SAĞLIĞIMIZI NASIL ETKİLER?
İnsan vücudunun ideal ısısı 35-37 santigrat derece arasında, ama birçok uzman ortalama olarak bu sıcaklığı 36,8 olarak veriyor.
Vücut ısısı çok yükseldiğinde ya da ısıyı kontrol edemediğinde sıcak yorgunluğu dediğimiz şey yaşanabilir. Bu aniden ya da yavaş yavaş yaşanabilir. Baygınlık hissi, aşırı terleme, ciltte soğuk bir ıslaklık, kramplar ve mide bulantısı gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Bunun daha şiddetlisi güneş çarpması olabilir. Bayılma, kafa karışıklığı, ateş, titreme nöbetleriyle ortaya çıkabilen bu durum vücudun artık ısıyla baş edemediği ve tıbbi müdahale gerektiği anlamına gelir.
Sıcak dalgası ayrıca baş ağrısı ve su kaybından, kalp krizi ve nefes tıkanıklığı gibi ölümcül rahatsızlıklara kadar bir dizi sağlık sorununa yol açabilir.
Böyle dönemlerde vücut ısılarını daha zor kontrol eden yaşlılar ve bazı hastalıklarla yaşayanlar özellikle dikkatli olmalıdır.
Dünyada nüfusun yarısının ve yaklaşık bir milyar işçinin yılın belli dönemlerinde zararlı derecede yüksek sıcaklıklara maruz kaldığı tahmin ediliyor.
Isı yavaş yavaş yükseldiğinden, sağlığımızı etkilediğini fark ettiğimizde çok geç olabiliyor. Bu nedenle önceden yapılan uyarılar önlem almak bakımından çok yararlı.
SICAK DALGALARI EŞİTSİZLİKLERİ BÜYÜTÜYOR MU?
İklim değişikliği herkesi aynı şekilde etkilemiyor. En yoksullar bu etkiyi en ağır şekilde hissetiyor.
İklim krizine yol açan karbon salımlarına en az katkıda bulunan Afrika ülkeleri ısı artışının etkilerini kuraklıklar ve sıcak dalgalarıyla en ağır şekilde yaşıyor.
Afrika’da aşırı sıcakların yol açtığı sıkıntılar haberlerde bir Batı ülkesindeki sıcak hava dalgası kadar yer bulmadığı gibi, Afrika’dan sesler iklim zirvelerinde daha az duyuluyor.
Güneş altında sağlıklı kalmak için ne yapmalı?
Sıcak havalarda dışarıya çıkacak olanların güneşten koruyucu krem, şapka ve güneşin zararlı ışınlarını engelleyecek gözlük takmak gibi önlemler alması hayati önem taşıyor.
Özellikle de cildi çok ince ve hassas olan bebeklerin korunması gerekiyor. Avustralyalı uzmanlara göre bir bebeğe altıncı ayına kadar asla güneş koruyucu krem sürülmemesi ve bir yaşın altındaki çocukların doğrudan mor ötesi ışınlara maruz kalmaması gerekiyor.
Bebeklerin gölgede, hafif ve rahat şeyler giydirilmiş havadar yerlerde tutulması ve yumuşak şapkalar kullanmaları tavsiye ediliyor.
Asla yapılmaması gereken bir şey de bebeklerin ve çocukların sıcak bir günde arabada bırakılması.
SICAK ARABANIN TEHLİKELERİ
Bir motorlu araç içindeki ısı 10 dakika içinde 11 santigrat derece yükselebilir. Çocukların vücut ısılarının da yetişkinlere kıyasla beş kere daha hızlı yükseldiği düşünülürse, neden asla arabada bırakılmamaları gerektiği anlaşılır.
Sadece ABD’de son 25 yıl içinde 900’den fazla çocuğun sıcakta arabada bırakıldıkları için öldükleri kayda geçmiş.
Aynı tehlike başta köpekler olmak üzere evcil hayvanlar için de geçerli. Sıcak günlerde, gölgede, içeride kalmaları, yürüyüşe çıkarılmamaları gerekiyor; çünkü hem yerlerin sıcaklığından patilerinin yanması tehlikesi var hem de vücut ısıları insan gibi terleyemedikleri için çok daha yavaş düşüyor.
KAYNAK: BBC News Türkçe