Kardeş iki takım karşılaştı.
Maç Bursaspor için, -bu tabiri kullanmayı pek sevmiyorum ama- ölüm kalım maçıydı.
Ankaragücü kazansaydı Bursaspor çok karışacak, muhtemelen Akhisar ve Erzurum’da olduğu gibi Bursaspor teknik direktörü Samet Aybaba da istifa edecek ya da kovulacaktı.
Hiç kardeş falan demediler, 1. dakikadan 90. dakikaya kadar her şeylerini ortaya koyarak kazanmak için mücadele ettiler.
VAR sistemi olmasa hakem 3 kez orta yuvarlağı göstermişti, maç 3-0 bitecekti.
2’si VAR’da iptal edildi 1-0 bitti.
İlk defa VAR Ankaragücü lehine işledi.
Bursaspor 3-0’ı da hak etmişti, 1-0 zaten annelerinin ak sütü kadar helal bir sonuç.
Ankaragücü için ise hedef belirleme maçıydı.
Geçen haftaki Antalya ya da bu haftaki Bursaspor maçlarından biri kazanılsaydı, hedef Avrupa olacaktı.
Şimdi ise öncelik ligde kalmak.
Maç kaybedilince, hele de futbol beklentilerin altında olunca oklar İsmail Kartal’a çevrildi.
Daha 2 hafta önce göklere çıkarılan İsmail Hoca, sosyal medyada yerden yere vuruluyor.
Neymiş efendim?
Fenerbahçe’ye gidecekmiş.
Bunun anlamı ne?
Kendini kovdurmak istiyor.
Yapmayın ya!
Ankaragücü’nden kovulan bir teknik direktör Fenerbahçe’ye gidebilir mi?
Bir iddia daha…
Takımı sezon öncesi çalıştıramamış, bu yüzden sakatlıklar oluyormuş.
Ankaragücü, TFF’ye verilen listeye bakıldığında Başakşehir’den sonra ligin en yaşlı 2. takımı.
Yaş ortalaması 29,6.
Ortalamayı da sezon sonuna kadar Süper Lig’de belki bir kez bile oynamayacak, 19-20 yaşındaki altyapıdan gelen gençler düşürüyor.
İlk 11 ortalaması 32-33.
Transferlerin büyük çoğunluğu Ağustos’un ikinci yarısında yapılabildi.
Yani Temmuz ve Ağustos’un ilk yarısındaki sezon öncesi kampta şu an kadroda olan en az 10 oyuncu yoktu.
Ankara’da saha verilmediğinden hazırlık maçı bile oynayamadı bu takım.
Hal böyle olunca yaş ortalaması yüksek, sezon öncesi yüklemeleri yapılmayan oyuncularda sakatlıklar nüksetmeye başladı.
8 haftalık süreçte ilk 11 oyuncusu Heurtaux, Alihan, Yalçın, Pinto, Dja, Moulin, Putsila, Mokhtar, Kubilay, El Kabir, Kehinde sakatlık yaşadı
Bursaspor maçında da zaten 3 as oyuncu sakatken, bunlara maç öncesi El Kabir, ilk 35 dakikada da Mokhtar ve Yalçın eklendi.
İsmal Kartal ne yapsın?
Mağlup durumdasın hamle yapacaksın, sakatlıklardan dolayı zorunlu değişiklikler yaptığın için hamlelerini yapamıyorsun.
Cerci, iyi oyuncu ama kondisyonu çok yetersiz.
Maça onunla başlayamıyorsun.
Sakatlıklar olmasa belki ikinci yarıya Cerci ile başlayacak, sonra da Kehinde’yi alacak ama olmuyor.
Bir eleştiri de şöyle:
Efendim, çok fazla ağlıyor sızlıyor…
Ne yapacak adam gerçekleri söylemeyecek mi?
Para yok, Türk oyuncuyu lafla gaza getirirsin ama yabancı parasız oynamaz diye bas bas bağırıyor.
Niye bağırıyor, taraftar da baskı yapsın birileri harekete geçsin diye.
Antrenman saham yok, stadım yok, mevcut sahanın da stadın da zemini berbat diyor.
Tespitleri hatalı mı?
Var mı stadı Ankaragücü’nün?
Hepimiz çile çekmiyor muyuz Osmanlı Stadı yollarında?
Koskoca Ankara’da stat bulunamadı da Afyon yollarına düşmedik mi?
İsmail Kartal’a gösterilen tepki, zamanında Ankara sporunu yönetenlere gösterilse kimin gücü yeterdi Eryaman bitmeden 19 Mayıs’ı yıkmaya?
Koskoca Bakan söz veriyor Eylül sonunda stat bitecek diye.
Hala Eryaman’ın ikinci yarıya yetişeceği meçhul, çıkıyor mu kimsenin sesi?
Yok tabi.
Yönetim para ararken tıkanır, İsmail Kartal devreye girer.
Bu takım geçen sezon Eskişehir’de otel bulamaz, İsmail Kartal devreye girer, halleder.
Stat yoktur, İsmail Kartal Ali Koç’u arar stat ister.
Tesisler yenilenecek İsmail Kartal devreye girer.
İnşaatın başında İsmail Kartal durur.
Adam 7/24 Beştepe Tesisleri’nde.
Biraz insaf arkadaşlar.
Beş parasız, statsız, antrenman sahasız, sakatlarla dolu bir takım bugün hala ligin orta sıralarındaysa eleştirmek değil, şükretmek gerekir.
Sosyal medyada sallayanlar da önce aynaya bakacak.
Bu takımın en büyük gücü taraftarıdır.
Taraftar, köylere, kasabalara bu takımın peşinden gitmeseydi, Ankaragücü bugün amatörde olurdu.
Bu takımı Süper Lig’e çıkarmaya ne Mehmet Yiğiner’in gücü yeterdi ne de başkasının.
Mehmet Yiğiner de akıllı adam, taraftarın gücünü iyi kullandı, takım bugün Süper Lig’de.
Ama bir kısım taraftar biraz rahatına düşkün olmaya başladı.
Tüm yük, 7-8 bin çilekeşin sırtına yüklendi.
20 bin kişilik stadın bile yarıdan çoğu boş kaldı.
Passolig’in an itibariyle yayınladığı şu tabloyu Ankara kendine yakıştırabiliyorsa, bizim de söyleyecek sözümüz kalmaz.
METİNER ERDEM