Ankaragücü, Sivasspor’u 3-1 yenerek Süper Lig’de kalmayı garantiledi.
Bursaspor-Göztepe maçının golsüz sona ermesiyle Sivasspor, dün ateş hattının dışında kalmıştı.
Böyle durumlarda doğal olarak bir enerji boşalması olur, futbolcularda rehavet oluşur.
Sivasspor yönetiminin, bu rehaveti önlemek için maçın galibiyet primini 40 bin liraya yükselttiği haberi, maç öncesi rahatsız ediciydi.
Ama maçta göründü ki, Sivassporlu futbolcular ligi kafalarında bitirmişler.
Ankaragücü ise hakemlerin izin vermemesi yüzünden sürekli ertelenen Süper Lig’de kalış garantisini bu hafta almaya kararlıydı.
Sivasspor, canını dişine takıp oynasaydı da Eryaman’dan puanla dönmesi çok zordu.
Nitekim sarı lacivertliler, rahat bir galibiyetle ligi noktaladılar.
35 yıllık gazeteciyim, Ankaragücü’nün bugün sahada olan futbolcularını, teknik heyetini nasıl onore edebilirim kelime bulmakta zorlanıyorum.
Öyle bir hafta yaşandı ki Ankara’da, akıl işi değil.
32 hafta bekleyen Brice Dja Djedje, Tiago Pinto bir hafta daha bekleyemedi.
Bu kadar hayati bir maç öncesi sözleşmelerini feshedip gittiler.
Başkan adayı Murat Ağcabağ ve eski basın sözcüsü Tuna Yılmaz, kulüp üyeliğinden ihraç edildi.
Bir haber çıktı, eksi 6 puan cezası geliyor diye, Ankaragücü’ne bugüne kadar satır yer vermeyen ulusal gazeteler manşetlere taşıdı bu haberi.
Orgill’i, Boyd’u, Sacko’yu gönderdiler.
Gözler hep kulübün paylaştığı antrenman fotoğraflarındaydı.
Orgill var mıydı, Boyd’un suratı niye asıktı, Altay hasta değil gibiydi?
Taraftar, medya adeta vücut dili uzmanı oldu.
Böyle bir gündemle haftayı geçiren bir takımı sezonun en hayati maçı öncesi motive etmek nasıl zor bir şeydir tahmin edebiliyor musunuz?
Ama Mustafa Kaplan bunu başardı.
Mustafa Kaplan demişken…
Hani yayıncı kuruluşun bir ödül gecesi vardı ya, Başakşehir’i ödüle boğdukları…
Galatasaray şampiyon olunca vay efendim, neden yılın teknik direktörü Fatih Terim değilmiş de Abdullah Avcı seçilmiş.
Ben de onlara şunu söylüyorum:
Yılın teknik direktörü neden Mustafa Kaplan değil?
Var mı bu ligde Mustafa Kaplan’ın yaptığını başarabilecek bir babayiğit?
48 saatte toplam maliyeti 2,8 milyon Euro olan takım kuracaksın.
Kulübün kasasında beş kuruş olmayacak.
En kritik maçlara futbolcular sakatım diyerek çıkmak istemeyecek, hatta sözleşmelerini feshedecek.
Her maç hakem hatalarıyla canın yanacak, bir kere bile medyada gündeme gelmeyeceksin.
Medya sorumlusu diye ithal edilen kulübün elemanı, senin yerine teknik direktör arayacak., başkan da buna sessiz kalacak.
Ve nihayetinde herkesin yüzde 100 düşer dediği takımı ligde tutacaksın.
Gelsin de Fatih Terim, Abdullah Avcı başarsın bunu.
Ankaragücü’nün bu sezon ligde kalması son 2 sezonki şampiyonlukla eş değerdir.
Mustafa Kaplan’ın kazandırdığı 20 puan da, binbir şaibeyle, fair play dışı davranışlarla kazanılmış şampiyonluktan çok daha değerlidir.
Aykut Kocaman, Mustafa Kaplan’ın bu başarısı için “peri masalı” benzetmesi yapmıştı.
Evet Ankaragücü, bu sezonun ikinci yarısında bir peri masalı yaşadı.
Daha doğru ifadeyle Mustafa Kaplan ve ekibi Ankaragücü’ne peri masalı yaşattı.
Ancak, bu masalın uzun süreceğine inancım sıfır.
Mustafa Kaplan, mütevazi bir teknik direktör.
Öyle büyük paralar peşinde de değil.
Süper Lig’deki Ankaragücü’nde birinci adam olmak hayaliydi, gerçekleşti.
Ama artık o bile gelecekten umutlu değil.
Maç sonrasında sorduğum “Gelecek sezon da Ankaragücü’nde olacak mısınız” sorusuna net yanıt vermedi, veremedi.
“Çok yoruldum, dinleneceğim, bayram sonrası başkanla görüşeceğim” demekle yetindi.
O da biliyor ki, sezon başında hovardaca yapılan transferler, sezon sonunda büyük sıkıntıya yol açacak.
Taraftar ile yönetimin arasının düzelme ihtimali çok düşük.
Bugün Ankaragücü taraftarı sevinsin, tüm stresini atsın.
Yarın nasıl olsa yine kaosla uyanırlar.
Yönetim sorunu çözülmedikten sonra Ankaragücü’nde kaos eksik olmaz.
METİNER ERDEM