Ankaragücü üst üste 9’uncu maçından da sahadan 3 puan alamadan ayrıldı.
9 maçta 1 beraberlik, 8 yenilgi.
Trabzonspor maçının diğer 8 maçtan tek farkı, ilk kez maç bittiğinde futbolcuların başı dik bir şekilde stattan ayrılmasıydı.
Son yılların en çekişmeli ligi yaşanıyor.
En tepesindekinden en diptekine kadar her takım müthiş mücadele ediyor.
Bu noktada, İsmail Kartal’a ve geçmiş dönemde oynayan bazı oyunculara teşekkürü borç olarak görüyorum.
Şu ligde 11 haftada 19 puan elde etmek ne büyük başarıymış, değerini bilememişiz.
Hem de kimisi bu sezon, kimisi de 1,5 sezon boyunca para almadan.
Ah diyorum ah.
Madem istenirse paralar bulunuyordu, niye o kadro heba edildi, anlayamıyorum.
Bu kısa notla, bu konuya nokta koyacağım.
Yaşandı, bitti.
Yargılamak bizlere düşmez, bugünlerde sahnede olanları iyi ya da kötü olarak tarih yargılayacaktır.
Gelelim bugüne.
2 Şubat 2019 tarihine kadar ligin tek zayıf halkası Ankaragücü’ydü.
A’dan Z’ye herkes, düşecekler listesinde en başa Ankaragücü’nü yazıyordu.
Trabzonspor maçıyla birlikte belli oldu ki o listeler yeniden yazılacak.
İnanıyorum ki artık o listede en başa kimse Ankaragücü’nü yazamayacak.
İsmail Kartal’ın son 5-6 haftasında bu takımın çalışmadığını, Bayram Bektaş’la devre arası kampın futbolcuların isyanından dolayı lay lay lom geçtiğini dünya alem biliyor.
Bayram Bektaş, bu takımın tek puan bile alamadan ligden düşeceğine inandığı için 6 ay çalışmama pahasına pılını pırtını toplayarak kaçtı.
En zor dönemde büyük sorumluluk üstlenen Mustafa Kaplan, bu maçı da kaybetmiş olsa da artık sınıfı geçmiştir.
Sıfırı tüketmiş bir takımı, sadece 15 günde Trabzonspor gibi üst düzey futbol oynayan bir ekiple, hem de deplasmanda dişe diş yarışacak hale getirmiştir.
Hem de sıfırı tüketmiş takıma, sadece 3 gün önce Türkiye’ye gelmiş 4 oyuncu monte ederek bu başarıyı elde etmiştir.
Trabzonspor, sahadan 3 puanla ayrıldıysa öncelikle hakem Mustafa Öğretmenoğlu’na, sonra da Ankaragücü defansının ilk 10 dakikadaki dağınıklığına şükretsin.
Sanki ilk 5 dakika içinde gol yemek zorunluluk Ankaragücü için.
Galatasaray, Alanyaspor ve son olarak Trabzonspor maçı.
Üç maçta da ilk 10 dakikada amatör takımların bile yapmayacağı hataları yaptılar.
Golde, Pinto’nun yerinde olmaması, Alihan’ın önündeki topa koşmakta bu kadar geç kalması inanılması güç hatalardı.
Golden sonra ise bambaşka bir Ankaragücü sahneye çıktı.
Kondisyonu sıfır denilen takım, 90 dakika bittiğinde neredeyse bir 90 dakika koşacak düzeydeydi.
Maçın sonucunu ne Trabzonspor ne de Ankaragücü belirledi.
Sedat’a, Alihan’a, Aydın’a ceza sahasında yapılan müdahaleleri es geçen hakem, bu maçı ne olursa olsun Trabzonspor kazanacak dedi, öyle oldu.
Hele Sedat’ın pozisyonu komedi ötesiydi.
Sanki VAR’a ofsayt için çağrılmış beyefendi.
Atlamışsın ofsaytı, pozisyon gelişmiş penaltı gerektirecek bir hareket olmuş.
Sen dönüyorsun ofsaytı veriyorsun.
Pozisyon gol olsaydı, öncesinde ofsayt vardı diye golü iptal edersin anlarız.
Ofsaytı bulamasa, neredeyse 5 pozisyon geriye dönüp taç verecek.
Anlaşılan bu VAR, Ankaragücü’nün sadece canını yakmak için icat edilmiş.
Orgill’in attığı, ancak sayılmayan gol.
Geçen sezon Fenerbahçe’nin bir derbi maçında Hasan Ali Kaldırım, eli yerdenken top çarpmış hakem o pozisyonda penaltı çalmamıştı.
Çok tartışıldı o pozisyon ve hakem hocaları o pozisyonda yere düşerken destek olan kola çarpacak topların cezalandırılmayacağına hükmetti.
Bu kararından dolayı da hakemi kutladılar.
Eeee, Orgill yere düşmüş, destek olarak yere koyduğu koluna top çarpmış.
Pozisyon aynı pozisyon.
Niye devam deyip, golü vermiyorsun da iptal ediyorsun.
Ankaragücü, bu haftadan sonra inanıyorum ki, hem rakibini, hem sahadaki hakemleri, hem de Riva’daki VAR hakemlerini yenecek.
Bu arada umarım hakkını da sonuna kadar arayacak.
Kulübün ithal medya sorumlusu maçın ardından tweet atıyor, hakem hataları ile ilgili açıklama yapacağız diyor.
Aradan 6 saat geçmiş tık yok.
Konuşmak kolay da yazmak biraz zor geldi sanırım arkadaşa.
Haftaya yaparsın arkadaşım, biz sabırlıyız bekleriz.
Mustafa Kaplan, takımdaki bu büyük değişimi sadece 4 yeni transferi ilk 11’e monte ederek yaptı.
Orgill özlenen santrafor olacağını gösterdi.
Boyd, füzeleriyle çok takımın canını acıtacaktır.
Bu maçta forma giyen yenilerden Kitsiou, Moke, Sacko da umut verdi.
Bu takım, cezalı Djedje’nin yanı sıra Pazdan ve Kulusic’in dahil olmasıyla defansif yönden, Canteros ile de hücum anlamında çok güçlenecektir.
Son olarak sevgili TFF’nin kulaklarını çınlatmak istiyorum.
Birincisi ne oldu da yine Eryaman’ı sakıncalı stat kategorisine soktunuz.
Programa bakıyorum, Gençlerbirliği’nin de Ankaragücü’nün de gelecek hafta Ankara’da maçı var ama stat haneleri boş.
Bu stat hazır değilse, Alanya maçını nasıl oynattın TFF?
Şimdi eksikler giderilmezse, Ankaragücü de Gençlerbirliği de yine yollara mı düşecek?
Pazartesi günü akşamı maç yapmak daha ne kadar Ankaragücü’nün kaderi olacak?
Sevgili medya sorumlusu arkadaş, bu konularda da açıklama yapıp, kulübün haklarını arayacak mı?
METİNER ERDEM