Ankaragücü, Medipol Başakşehir’e deplasmanda 1-0 yenildi.
Başkent ekibi, bu sonuçla son 6 haftada beşinci yenilgisini aldı.
Tehlike çanları artık Ankaragücü için çok güçlü şekilde çalıyor.
Sedat Ağçay’ı pek de etik olmayan bir şekilde görevden alan başkan ve sportif direktör Faruk Koca, takımı Tolunay Kafkas’a emanet etti.
Ümit Milli Takım macerası istediği gibi sonlanmasa da Tolunay Kafkas, son dönemlerde Ankaragücü’nde çalışan en kariyerli teknik direktör.
CV’sinde Anadolu takımlarıyla yaşadığı kupa şampiyonlukları, Süper Lig’de elde ettiği önemli dereceler var.
Futbolda dünün hiçbir önemi olmadığı için Tolunay Kafkas’ın geçmişteki başarıları Ankaragüçlüleri çok da ilgilendirmiyor.
Onlar için önemli olan bugün ortaya koyacağı performans.
İlk sınavını Başakşehir’e karşı verdi.
Tolunay Kafkas’lı Ankaragücü, dün siyah ve beyaz gibi birbirinden zıt iki farklı yarı oynadı.
Tolunay Kafkas, ilk 11 tercihi ve ilk yarıdaki oyun ile sınıfta kaldı.
Ancak, Oko’nun oyuna çok geç alınması dışında, ikinci yarıdaki oyuna müdahaleleri, yaptığı değişikliklerin oyuna katkısı açısından değerlendirildiğinde de “Tolunay Hoca, takımı tanıdıkça başarılı olacak” düşüncesini kafalara yerleştirdi.
Maça kimsenin beklemediği şekilde 3-4-2-1 dizilişi ile başlayan Tolunay Hoca’nın en büyük eksiği, Ankaragücü’nün geçmiş maçlarını çok iyi analiz etmemiş olması.
Önceki maçların özetlerini dahi izlese Pedrinho’nun forvet arkasındaki ikiliden biri olamayacağını anlardı.
Anlaşılan takımın maçlarını izlemek yerine Ankaragücü’nün “sözde futbol aklından” brifing ya da tavsiye almayı yeğlemiş.
Yoksa, Mustafa Dalcı’nın, Ömer Erdoğan’ın defalarca deneyip sonuç alamadıkları Pedrinho hamlesini aklına bile getirmezdi.
Pedrinho bu sezon sadece bir iki maçta 8 numara pozisyonunda oynadığında verim alınmış, geçen sezonki Portekiz performansından eser kalmamış bir oyuncu.
Geçen sezon asist kralı olmuş diye eski takımındaki pozisyonda oynatmaya kalkarsan, daha çok elinde patlar sevgili hoca.
Bundan sonra eminim aynı hatayı tekrarlamayacaksındır.
Ankaragücü, oldukça yabancı olmasına rağmen üçlü defansta gol dışında çok büyük sıkıntı çekmedi.
Belki bunda rakibin isminden çekinerek, 7 defansif isimle maça başlanılmasının da etkisi vardır.
Golde 40-50 metreden atılan uzun pasta Serdar Gürler’in topla o kadar rahat buluşmasında hem Stelious Kitsiou’nun hem de sağ stoper Uros Radakoviç’in affedilmez hatası vardı.
Bu ikili, Serdar’ın kendi görev alanlarında topa buluşmasını engelleyemedikleri gibi, kısacık boyuyla kafayla aşırtma vuruşu yapmasına izin vermeleri Ankaragücü’nün maçtan puansız ayrılması sonucunu doğurdu.
Ghayas Zahid, Süper Lig için çok da üst düzey bir oyuncu olmasa da Ankaragücü’nün 30 transferli mevcut kadrosunda vazgeçilmez durumda.
Forvet arkasında, on numara pozisyonunda Pedrinho da denendi, Emre Kılınç da denendi, Taylan Antalyalı da denendi ama hiçbiri Ghayas Zahid’in Başakşehir maçının ikinci yarısındaki performansının yarısını bile gösteremedi.
Dün de oyuna girmesiyle birlikte orta sahayla forvet arasındaki bağlantının kurulmasında çok önemli katkıları oldu.
Penaltı yaptırdı, kilit paslar atarak takımını gol pozisyonuna soktu.
Başka alternatif bulunmadığı sürece Ghayas Zahid, bu takımda ilk 11’in değişmez isimlerinden biri olmalı.
Konu dışı olacak ama Ankaragücü’nde kaptanlık konusuna kim karar verdiyse kararını bir kez daha düşünsün derim.
Tolga Ciğerci, hem liderlik vasfına sahip bir oyuncuydu, hem de abilik yapabiliyordu.
Ghayas Zahid’de de Uros Radakoviç’te de ben bu özellikleri göremiyorum.
Türkçe de bilmedikleri için hakemlerle sağlıklı diyalog kurmaları da zor.
Ankaragücü’nün çocuğu Gökhan Akkan dururken, yabancılardan kaptan yaratmanın gayesini anlayabilmiş değilim.
Ara transferi de 9 oyuncuyla kapatan Ankaragücü’nün ilk 11’inde yenilerden sadece 2 bek yer aldı.
Stelious Kitsiou, Gaziantep’e giden Kitsiou değil, çok gerilemiş.
Malcuit sakatlığı atlatsın, bu Kitsiou bir daha bu formayı zor giyer.
Hasan Ali Kaldırım’ın durumu daha berbat.
Kaç maçtır sadece isminden dolayı oynuyor, sahada ise sadece geziyor.
Hanuesek vasatın bir tık üstü bir oyuncu ama bu Hasan Ali’den kat kat fazla verim sağlar Ankaragücü’ne.
Ankaragücü, öyle bir futbol oynuyor ki tek gol umudu Ali Sowe.
Ali Sowe gününde değilse, gol de hayal oluyor.
Hem penaltı kaçırması hem de bir metreden boş kaleye topu atamaması dünkü maçın puansız geçmesine neden oldu.
Dün Ankaragücü, çok rahat alacağı maçı rakibin ismine kaybetti.
Başakşehir son haftalardaki oyunuyla yerlerde sürünen bir takım.
Hele Avrupa’dan dramatik şekilde elenmeleri takımın kimyasını bozmuş.
Şu an lig yeni başlasın, düşecek ilk takım Başakşehir olurdu.
İkinci takım da ilk yarıdaki futboluyla Ankaragücü.
Ankaragücü için hiç umut ışığı yok mu?
Tabi ki var.
Tolunay Kafkas Ankaragücü’nde başarılı olur olmasına da.
Beni endişelendiren Tolunay Kafkas’taki değişim.
Biz Tolunay Kafkas’ı, sahada agresif, kavga etmekten çekinmeyen, saha dışında da dobra, lafı eveleyip gevelemeden kitabın ortasından konuşan biri olarak tanırdık.
Bu haliyle ismi ilk gündeme geldiğinde tam da Ankaragücü’nün aradığı, taraftarıyla örtüşecek bir teknik direktör olur diye düşünmüştüm.
Ancak basın toplantısından beri, çekingen, aman bir hata yapacağım, ağzımdan yanlış bir cümle çıkacak, medya yine üzerime gelecek diye korkan bir Tolunay Kafkas izliyorum.
Tolunay Hoca’nın öncelikle fabrika ayarlarına dönmesi şart.
Bu takımın üzerindeki ölü toprağını sadece ve sadece fabrika ayarlarına dönmüş agresif, hırslı bir Tolunay Kafkas kaldırabilir.
Yoksa sinirleri alınmış Tolunay Kafkas ile bu takım bir adım dahi ileri gidemez.
Ankaragücü, Salı günü kupada Trabzonspor ile çeyrek finalde karşılaşacak.
Herkes o sene bu sene deyip, kupayı hedeflese de kupa sevdası başa olmayacak işler açabilir.
Ankaragücü, haftaya İstanbulspor ile hayati bir maça çıkacak.
İstanbulspor, Fatih Tekke ile oldukça toparladı.
Ankaragücü tüm enerjisini kupada harcar, İstanbulspor maçına son derece yorgun çıkarsa o maç çok sıkıntılı geçer.
Aman dikkat.
Başkan ve sportif direktör Faruk Koca’yı konuşmak bile istemiyorum.
Kibir, ego insanları nasıl değiştiriyor, en güzel örneğini yaşayarak görüyoruz.
Ankaragücü’nü sezon sonu borçsuz bir takım yapacakmış.
Aklıma geldikçe gülüyorum.
Hayallere karnımız tok, bu takımı küme düşürtme yeter.
METİNER ERDEM