Seul’de 1988 ilk kaldırışı öncesi podyuma çıktığında tarihin akışını değiştireceğinden habersizdi.
Koparma ve silkmedeki toplam 6 kaldırışının ardından 6 Dünya, 9 Olimpiyat rekoru kırdı.
Naim Süleymanoğlu, o gün rekorları peşi sıra devirmenin yanında Türk spor tarihine de yeni bir boyut kazandırdı.
Artık, güreş dışındaki bir spor dalında Türkiye, Naim ile birlikte altın madalya sahibiydi.
1977’de barı ilk omuzladığında henüz 9 yaşındaydı.
Bulgaristan adına 1986 yılına kadar başta gençler şampiyonaları olmaz üzere birçok rekora imza attı ancak ülkesindeki baskılar onu 1986’da Melbourne’de Türkiye’de iltica etmeye götürdü.
İki ülke arasındaki diplomatik temasların gündeminde, tüm gayesi daha ağrını kaldırmak olan 1,47’lik bir halterci vardı.
Naim’in Türkiye’ye kazandırılması, artık 7’den 70’e bir memleket meselesiydi.
Diplomatik krizin çözülmesiyle Naim, Seul Olimpiyatları öncesi Türkiye adına ilk kez 27 Nisan 1988’de Cardiff’teki Avrupa Şampiyonası’nda podyuma çıktı.
O gün Galler’de 3 altınının yanına bir de dünya rekoru iliştiren Naim, 8 yıl sürecek hükümdarlığının ilk satırlarını yazıyordu.
92 Barcelona’da zorlanmadan altına uzanırken Uluslararası Halter Basın Komisyonu da kendisini “Dünya’nın en iyi sporcusu” olarak niteledi.
Cep Herkülü, dünyanın gözleri önünde ağırlığının 3 katını kaldıran bir makineye dönüşmüştü.
1996 Atlanta ise Dünya spor tarihinin en dikkat çeken rekabetlerinden birine sahne oldu. Başrolünde elbette ki Naim vardı. Karşısında ise Yunan Vario Leonidis.
Aile büyükleri Türkiye topraklarından göçmüş Leonidis’in Naim’i her defasında daha da ağırını kaldırmaya zorlamasıyla Atlanta’da “64 kilo erkekler halter müsabakası” tarihe geçti.
Naim Süleymanoğlu, ’88 Cardiff’te altın madalya ile başlayıp Sidney 2000’de sıfır çektiği güne kadar bir ülkenin bayrak adamıydı… O, barı her omuzladığında, bir jenerasyon neleri başarabileceğini daha iyi kavradı…
