Küresel sporun süpermeni futboldur.
Alt yapıdan alınıp yabancı transferlere verilerek süpermen kötü yola düşürüldü. Mağlubiyetlerden sonra futbolun marka değerini kurtarmaya çalışan yorumcular bakın şunları söylüyorlar…
“Üç pasta rakip kaleye inemiyoruz… Nasıl bu kadar çabuk gol yiyor ve nasıl bu kadar gol atmakta zorlanıyoruz anlamıyorum.”
Bir başka yorumcu;
“Çözüm maaşlı federasyon başkanı ve yönetim kurulundadır. Yeni bir yapılanma ile bu şımarık çocukların oyuncağı olmayalım.”
Değerli bir köşe yazarı ise;
“Paradan başka bir şey düşünmeyen, mağlubiyette bile sırıtan, gece keyfine düşkün bu adamlardan bu kadar olur… Ampute futbol takımı başarılı, çünkü idealistler. Bunlar ise başarısızlar, çünkü parama ve keyfime bakarım diyorlar.”
Tüm bunlar bize şunu gösteriyor.
Ülkemizde yapılanı anlamayan spor aydınları gerçeği var.
Sporda açıklama yaparken doğru dürüst bilgilerle hareket etmek gerekir.
Akılla değerlendirmekten daha çok gözle değerlendirmek çözümsüzlüğe götürür.
Pansuman tedbir olarak yabancı sporcuya sarılınılıyor.
Bunu olumsuzlama anlamında söylemiyorum, gerçek olduğu için söylüyorum.
Sporda çözüm için ustaca ve dahiyane öneriler kaçınılmazdır.
Önemli ve üst düzey tekniğe sahip bir futbol adamı olan Nuri Yakupoğlu şunları söylüyor:
“Yabancı futbolcu neden tercih ediliyor, çünkü yetenekliler… Pozisyon bilgisine sahipler ve teknikleri iyi. Avrupa’da yetişmiş Türk futbolcularda da bu özellikler var. Yeteneğe, pozisyon bilgisine ve tekniğe önem veren bir alt yapı eğitimi oluşturulamazsa futbol insan harcama makinası olma özelliğini sürdürür. Oluşturulursa, bizimkilerde iğne kadar boşlukları değerlendirip, üç pasta kaleye inip gol atabilirler.”