Ankaragücü, bu sezonki ilk galibiyetini İsmail Kartal ve Adnan Erkan gibi iki tanıdık simanın görev yaptığı Konyaspor’u 4-3 yenerek aldı.
Dile kolay tam 140 gün sonra bu galibiyet geldi.
Adeta bir dejavu yaşandı, dün Eryaman Stadı’nda.
14 yıl önce 2006-2007 sezonunda da Ankaragücü ilk 9 haftayı kazanamadan geçirmişti.
O sezon da 10. hafta rakip Konyaspor’du.
Başkentin Sarı Lacivertli ekibi, o gün Konyaspor’u 2-0 mağlup etmekle kalmamış, ardından 3 maç daha kazanarak 4 maçlık bir seri yakalamıştı.
Ankaragücü, o sezon 10. haftaya sonuncu sırada girdiği Süper Ligi 13. bitirmiş ve rahat bir şekilde ligde kalmıştı.
Umarım dejavu devam eder, Ankaragücü, 10 gün içinde Eryaman’da oynayacağı Hatayspor, Gençlerbirliği, Beşiktaş maçlarında, 14 yıl önceki seriyi tekrarlar.
Maçtan önce birisi 7 gollü bir maç olacağını söylese, “hadi ordan” deyip güler geçerdim.
İki teknik direktör de savunmayı sağlam tutan, topu rakibe veren, kontrataklarla gol bulmayı deneyen bir oyun anlayışına sahip.
İki takımda da çok ciddi eksikler vardı.
Burada bir bilgi vereyim, Ankaragücü’nde açıklanandan bir fazla Covid testi pozitif olan oyuncu var.
Sarı Lacivertli ekip, son 10 gün içinde 5 covid vakası açıkladı, dün öğrendik ki önceki gün 1 futbolcu diye açıklanmıştı, meğer 2 futbolcunun testi pozitifmiş.
Konyaspor’da 8 eksik, Ankaragücü’nde 6 covidlinin yanı sıra Alper kadro dışı Pazdan ise serçe parmağındaki çatlaktan dolayı maçta yoktu.
Yani iki takımda 8’er oyuncudan mahrumdu.
Bu kadar eksik oyuncu olunca, iki hocanın da savunmaya ekstra önem vereceklerini sanıyordum, yanılmışım.
İsmail Kartal, kendi takımındaki eksiklere rağmen, Ankaragücü’nün ligdeki konumuna aldanarak, bu maçı mutlak kazanmak istedi.
Saba’nın kurnazca attığı ilk golün şaşkınlığı ile savunmayı ikinci plana atıp oyunu Ankaragücü yarı sahasına yıktı.
Nitekim kısa sürede sonuç aldı, çok itiraz edilse de Bolingi’nin kontrolsüz girişi penaltıydı.
Ardından kaleci Friedrich’in bu sezon kaçıncı olduğunu sayamadığımız kapattığı köşeden gol yeme alışkanlığı ile İsmail Kartal amacına ulaştı.
Ankaragücü, haftalar sonra 45+’da ekstra gol yemeyince devre 2-1 konuk ekibin üstünlüğü ile tamamlandı.
İkinci yarı başlamadan ortak görüş, İsmail Kartal’ın artık maçı kilitleyeceği yönündeydi.
Ama beklenen olmadı, ikinci yarının hemen başında Kitsiou, Saba ile mükemmel verkaçlar yaptıktan sonra bu sezonki 3. asistini yaptı, Borven de 4. golünü attı ve skor eşitlendi.
Bu dakikadan sonra iki taraf da maçı kazanmak için defansı ikinci plana atıp gol aradılar.
Mustafa Dalcı’nın, ofansif yönü zayif olan Assane Diouesse’yi oyundan çıkarıp, genç Ender Aygören’i alması cesaret işiydi.
Kaleci Ricardo Friedrich’in kontrolsüz öne çıkışını iyi değerlendiren Necj Subiç’in attığı galibiyet golünden sonra Mustafa Dalcı tüm kozlarını sahaya sürdü.
77. dakikada oyuna giren Joseph Paintsil 78. dakikada Saba’nın asisti ile beraberliği sağlarken; aynı dakikada oyuna giren Emre Güral da 89. dakikada Saba’nın kazandırdığı penaltıyı gole çevirerek Ankaragücü’ne bu sezonki ilk 3 puanı kazandıran isimler oldu.
Saba; bir gol, bir asist, kazandırdığı penaltı ve Borven’in golü öncesi katkısıyla 4 golde de başroldeydi.
Bu maçın kazanılmasında arslan payı Gürcü sağ kanatın.
Futbolcuların, teknik heyetin katkıları tabiki takdire şayan ama Protokol Tribünü’ne de ayrı parantez açmak şart.
Ankaragücü’nün maçın son dakikasında kazandığı penaltıyı abartısız direkt Protokol Tribünü’ne yazıyorum.
Saba’nın vuruşunda top Adil Demirbağ’ın ellerine çarptı.
Adil Demirbağ, ellerini vücudu ile birleştirmeye çalıştığı bir anda temas gerçekleştiği için kimse penaltı mı değil mi anlamadı.
Hakem Mete Kalkavan bir salise de olsa geç baktığında Adil’in eli vücuda yapışıktı ve emin bir şekilde devam işareti yaptı.
Sonra hep birlikte protokol tribünlerindeki televizyonlardan tekrar gösterilince pozisyonun net penaltı olduğu fark edildi.
O andan itibaren Protokol Tribünü öyle bir gürültü çıkardı ki, dışardaki insanlar, inanın Gecekondu full tribünde sanırdı.
Başkan Fatih Mert’in, Futbol Şube Sorumlusu Faruk Koca’nın ve diğer tüm yöneticilerin, yedek kulübesi ve tribündeki futbolcuların, dün Protokol Tribünü’nde olan Abdullah Karaata’nın müthiş katkısı oldu penaltıda.
Protokol’den gelen yoğun tepki üzerine kafası karışan, kararını sorgulayan Mete Kalkavan da oyunu durdurup, VAR’dan inceleme istedi.
VAR’ın incelemesi sonrasında da Ankaragücü penaltı kazandı.
Bu maçın en iyileri, Saba ve Protokol Tribünü; en kötüleri ise kaleci Friedrich ve Assane’ydi.
10 maçta sadece 7 gol yiyen İsmail Kartal’ın öğrencilerine, bir maçta 4 gol atmak kolay değildi, Ankaragücü bunu başardı.
Konyaspor rekor peşindeydi, bu saplantı sonları oldu.
Maç öncesi Adnan Erkan ile yaptığımız görüşmede, bundan önceki en iyi sezon başlangıçları 11 maçta 15 puanmış.
Bu maçı kazanarak tarihe geçmek istediler, sonuç hüsran oldu.
Maçtan sonra tebrik için Yönetim Kurulu’nun locasına gittim.
Burada bir olaya tanıklık ettim, yazmak için Sayın Faruk Koca’dan izin alamadığım için bir sır olarak kalacak.
Ama şunu söyleyebilirim, tanıklık ettiğim olay, Ankaragücü’nün geleceğinin çok açık olduğu.
Bu sezon belki küme bile düşebilir ama inanın Ankaragücü’nü güzel günler bekliyor.
Rahat olun!