Ankaragücü, lider Ümraniyespor’un kaybettiği haftada deplasmanda Kocaelispor’u 2-1 yenerek zirveye ortak oldu.
Necati Erkmen’in ayrılması ile teknik direktör Mustafa Dalcı, artık basın toplantılarına katılabiliyor.
Biz de oynanan maçlarla ilgili düşüncelerini birinci ağızdan dinleme fırsatı bulabiliyoruz.
Hem geçen hafta hem de bu hafta maç sonu Mustafa Hoca’yı dinledikçe söyleyebileceğim tek şey:
Allah herkese Mustafa Dalcı gözlüğü nasip etsin.
O gözlükle maçı izleyip, yorumlamak ne kadar keyifli olurdu kim bilir?
Mustafa Hoca, hafta içi medya ile buluşmasında bol bol takımın istatistiklerinden bahsetti.
Hocanın paylaştığı istatistiklere bakıyoruz, ofansif, defansif her alanda Ankaragücü ya bir numara ya iki.
Aslında Danimarkalı Teknik Direktör Ebbe Skovdahl’a ait olan ama Sir Alex Ferguson’a atfedilen bir söz vardır ya!
“İstatistikler mini etek gibidir, çok şey gösterir ama en önemli şeyi göstermez” diye.
Mustafa Hoca’nın istatistiklerinden sonra sahaya bakıyoruz, en azından mini eteğin gösterdiklerini görürüz diye ama…
Ancak maxi eteğin gösterdiklerini görebiliyoruz.
Sadece ayak uçları.
Geçen haftaki rakip son 6 maçını kazanamayan Tuzlaspor, bu haftaki de son 9 maçın 7’sini kaybeden, sadece birini kazanabilen, gelenin gidenin yendiği Kocaelispor.
İki maçta da rakip 10 kişi kalıyor ama sahada kim 10 kişi oynuyor belli değil.
Son dakikalarda atılan mucize gollerle maçlar kazanılıyor.
İstatistiklere bakıyorsun mükemmel ötesi.
Dedim ya, Allah herkese Mustafa Dalcı gözlüğü versin diye.
Hele onun yanında bir de Mustafa Dalcı şansın oldu mu sırtın mümkün değil yere gelmez.
Kocaelispor maçında futbolcu performanslarına bireysel olarak baktığımızda takımın en iyisi galibiyet golünü de atan Murat Uçar’dı.
Asla pes etmeyen, son ana kadar mücadele eden bir yapıya sahip Murat.
Hayati bir gol attı, girdiği tüm ikili mücadeleleri kazandı.
300. lig maçına çıkan Aatıf Chahechou, oyunda kaldığı süre içinde çok çalıştı, mücadele etti.
Belki de sezonun en iyi oyununu oynadı.
Kwabena Owusu’daki belirsizlik sürerken, Aatıf’taki bu değişim gelecek adına umut verdi.
Başka kim vasatın üzerinde oynadı derseniz, ben göremedim.
Ankaragücü’nde kimler kötüydü derseniz.
Yasin Güreler’den başlayacağım ama bir konunun altını çizeceğim.
Keçiörengücü ve Tuzlaspor maçlarında, defansif görevlerini eksiksiz yapmıştı.
Zaten öncelikli görevi de oydu.
Bu nedenle o maçlarda kötü oynadığı görüşlerine katılmıyorum.
Ama bu maçta defanstaki hataları saç baş yoldurdu.
Kocaelispor da cevher bulmuş gibi ilk yarının tamamını Yasin’in kanadından oynadı.
Henüz 5. dakikadaki hatasının gol olmaması futbol mucizesiydi, o mucize de gerçekleşti.
Pinto’nun dönüşü gecikecekse, Mustafa Hoca’nın önlem alması gerekir.
Yasin Güreler’in, bu performansla Eryaman Stadı’nda oynaması çok zor.
Mustafa Hoca, oyuncusunu biraz olsun düşünüyorsa en azından iç saha maçları için alternatifini bulmalı.
Açık söyleyeyim izlemedim ama çok sayıda olumlu referans alıyorum.
Yusuf Eren Göktaş.
17 yaşında stoper ve sol bek oynuyor.
U19’da harikalar yarattığı söyleniyor, umarım Mustafa Hoca da izliyordur.
Yusuf Abdioğlu da vasatı altındaki isimlerden.
Son haftalarda sık hata yapar oldu, yaptığı her hata da gol oluyor.
Erdem Özgenç, sakatlanıp oyundan çıkana kadar direkten dönen frikik dışında vasatın altında kaldı.
Erdem Özgenç bugüne kadar oynadığı her maçta olağanüstü performans sergilediğinden olsa gerek, vasat oyunu olumsuz anlamda göze batıyor.
Saha içi pek iç açmıyor ama saha dışı için aynı şeyleri söylemek zor.
Tarihin en güçlü (!) yönetimine rağmen yine transfer yasağı var diye eleştiriyoruz ama hangi futbolcuyla görüşürsem görüşeyim ödemeler konusunda çok memnunlar.
Prim ve maç başı ücretleri tıkır tıkır ödeniyor.
Maaşlar ise en fazla bir ay gecikiyor.
Kötü futbolun bahanesi olarak “TFF 1. Lig’in futbolu bu” anlayışını asla kabul edemem ama…
“TFF 1. Lig’de şampiyonluğun anahtarı ödemelerin düzenli yapılmasıdır” görüşüne dibine kadar katılırım.
Ankaragücü bu kötü futbola rağmen bugün hala zirvedeyse, bunda en büyük pay, sıfır gelire rağmen yöneticilerin mali açıdan özverisidir.
Son dönemde tüm şartlarımı zorlayıp deplasmanlarda da takımı takip etmeye çalışıyorum.
Bu hafta da eski basın sözcüsü Tuna Yılmaz, herkesin muhalif olarak bildiği Abidin Doğan ve sevgili Orhan Sal ile birlikte gittik Kocaeli’ye.
Abidin Bey’in, Tuna Bey’in daha birkaç ay önceki kongrede rakibi oldukları yönetime sahip çıktıklarını görmek, Ankaragücü’nün geleceği açısından o dondurucu soğukta içimi ısıttı.
Başkan Faruk Koca’ya, yöneticiler Hakan Bilgin’e, Durali Akpınar’a, Tan Alar’a, Kamil Karip’e, Gökalp Üstün’e, Soner Kurt’a, özellikle de basın sorumlusu Hüseyin Aytekin’e Tuna Bey ve Abidin bey’e gösterdikleri sımsıcak misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum.
3 saatte gidilen yoldan 7-8 saatte ancak dönülebildi.
Bir mola merkezinde muhabbet ederken, maçtan otobüsle dönen takım geldi.
Futbolcuların yöneticilerle karşılaştıklarında gözlerinin içindeki sevgi ışığı öyle bir hissediliyordu ki.
Muhalefetiyle, iktidarıyla, futbolcusuyla, yöneticisiyle, çalışanlarıyla bütünleşmiş bir Ankaragücü görmek, gelecek adına umut verdi bana.
Yoğun kar yağışı Bolu’da yolları kapatmış, yüzlerce araç yolda kalmıştı.
Bir TIR kazası nedeniyle kapanan trafikte beklerken Başkan Faruk Koca’yı gördüm.
Aracından inmiş, yol açma çalışmalarını izliyordu, bir iki kare fotoğrafını çekmek istedim.
Başkan beni görür görmez, “Nedir bu senden çektiğimiz” diye şaka yollu sitem etti.
Ben de yine şaka yollu “Bizim de nedir sizden, Ankaragücü’nden çektiğimiz” demek istedim, diyemedim.
Bazı taraftarlar mesaj atmış, transferi sordun mu diye.
Ya bu kışta kıyamette donacağız mı, eve vaktinde yetişebileceğiz mi diye düşünürken kimin aklına gelir transferi sormak?
Cevabı duyar gibiyim.
“Her Ankaragücü taraftarının aklına gelirdi” diyorsunuz tabi.
Tamam ben de tesislerde mola verirken bazı yöneticilere sordum zaten.
Ara Transfer dönemi 12 Ocak’ta başladı, 8 Şubat’ta bitecek.
Aldığım izlenim yine son günlere kalınacağı şeklinde.
Geç kalındığı kesin.
Son güne ancak seçilmiş, kimsenin almadığı oyuncular kalır.
Ya da pahalı olduğundan kimsenin el uzatamadığı isimler.
Ankaragücü’nün böyle pahalı bir transfer yapması imkânsız.
Diğer transfer içinse hiçbir heyecanım, beklentim yok açıkçası.
Bence bu saatten sonra transfer olsa da olur olmasa da.
Yeter ki ödemeler düzenli yapılsın, maddi sorun yaşanmasın.
METİNER ERDEM