Mehmet Yiğiner, 6 yıl önce dipten aldığı Ankaragücü’nü, Süper Lig’e kadar çıkardı.
Kendi ifadesiyle ilk kez başkanlığa seçildiği 13 Ocak 2013’te 70 milyon dolarlık borcu (350 Milyon TL) kucağında buldu.
Gelirler ise neredeyse sıfırdı.
Her yıl battı, bitti, gitti denildi, o şapkadan tavşan çıkardı.
Bu yıl da ben de dahil birçok kişi yine battı, bitti, artık gider diye yorum yaptık, o yine büyük sürpriz yaparak hem transfer yasağını kaldırdı hem de 3 günde tam 12 transfer gerçekleştirdi.
Futbol tarihine geçecek bir rekordur sanırım, o da artık Mehmet Yiğiner’e ait.
Bu transferler gelişigüzel mi yapıldı?
Mustafa Kaplan, uzun süredir ön çalışma yapmış, elinde listesi hazırdı.
Bunlardan kaçı alındı, kaçı son dakika istenmeden yapıldı öğreneceğiz.
Son gün Mustafa Kaplan ile konuştuğumda özellikle santrafor konusunda oldukça sıkıntılıydı.
O gün Zaur Sadaev ve Dever Orgill alındı, El Kabir’in Katar hayalleri de suya düştü.
Elinde hiç santrafor yokken, şimdi 3 seçenek çıktı.
Her mevkiide üçer dörder oyuncu var.
Şimdi herkesin sorduğu 2 soru var.
1-Mehmet Yiğiner bu parayı nereden-nasıl buldu?
2-Bu futbolcular Ankaragücü’nde iş yapar mı?
Ankaragücü başarılı olduğu sürece, aslında en önemlisi olan ilk sorunun yanıtını kimse önemsemez.
İkinci sorunun yanıtı ise Nasrettin Hoca’nın göle maya çalması gibi, ya tutarsa misali.
Birkaçı hariç, transferleri kimse tanımıyor.
Elimizdeki veri, son takımında kaç maç oynadı, kaç gol attı şeklinde.
Yeni transferlerin 2018/2019 sezonunda kaç resmi maç yapmışlar tek tek inceleyelim.
Lig, kupa, uluslararası maçlar hesaba katılırsa, takımlar bu sezon 20-25 aralığında maç yapmışlardır.
Transferler kaç maçta oynadı:
Aydın Karabulut: 1 Maç
Cebrail Karayel: TFF 2. Lig’de 17 maç
Ante Kulusic: Moldava Ligi Kasım’da bitiyor, Nisan’da başlıyor. Geçen sezon 31 maçta oynadı. Kasım’dan beri oynamıyor.
Michal Pazdan: 7 maç
Stekios Kitsiou: 5 maç
Wilfred Moke: 7 maç
Hector Canteras: Brezilya’da sezon Aralık’ta bittiği için bu sezona ait istatistiği yok. Geçen yıl 34 maçta oynadı. Aralık’tan beri oynamıyor.
Oscar Scarione: 0
Hadi Sacko: 5 maçta 97 dakika
Tyler Boyd: 13 maç
Zaur Sadaev: 7 maç
Dever Orgill: 18 Maç
Yani sadece Dever Orgill, Tyler Boyd, Cebrail Karayel maç kondisyonu olarak hazır sayılabilecek oyuncular.
Diğerlerinin zamana ihtiyaçları var.
Mustafa Kaplan’a çok büyük yük düşüyor.
Henüz camianın kabullenmediği bir teknik direktör olarak bu yükün altından kalkabilirse müthiş bir başarı olur.
Trabzonspor maçı için kimse niye kaybettik demez ama Kasımpaşa maçı, hem Yiğiner hem de Mustafa Kaplan için kader maçı olacaktır.
ZAUR SADAEV
Ankaragücü’nün son gün son dakika transferlerinden biri Zaur Sadaev’di.
Çeçenistan uyruklu Müslüman bir oyuncu.
İlk açıklaması, “Müslüman bir ülkede futbol oynayacağım için mutluyum” oldu.
Fotoğrafına bakınca, “Ankaragücü’nün de bir Aykut Demir’i oldu” dedim, kurduğum ilk cümle bu oldu.
Sonra meslektaşım Yunus Emre Kartal’ın hatırlatması ile benim de ne kadar önyargılı olabileceğimi anladım.
Hakkında belgesel çekilmiş bir oyuncu Zaur Sadaev.
Belgeselin adı: DAİMA SAF
Dünya futbol tarihinde yaşanmış en ağır ırkçılık vakası anlatılıyor.
Çeçenistan’dan 2 Müslüman oyuncunun İsrail’in en ırkçı taraftarına sahip Beitar Jaruselam takımında geçen yarım sezon konu ediliyor.
Düşünebiliyor musunuz, Sadaev, Beitar Jaruselam adına gol atıyor, tribündeki 20 bin Jaruselam taraftarı, bir Müslümanın kendi takımı adına gol atmasını kabullenemeyip o dakika stadı terkediyorlar.
Her maç 90 dakika en ağır küfürler, fiziki saldırılar.
Kulüp binasının yakılması, neler neler.
Sonrasında Polonya’da da oynayan Sadaev’in ilk kez yurtdışında bir Müslüman ülkede top koşturacak olmasından dolayı dudaklarından bu kelimelerin dökülmesinden daha doğal ne olabilir ki?
Kendi adıma, Sadaev’in başarılı olması için ayrıca dua edeceğim.
VEFASIZLIK ANKARAGÜCÜ’NÜN RUTİNİ OLDU
Ankaragücü’nde maalesef son yıllarda hoş olmayan vedalar yaşanıyor.
TFF 2. Lig’de takımı şampiyon yapan ekip, son dakikada İsmail Kartal tarafından hoş olmayan bir şekilde tasfiye edildi.
Sezon başında Erdem Şen’e yer açabilmek için takımın en istikrarlı oyuncusu Arif Morkaya, son gün takımdan uzaklaştırıldı.
Erdem Özgenç ve Kenan Özer’in ayrılırken ettikleri sitemden onlara da ne haksızlıklar yapıldığını –biliyorduk- bir kez daha teyit etmiş olduk.
Bir vefasızlık da Ankara spor medyasına yapıldı.
Bir Gümüşhane maçı yaşadı bu kulüp.
Meslektaşım Ahmet Sülak’ı hem de şeref tribününde devre arasında baş aşağı, merdiven boşluğundan atıyorlardı, Alper Bakırcıgil son anda gözü dönmüş insanların elinden kurtarabildi.
Basın tribününün camlarına vuran sözde yöneticiler, “Burada öleceksiniz, buradan çıkamayacaksınız” diye tehdit ediyordu, 155 Polis İmdat’ı arayan meslektaşım Ali Erdoğan’ın aldığı yanıt, “Sizi koruyacak ekibimiz yok, başınızın çaresine bakın” olmuştu.
Ankara medyası bu takımı son 6 yılda canı pahasına takip etti.
Bu takım köy, kasaba gezerken yanında sadece Ankaralı spor yazarları vardı.
Sen meslek yaşamlarını bu kulübe adamış o kadar işsiz Ankaralı spor yazarı varken, Ankaragücü’ne Bursa’dan medya sorumlusu ithal et.
Tek özelliği Ankaragücü’nün iki maçını rahat koltuğunda anlatmak, Başkan Mehmet Yiğiner ne zaman zor duruma düşse balon haberlerle onu kurtarmak olan birini.
Bu karar, Ankara spor medyası çalışanlarını derinden üzdü.
Bu da tarihe not olarak düşülsün istedim.
METİNER ERDEM