Ankaragücü, Fenerbahçe’yi 2-1 yendi.
Skorun 2-1 olduğuna bakmayın; Ankaragücü, İstanbullu renktaşını eze eze mağlup etti.
Hem de Fenerbahçe’nin yüzde 75, Ankaragücü’nün ise yüzde 25 topa sahip olduğu maçta.
Maç öncesi kadrolar elimize geçtiğinde iki takım açısından da şaşkınlık yaşadık.
Ankaragücü’nde sakat mı hasta mı tam olarak açıklanmadı ama oynamasına çok da engel bir durumu olmayan Orgill, 21 kişilik maç kadrosunda yoktu.
Scarione’nin kadroda olmaması ise isabetliydi.
Mustafa Reşit Akçay, 3 ön libero ile maça çıkarken, tartışılan 3 isim, Alihan, Sedat ve Faty’i ilk 11’e almıştı.
Sakatlığı atlatan, son 2 günkü antrenmanda yer alan Pazdan da yedekler arasındaydı.
Bu kadroyu görünce canım sıkıldı, sosyal medyadan da bu düşüncemi paylaştım.
Neyse ki maçlar kayıt üzerindeki isimlerle değil, sahada ortaya konulan yüreklerle kazanılıyor.
Ben ve benim gibi düşünenlerin Mustafa Reşit Akçay’a bir özür borçlu oldu; ben burada özrümü dileyerek borcumu ödüyorum.
Mustafa Hoca, son 2 haftadır kazanamadığından dolayı maç başlar başlamaz topuyla tüfeğiyle saldıracak Fenerbahçe’yi önce kalabalık savunma yaparak durdurmayı, arkada bırakılan boşlukları Konrad, Saba ve Gerson gibi hızlı oyuncularla değerlendirmeyi düşünmüş.
İlk 10 dakika Fenerbahçe neredeyse tek kale oynar gözükürken, önce Gerson ile ilk tehlikesini yaratan Ankaragücü, ardından kaptan Sedat’ın ustaca verdiği ara pasından kaleci Altay’ın büyük hatası ile ilk golünü buldu.
Bu dakikadan sonra Fenerbahçe adeta kaos futbolu oynamaya başladı.
Amaçsızca yaptığı ataklar, sık sık kaptırılan toplar Ankaragücü için hep pozisyon oldu.
Konrad, ilk yarının ortalarında Altay ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda golü atabilse, Fenerbahçe hiç tahmin edemeyeceği bir sonuçla Eryaman’dan ayrılabilirdi.
Ama olmadı, Ankaragücü atamasa da neredeyse hiç pozisyon vermeden ilk yarıyı tamamladı.
İkinci yarı Emre’nin girmesiyle Fenerbahçe biraz toparlansa da ataklar pek fazla gol pozisyonuna dönüşmedi.
Kulusiç’in şanssız bir şekilde kendi kalesine attığı golün öncesinde Vedat’ın ofsaytta olması bir şanstı.
Ardından Emre’nin sakatlanarak çıkması Fenerbahçe’yi iyice dağıttı.
Yeniden doldur boşalt taktiği ile oynamaya başladılar, tüm toplar kalabalık Ankaragücü savunmasında eridi gitti.
Gerson Rodrigues’in attığı golün, haftanın golü olacağı kesin de, yılın golü olur mu göreceğiz.
90 artı 6’da Serdar Aziz’in attığı gol ise Ankaragücü açısından sadece iş kazasıydı.
Maçın adamı Saba mı Konrad mı olmalı, karar veremedim.
Oyumu eşit olarak kullanmak istiyorum.
O kadar hızlılar, o kadar rahat adam geçiyorlar ki, Süper Lig’de eşleri benzerleri şu an için yok.
Saba ile sözleşme 1,5 yıllık, beklemeden uzatılmalı; geçen sezon ki hataların tekrarlanmaması için de kiralık olan Konrad’ın bonservisi, bu oyuncu iyice parlamadan alınmalı.
Yoksa her ikisini de Ankaragücü’nde tutmaya güç yetmez.
Ankaragücü’nde Sedat ve Alihan görevlerini en iyi şekilde yaptılar, Faty bile ortalamanın üstündeydi desem takımın oyun kalitesini siz düşünün artık.
Mustafa Reşit Akçay, taktik açıdan Ersun Yanal’dan 3-4 gömlek üstündü.
Ankaragücü maçı bileğinin hakkıyla, eze eze kazandı ama, Ersun Hoca da Mustafa Hoca’ya kazanması için her türlü fırsatı verdi.
Tolga, haftalardır sırıtıyor, ne oynadığı belli değil ama babadan torpilli gibi 11’in değişmezi.
Sol kanat gibi hiç tecrübesi olmayan bir yerde oynuyor Tolga.
Ve o kadar kötü ki buna rağmen Fenerbahçe tüm ataklarını onun kanadından yapıyor.
Tabi hepsi de saçma sapan sonuçlanıyor.
Sanırım Ersun yanal, 1,5 sezonda 5 stoper aldırdı, hepsini yedekte oturttu, geçen haftanın fiyaskosu Jailson’u yine o mevkiye devşirdi.
Ersun Hoca maç sonu perişan bir görüntüdeydi, istifaya hazır olduğu mesajını da verdi.
Ama Ali Koç o kadar kötü yöneticilik yapıyor ki, mutlaka Ersun Hoca ile devam kararı alacaktır, kupadan da elenip bir sezonu daha boş geçirecektir.
Neyse, bu konular onların sorunu.
Hakem Mete Kalkavan,sonuca etki eden bir hata yapmadı.
Ancak, taktir haklarını hep Fenerbahçe’den yana kullandı.
Serdar Aziz, en az 3 kez sarı kart görmeliydi, es geçti.
Yine de Ankaragücü taraftarının korktuğu başına gelmedi.
Belki de hafta boyunca sosyal medyadan yapılan paylaşımlar amacına ulaşmıştır.
Taraftar tek kelimeyle muhteşemdi.
Gecekondu önderliğinde Maraton, BEÇ, Sağ ve Sol Kapalı, tribün nasıl yapılır ders verdiler.
Stat full olunca maç da ayrı keyifli oluyor.
Kayserispor’un da deplasmanda Denizlispor’u yenmesiyle ligin altı iyice karıştı.
Ama ben artık Ankaragücü’nün 3-4 haftaya ligin altıyla ilişkisini keseceğine inanıyorum.
Geçen yıl bu camia ilk masalını yazmıştı, şimdi yeni bir masal yazma zamanı.
Bu nedenle son teşekkürü, yönetim kuruluna, bu kadroyu kuran ekibe etmek istiyorum.
Faruk Koca, mali anlamda Ankaragücü’nü düzlüğe çıkardı, sıra başkan Fatih Mert ve arkadaşlarında demiştik.
Anlaşılan onlar da görevlerini yerine getirmiş.
Teşekkürler…