Her yazımı Ankaragücü’nün vefalı, cefakar taraftarına teşekkürle bitiririm.
Bu sefer onlardan gelen sitemleri yazımın başında paylaşmak istedim.
Yeter artık arkadaş.
Nedir bu Ankaragücü taraftarının hem sahasında hem deplasmanda çektiği çile.
Bu insanlara her türlü eziyet, taciz, kimlerin emriyle yapılıyor anlamak mümkün değil.
Bu maçta da ayakkabılarına kadar çıkartılıp, aranmaları çok çirkindi.
Siz hangi statta kimi bu şekilde arıyorsunuz Allah aşkına?
Bu ayrımcılık emniyet teşkilatımıza yakışmıyor.
…..
Maça gelince…
Atamayana atarlar…
Futbolun en basit kuralllarından biri.
Ankaragücü El Kabir ile penaltıyı değerlendiremezken, 3 dakika sonra kalesinde golü gördü.
İkinci yarı tek kale oyun, peş peşe kaçan gollerden sonra Trezeguet ile gelen 2. gol…
Maç boyu saç baş yolduran Bifouma’nın son saniyelerde attığı mükemmel gol, ne puan getirdi ne de onu affettirdi.
….
İsmail Kartal, sezon başında sabır isterken, geçen sezon olduğu gibi 4. haftanın sonrasını işaret etmişti.
Tamamen değişen takımın, çok zor bir fikstüre rağmen ilk 3 haftada 4 puan alması başarıydı.
Herkes gibi ben de Kasımpaşa deplasmanından puan ve puanlarla dönülerek, ilk 3 maçtaki başarının taçlanmasını arzu ediyordum ama olmadı.
Neden olmadığına gelince…
Önce rakibin hakkını vereceksin.
İlk 4 haftayı kayıpsız geçen ve liderlik koltuğuna oturan Kasımpaşa, Süper Lig’de takım oyununu sahaya en iyi yansıtan ekip olarak göz doldurdu.
4. haftada altıncı golüne ulaşan Diagne’nin formu,
kaliteli forvetleri, kaleci Ramazan’ın mükemmel performansı ilk 3 maçta olduğu gibi Ankaragücü maçında da galibiyeti getirdi.
El Kabir penaltıyı atsa, bu galibiyet gelir miydi?
Belki…
Ankaragücü, 2. Ligde 1.95, Spor Toto 1. Lig’de ise 1.6 deplasman puanı ortalaması ile oynadı.
Üst üste kazanılan 2 şampiyonlukta takımın artık genlerine işleyen deplasman takımı özelliği büyük rol oynamıştı.
Aynı özellik bu sezon da sürüyor.
Sarı Lacivertliler, Alanya deplasmanında bunu gösterdi.
İlk golü atsa, rakip üstüne gelecek; El Kabir, Bifouma, Mokhtar, İlhan gibi hızlı oyuncularla rahat kontrataklar bulabilecekti.
Olmadı, ilk golü Ankaragücü yedi.
Gol 13. dakikada geldi.
Ardından Ankaragücü, 70 dakika rakibi sahasına hapsetti.
İlk yarı, bau baskıya rağmen pozisyon bulmakta zorlandı.
Bunda, asist kralı Erdem’in bir türlü çizgiye inememesi büyük rol oynadı.
Önce Bifouma, sonra İlhan Parlak, içeri haraketlenip Erdem’e alan yaratamadılar.
Aksine Erdem’in önünü tıkadılar.
Ankaragücü’nün sol kanattan Pinto ve Mokhtar ile ürettiği ataklar ise Bifouma ve El Kabir’in son vuruşlardaki yetersizlikleri sonucu gole dönüşemedi.
İkinci yarı, İlhan’ı çıkaran İsmail Kartal’ın, bu oyuncunun yerine imzasının üzerinden 48 saat bile geçmemiş Kubilay’ı almasını garipsedim.
Bir santraforu oyuna alması, takım üzerinde olumlu etki yaratmış, orta sahaya kadar gelen El Kabir’in daha verimli olmasını sağlamıştı.
Garipsediğim olay, formayı hak edene vermesiyle tanınan İsmail Kartal’ın, takımla sadece 1 antrenmana çıkan bir oyuncuya süre vermesiydi.
Alternatifi Kehinde’ydi ve Kehinde geçen hafta Trabzonspor maçında takımı ipten almıştı.
Oyuna santrafor alacaksan forma Kehinde’nin hakkıydı.
Kubilay da 45 dakika sahada dolaşmaktan başka bir şey yapmadı zaten.
Maç 85. dakikada Trezeguet’in golüyle biterken, bu golde Bakary Kone’nin hatası can sıktı.
Forvetlere çok yakın oynayamayan, ceza sahası içinde rahat top almalarını engelleyemeyen Kone, geçen hafta da aynı hatayı yapmış, Rodellega da yine cezayı kesmişti.
Bu hafta Alihan, Alessio Cerci ve Dja Djedje ilk kez oynadılar.
Özellikle Alihan güven verdi.
Hafif sakatlığından dolayı kadroya alınmayan Yalçın bir daha formayı zor alır sanırım.
Alessio Cerci ve Dja Djedje, henüz tam hazır değiller.
Milli maç arasında umarım onlar da arkadaşlarının seviyesine çıkar.
Maçın en can sıkıcı olayı Pinto’nun sakatlığıydı.
Umarım sakatlığı ciddi değildir.
İsmail Kartal, pek de güvenmediğinden olsa Mehmet Sak’ı kadroya almadığından, Pinto’nun yerine sağ bek Dja Djedje’yi oyuna aldı.
Puanla dönülse iyiydi ama olmadı.
Milli maç arası İsmail Kartal’a ilaç gibi gelecek.
Akhisar maçında çok farklı bir Ankaragücü izleyeceğimizden eminim.
….
Başta değindim ama bu yazıyı da Ankaragücü taraftarına teşekkürle bitirmek istiyorum.
Mükemmelsiniz…
METİNER ERDEM