Bugün 10 Temmuz 2021.
Faruk Koca’nın “Ankaragücü tarihinin en güçlü yönetimini oluşturuyorum” ifadesiyle ilk kez VİRALSPOR’a açıkladığı yeni yönetim kurulunun işbaşı yapmasının üzerinden tam bir ay geçti.
Gerçekten de yönetim kurulu listesine bakıldığında önemli isimler vardı.
Ama bu bir ay, önemli olanın isimlerle değil, kulübe gönülden bağlı kişilerle yola çıkmak olduğunu gösterdi.
Koskoca isimlerden oluşan 21 kişi, bir ay geçti topu topu 10-15 milyon liralık transfer yasağını kaldıramadı.
Hala üç beş lira indirim peşindeler.
Sanki alacaklı futbolcular bilmiyor, bu yasağın er ya da geç kaldırılacağını, ödemelerin mecburi yapılacağını.
Açık söyleyeyim bir ay benim için hayal kırıklığı oldu.
Haklı olarak beni de eleştireceksiniz, bu yönetimi en fazla destekleyenlerden biri olduğum için.
Bomba gibi bir başlangıç beklerken, bu kadar yanılacağımı tahmin edemezdim.
Umarım iyi bitirirler temennisiyle bir aylık icraata birlikte göz atalım.
Önce artılar…
1-Fatih Mert döneminde başlayan, Faruk Koca’nın da desteğiyle süren altyapı yatırımlarının olumlu sonuçlanması.
Altyapıya destek aynı şekilde sürerse, tüm olumsuzluklara rağmen Ankaragücü’nü güneşli günler bekliyor diyebiliriz.
2-Önemli futbolcuların alacaklarının ödenerek, tek taraflı fesih yapmalarının engellenmesi.
3-Tecrübesiz olarak değerlendirilen Alican Peçenek’in transferlerde bypass edilerek, yerine Hollanda’da bu işi profesyonel olarak yapan yeğen Burak Koca’nın getirilmesi…
Artık transferler Faruk Koca, Burak Koca, Emre Yıldız üçlüsü tarafından yapılıyor.
Bu konuda ne olumlu ne de olumsuz yorum yapacağım, icraatlara bakıp değerlendireceğiz.
4-Mesela Owusu Kwabena transferi başarı.
Kiminle konuşursam konuşayım, bu transferle ilgili görüşler son derece olumlu.
Başkan Faruk Koca, canlı yayında “Karabağ başkanı arkadaşım bonservisi ile hediye etti” dese de ben bu futbolcunun bonservisi ile alındığına inanmıyorum.
Dili sürçmüştür Faruk Başkan’ın.
5-Hasan Hüseyin Acar transferi de TFF 1. Lig için çok önemli.
6-Yeni sezon formalarında Diadora’nın tercih edilmesi, forma tasarımlarında profesyonellerle çalışılması, taraftara seçim hakkı tanınması.
7-İlk kez bir AVM’de Ankaragücü Store açılacak olması.
Artı olarak aklıma bunlar geliyor, şimdi de gelelim eksilere:
1-Faruk Koca, seçimden bir gün önce basın toplantısında “Yeni seçilecek yönetimin bir ay içinde 90 milyon lira bulması gerek” demişti.
Şu ana kadar kulüp kasasına sadece 30 milyon liraya yakın para girişi oldu.
Metin Akyüz seçilseydi, iddia ediyorum kasaya bir ayda en az 50 milyon lira para girişi olurdu.
Nereden ne geleceğini tek tek paylaşmışlardı, biliyorum.
İlk 1 aylık süreçte sıcak para temini konusunda maalesef Faruk Koca yönetimi sınıfta kaldı.
2-Transfer yasağı için gerekli para taş çatlasa 10-15 Milyon TL. Ankaragücü tarihinin en güçlü (!) yönetiminin hala bu parayı temin edemeyip yasağı kaldıramaması en hafif deyimle ayıp.
3-İbrahim Akdağ ve Alper Potuk’un takımdan ayrılması…
Ne deniliyor bu transferlerle ilgili.
“Futbolcular Süper Lig’i istiyorlar, o yüzden ayrıldılar. Bu ayrılıklardan kulüp para kazandı”
Gerçekler ne peki?
Senin yöneticin maçta İbrahim’e küfür eder, sen ses çıkarmazsan kalır mı futbolcu o takımda?
Futbolcunun teknik direktör seçmesini doğru bulmuyorum ama Alper Potuk’un, geçen sezon kadro dışı bırakılırken görevde olan bir teknik direktörle çalışmayacağını, sokaktaki sıradan bir Ankaragüçlü’ye sorsan söylerdi.
İbrahim’in serbest kalma bedeli 1 milyon TL deniliyor, gerçekten buna para kazanmak mı diyoruz?
Niye açıklanmıyor gerçek rakamlar, hani şeffaftık?
Alper Potuk, 450 bin Euro’ya Alanya’ya giderken, bir günde rota niye Rize’ye döndü, Rize’den ne kadar para alındı?
Vedat Muriç, Gençler’de forma giyerken yukarıdan gelen bir telefonla adeta Rizespor’a hediye edildiğini çok iyi hatırlıyoruz.
Alper Potuk için de telefon geldi mi, şahsen ben merak ediyorum.
4-Torgeir Borven, Endri Çekici, Stelios Kitsiou ile görüşmeler acemice yapılıyor.
Örneğin, kulüpte kalmaya ikna olmaya başlayan Borven’in 500 bin Euro’ya Gaziantep’e satışına izin verdiler, Rodellega işi olmayınca transferden vazgeçtiler.
Ama Borven ile de bir türlü anlaşamıyorlar.
Borven’in istediği ile kulübün verdiği arasındaki fark sadece 25 Bin Euro.
Oyuncu 500 bin istiyor, kulüp 475 öneriyor.
15 Temmuz’a kadar süresi olsa da Borven’in kafası karışık, her an Gaziantep’in teklifini kabul edebilir.
Endri Çekici kalmak istemiyor.
Şimdiden uyarayım, bunlarda Arnavut inadı var, ya sözleşmesini iyileştirin kalmaya ikna edin ya da bırakın gitsin.
Mevcut sözleşmeyle kesinlikle oynamaz.
Kitsiou’yu gözden çıkardığınız, yapılan transferlerden belli.
5- Ankaragücü’nün 1 lirasına bile sahip çıkıyoruz denilirken, kulübün yaklaşık 10 milyon lira zarara uğradığı Mustafa Amini olayının hesabı sorulmuyor. (Bu konuda araştırmalarım sürüyor, iş bilmez bir menajerin Ankaragücü’nün başına açtığı işleri bu köşede çok yakında okuyacaksınız.)
6-Geçen sezon 380 bin Euro bonservis ödenerek transfer edilen Kosova’nın 24 yaşındaki milli oyuncusu İdriz Voca’nın hiç bedel alınmadan serbest bırakılması.
Aynı 200 bin Euro bonservis ödenen Milos Stanojeviç’in geçen yıl serbest bırakılması gibi.
7-Transfer komitesi dışında da kulüpte yeğenler görevlendirilirken, emektarların, sembol isimlerinin kulüpten uzaklaştırılması.
8- Kulüp resmi rakamları açıklamadığından dolayı tam bilemiyoruz ama yeni transferlerde TFF 1. Lig piyasasının üzerinde sözleşmelere imza atıldığı iddiaları var.
Örneğin Korcan’ın gönderilip aynı kalitedeki Akın’ın 2 katı ücretle getirilmesinin mantığnı anlamakta ben zorlanıyorum.
Yusuf Abdioğlu’nun da Mehmet Yiğiner döneminde Ankaragücü’nden aldığı ücretin 5-6 katına imza attığı iddiası var.
Bir yetkili bu iddialara açıklık getirir umarım.
9-Mustafa Dalcı’nın Ankaragücü’ndeki ilk 7-8 hafta ile sonrasında İstanbulspor’daki performanslarını başarılı buluyorum.
Buna rağmen, taraftarın büyük kısmının karşı çıktığı bir teknik direktörle çalışma kararı alınmasını risk olarak görüyorum.
Hele ki taraftarı ikna etmek yerine, rest çekerek bu sorunun çözülmek istenmesi son derece yanlış.
Taraftarla kavga ederek kulüp yönetilmeyeceğini bu yönetimin de öğrenmesi gerekir.
10- Berke Gürbüz’ün sadece 1 yıllık sözleşmesi kalmışken kiralanmak istenmesi acemilik.
METİNER ERDEM