Ankaragücü, Bodrumspor’u 3-2 yenmesine karşın kupaya veda etti.
Kupa Beyi’ne yakışmadı.
Ama son günlerde yaşanan gelişmelerden sonra böyle bir sonuç birçok kişi için sürpriz olmadı.
Ankaragücü’nün kupadan elenmesi ne kadar üzdüyse, maç sonu teknik sorumlu olarak basın toplantısına katılan Güven Kılıç’ın açıklamaları da o kadar üzdü.
Neymiş efendim 15 sakatları varmış, bu yüzden maçta gençleri oynatmış.
3 gün önce kadrosunda yer aldığın İsmail Kartal’ı hedef göstermek neyin nesi!
Brütüs müsün arkadaş sen?
Sahaya sürdüğün takımın yaş ortalaması 28’in üzerinde.
25 yaşın altında Mahmut Akan (24), Kubilay Kanatsızkuş (21) ve Lanre Kehinde (24) oynadı.
Bunlara mı genç diyorsun.
Güven Hoca senin işin antrenörlük, sen işine bak.
…………………
Gelelim İsmail Kartal’ın ayrılmasına.
Ankaragücü, Kayserispor maçını kazandığı günden bugüne futbol oynamıyor.
Herkes biliyor ki bu takım çalışmıyor, doğru dürüst antrenman yapmıyor.
Bu yüzden de Güven Hoca’nın dediği kadar olmasa da sık sık sakatlıklar yaşanıyor.
Çalışmazsan sonucu sahaya hemen yansır.
Ankaragücü’nün performansı sürekli düştü ama İsmail Kartal her seferinde bir bahane buldu.
Konyaspor’un en kötü olduğu dönemde tek bir pozisyona bile giremeden kaybetti, İsmail Kartal El Kabir’e yapılan hareketin arkasına sığındı.
Ankaragücü, Beşiktaş maçı öncesi futbol tarihinde görülmeyecek bir mağduriyet yaşadı, maçtan sonra yayıncı kuruluşa demeç verirken yaşananlar gayet doğalmış gibi “TFF’nin kararının arkasına sığınmak istemiyorum” ifadesini kullandı.
Sakat ve cezalılar ordusu halindeki Beşiktaş, çoluk çocukla çıktığı maçta fark attı, TFF’nin kararının arkasına sığınmak istemeyen İsmail Kartal, bu kez Pinto’nun pozisyonunun arkasına sığındı.
Lig sonuncusu Rizespor’a 4-5 farkla kaybedilecek bir maçtan genç kaleci Altay’ın performansıyla puan alabildi, maç sonu sanki galibiyeti kaçıran taraf Ankaragücü’ymüş gibi demeç verdi.
Başakşehir’in yarı sahasına geçemedi, 70’e 30 top oynama rakipteydi, topu bilerek rakibe verdik diye açıklama yaptı.
En son fren Sivasspor maçında patlayınca tüm bu açıklamalarının hayal ürünü olduğunu, futbolcuların para alamadıkları için 5 maçtır oynamadıklarını itiraf etti.
Takımı motive edemediğini de itiraf ederek bir anlamda kendi kendini bitirdi.
Bu takımın maddi sorunlarının olduğunu biliyorsun.
Kolay kolay da düzelmez, bunu da biliyorsun.
Baktın olmuyor, ver istifanı ayrıl.
Nedenlerini de tek tek anlat.
Bu yönetim, taraftar seni bağrına basar, çiçeklerle uğurlardı.
Maçın sonucunu önceden tahmin ettiğin için olsa gerek, elinde önceden hazırlanmış bir metinle siyasi mesajlar vererek yönetimi istifaya davet etmen yakışmadı.
Bu kulüpte sportif başarıların dışında da çok şeyler başardın.
Sayende Beştepe tesisleri 5 yıldızlı bir kamp merkezine dönüştü.
Sayende, bu takım artık 10 numara bir sahada antrenman yapıyor.
Sayende bu kulüp çok kaliteli kondisyon merkezine kavuştu.
Sayende bu takımın kasasına bir miktar para da girdi.
Evet bunları başardın ama bu takıma çok fazla siyaset soktun be Hocam.
Bu takımın şampiyonluk kupası, sayende ilk kez bir siyasi partinin mitinginde şov malzemesi oldu.
Bunlar yapılırken karşılığı maddi olarak gelecek dedin ama gelmedi.
Bu kulübe son 6 aydır sadece 2,5 milyon lira girdiyse, bu siyasi şovlar neden yapıldı?
Yönetim gitsin deme cesaretini buluyorsun da yerine kimlerin geleceğini niye açıklamıyorsun?
Bir operasyonun kıvılcımlarını mı ateşledin yoksa diye sormazlar mı sana sevgili hocam?
…………………..
Takımın bu hale gelmesinin tek sorumlusu İsmail Hoca mı?
Tabi ki değil.
İsmail Kartal’ın ne kadar hatası varsa yönetimin 3 katı hatası oldu.
Birincisi sen her şeyi teknik direktörüne bıraktın.
Bu takım geçen sezon Eskişehir’de kalacak otel bulamadı, onu bile teknik direktöre hallettirdin.
Antrenman sahasının zeminini 20 günde yeniledin, birçok modern statta olmayan bir sahan oldu.
Ama Osmanlı Stadı’nda zemin çalışması başlayalı 2 ay oldu, sadece bir kere Metin Akyüz’ü gönderdin bir bak stada diye.
10 bine yakın taraftarın iki haftada bir Kayseri, Afyon yollarına düşüyor.
Bir kez bile masaya yumruğunu vuramadın.
Bakanla, genel müdürle görüşüp, 19 Mayıs’ın zemininden sorumlu Muzaffer Gültekin müdüre görev vermelerini sağlasaydın 15 günde o stat hazır hale gelirdi.
Ama hiçbir şey yapmadın, TFF’nin her kararına boyun eğdin.
Beşiktaş ile bir olup Galatasaray aleyhinde hazırlanan metne imza attın.
Sonra televizyon televizyon dolaşıp ben imza atmadım dedin.
Ardından Kulüpler Birliği toplantısında oybirliği ile metnin arkasındayız açıklaması yapıldı, ses çıkarmadın.
Başkalarının kavgası yüzünden güvenirliliğini kaybettin.
Bugüne kadar TFF’den gelen paraların, tek bir kuruşunun bile kasaya girmediğini, tamamının Melih Gökçek dönemindeki yöneticilere gittiği algısını yarattın.
Sonra Bursa TV’ye çıktın, eski dosyalardan sadece Ayhan Atalay’ın 21 milyonluk dosyasının kaldığını, onun için de savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu söyledin.
Ayhan Atalay’ın dosyası için de temlik yoksa, neden insanlara aylarca temlik hikayeleri anlattın?
Şimdi diyorsun ki kredi çektim, müteahhitlerden borç aldım, şahsi taksi plakalarını bozdurdum.
Bundan şunu mu anlamalıyız, federasyondan gelen paraları futbolculara dağıtmak yerine, öncelikle müteahhit ve kredi borçlarını mı ödüyorsunuz?
İsmail Kartal, 6 aydır maaş ve transfer taksidi alamadıklarını söylüyor.
Sizse yanıt olarak İsmail Kartal’a ödenen 505 bin liradan bahsediyorsunuz.
Allah aşkına 505 bin lira dediğin 100 bin dolar bile etmiyor.
Milyonlarca Euro’ların konuşulduğu bir piyasada, 1,5 yıldır çalıştığın kişiye 100 bin dolar ödeme nedir?
Sonra hemen arkasından bu para için prim diyorsun, bu da demektir ki İsmail Kartal, 6 aydır maaş ve transfer taksidi alamadık derken yüzde 100 haklıymış.
Çoğunun yaşı 30’un üzerinde olan 9 futbolcuyla 2 ya da 3 yıllık sözleşme yaptın, bunlar şimdi Tarık Çamdal örneğinde olduğu gibi oynamazsa, bu takım nasıl 3 yıl paralarını ödesin?
Takım küme düşerse, bunlar da ayrılmak istemezse, Ankaragücü tekrar 6 yıl önceki duruma düşmez mi, hiç mi düşünmedin?
O kadar ödeme rakamları açıkladın, bir yandan da kulübe menajerlerin dolduğunu, transferleri onların yaptığını anlattın.
Bu menajerler bedava mı çalıştı, onlara hiç mi ödeme yapılmadı, niye bilançoda görünmedi bu ödemeler?
Bu camia yönetimden çok basit açıklama bekledi.
Birinci soru:
TFF’den bu sezon ne kadar para geldi?
İkinci Soru:
Futbolculara ve teknik heyete bu paralardan ne kadar ödendi?
Bu basit sorulara cevap vermek yerine neden bu kadar kafa karıştırıcı, hiçbir soruya yanıt olmayacak bilançoyu açıkladınız?
Niye ısrarla bu 2 basit soruya yanıt vermiyorsunuz?
Sakın kimse yanlış anlamasın…
Mehmet Yiğiner ve arkadaşlarının boğazlarından haram lokma geçmediğine tüm kalbimle inanıyorum.
Sadece ödemelerde öncelikler konusunda hatalar yaptığını düşünüyor, bunu sizlerle paylaşıyorum.
Ankaragücü bu kaos ortamından bir an evvel kurtulmalı.
Bu görev Mehmet Yiğiner’e düşüyor.
Sosyal medyaya bakılırsa taraftar ikiye bölünmüş durumda.
Kimisi Mehmet Yiğinerci olmuş, kimisi de İsmail Kartalcı.
Doğru değil ”oncu-buncu” olmak.
Sezen Aksu’nun meşhur şarkısı gibi.
Masum değiliz, hiçbirimiz.
Ne Mehmet Yiğiner masum ne de İsmail Kartal.
METİNER ERDEM