Kurtulduk derken yine Ankaragücü’nün karşısına Afyon kabusu çıktı.
Gençlerbirliği de Eskişehir’e gurbete gidiyor.
Neden?
Nedeni yok.
Sormuyoruz, sorgulamıyoruz.
Ankaragücü’nü, Gençlerbirliği’ni statsız bırakmak için 19 Mayıs Stadı için sahte çürük raporu hazırlıyorlar, yandaşlar aracılığıyla servis ediliyor ses yok.
Eryaman yapılmadan 19 Mayıs yıkılıyor ses yok.
Başkent’in Süper Lig’deki tek temsilcisine Osmanlı Stadı’nı üçüncü yancı olarak kullanacaksın diyorlar ses yok.
Eryaman için Bakan Mehmet Kasapoğlu Eylül sonu bitecek diyor, sonra değil eylül ilk yarı sonunda bitmesi bile mucize olduğu ortaya çıkıyor ses yok.
Belediye Başkanı Eylül değil, Ekim sonu diyor, yüzlerce işçi 24 saat çalışıyor diyor, inşaatta 3 işçi bile olmadığı ortaya çıkıyor ses yok.
Osmanlı Stadı’nın zemini bozuldu, git başka yerde oyna diyorlar ses yok.
Açmışlar Türkiye haritasını, nerede oynayabiliriz diye yer bakıyorlar.
Bursa olmamış, İstanbul olmamış, TFF yedek VAR göndermiş de Afyon olmuş.
Maçın oynanmasına 2 gün kalmış, stat bulduk diye neredeyse göbek atacaklar.
Tüm bu yaşananların arkasında sadece iş bilmez, beceriksiz bürokrat, yöneticiler, siyasetçiler yok.
Ankaragücü’nün İmalat-ı Harbiye ruhuyla ıslak formalardan bugünlere gelmesini çekemeyenlerin de rolü çok büyük.
Ankaragücü 108 yıllık koskoca bir camia.
Bugünlerde geçer.
Ankaragücü’ne bunları reva görenler, Melih Gökçek’e iyi baksınlar.
Çok Atasözümüz vardır mazlumun ahını alanlar üzerine.
Mesela, “Mazlumun ahı indirir Şahı” demiş atalarımız.
Melih Gökçek’e nasıl da uyuyor değil mi?
Yine atalarımız, “Mazlumun ahı çıkar aheste aheste” demişler.
Kimlerden çıkacak göreceğiz, yakında…
Son olarak bir hatırlatma.
Melih Gökçek’in elinden statların, tesislerin alınmasının Ankaragücü’ne bir faydası var mı? Yok.
Amaç Ankaragücü’ne destek olmaksa,
Osmanlıspor’a aktarılan hafriyat gelirlerini kesip, Ankaragücü’ne verin o zaman.
Yönetim sporif anlamda ne kadar başarılıysa, proje üretmede, mali kaynaklar yaratmada o kadar zayıf kalmaktadır.
Bu yüzden de parasal konularda sırtını dayadığı siyasi iradenin her dediğine boyun eğmek zorunda kalıyor.
O zaman görev taraftara düşüyor.
Taraftar sesini çıkarırsa Ankaragücü kazanıyor.
Yoksa önlerine yine haritaları açar, stat aramaya devam ederler.
METİNER ERDEM