İsmail Kartal’ın görevine son verildiği günün ertesinde, Ankaragücü’nde yaşanan yanlışları konu edinen bir yazı kaleme almış, sonunu da Sezen Aksu’nun şarkısının sözleri ile tamamlamıştım.
“Masum değiliz, hiçbirimiz / Ne Mehmet Yiğiner masum ne de İsmail Kartal…” demiştim.
5 haftadır galibiyeti unutan, averaj takımına dönüşen, sakat mı kasıtlı mı oynamıyorlar bilinmeyen 7 oyuncusundan mahrum şekilde Göztepe maçına çıkan Bayram Bektaş’tan mucize beklemiyorduk.
Zaten “elinde sihirli değnek var” dedirtecek bir kariyere de sahip değil.
Ancak en azından Fransızca ve İngilizceyi çok iyi bildiği için tercümansız futbolcularla bire bir konuşur, onları dinler, motive eder diye bekliyorduk, o da olmadı.
Sonuçta Ankaragücü, kendisi gibi 5 haftadır kazanamayan, yine kendisi gibi 7 sakat oyuncusundan mahrum olan Göztepe’ye 3-0 gibi farklı bir sonuçla kaybetti.
Maç sonu Bayram Bektaş’ın açıklamalarını dinliyorum, mücadeleden memnunmuş, tek üzüldüğü şey skormuş.
Vallahi Hocam, biz mücadeleden de memnun değiliz.
Senden önceki son 5 maçta da Ankaragücü, golü yiyene kadar mücadele ediyor görünüyordu, golü yedikten sonra fark geliyordu.
Yani değişen hiçbir şey olmadı Hocam.
Sen geldin de takımın mücadele gücü arttı sanma sakın.
Ankaragücü’nün maçlarını sen ve yardımcıların izlemiştir.
Bunu bilmemene imkan yok.
“Evet, iyi değiliz ama düzelteceğim”desen inanırız, ama böyle yanlışla işbaşı yaparsan…
Bayram Bektaş da masum değilmiş demek zorunda kalırız Hocam.
Sen bari masum kal.
Devre arası iyi çalış sevgili hocam.
Süper Lig’de ilk yılın, Göztepe’den kovuldun, Ankaragücü’nden de kovulursan yeniden köy, kasaba gezmeye başlarsın aman dikkat.
……………..
Devre arası geldi.
Şimdi futbolcular için izin, yönetim için çalışma zamanı.
Bu takım, iskeleti korunur, birkaç da iyi futbolcuyla takviye yapılırsa çok rahat bu sezonu tamamlar.
Tabii öncelikle futbolcuların paraları verilirse.
Nasılsa hedef ligde kalmak, transfere çok fazla para harcamaya gerek yok.
Ankaragücü, fazlalıklardan kurtulursa, bir stoper, bir santrafor, orta sahaya da bir iki kişi alsa yeter.
Kone stopper, Kubilay santrafor mevkiinde sınıfta kaldılar.
Süper Lig onlarla olmuyor.
Niye sadece bu isimleri sayıyorum, takıma uyum sağlayamadıkları ayan beyan ortada iken sürekli ilk 11’de oldukları için.
Yoksa Süper Lig Hopf, Korcan, Mahmut Akan, Mehmet Sak, Erdem Şen, Putsila, İlhan, Kehinde ile de olmuyor.
Hepsini değiştirmeye maalesef güç yetmez,
………….
Önümüzdeki birkaç hafta Mehmet Yiğiner’in sınav zamanı.
Para bulacak, transfer yapacak, gitmek isteyen kaliteli ayakları ikna edecek.
Başkan birkaç hafta öncesine kadar bu şehrin efsanesiydi.
Bugün ise herkesin hedefindeki adam.
Kimseyi nankörlükle suçlamasın, bu duruma gelmesinin tek sorumlusu kendisi.
İlk yarı çok formsuz, çok acemiydi.
Yanlış transfer politikası izledi.
Borçlar konusunda şeffaf olmadı.
Federasyondan gelen parayı doğru yönetemedi.
Futbolcuya ödeme yapılacak parayı bulamadı.
Herşeyi teknik direktöre bıraktı.
Gereksiz kapılarda dolaştı durdu.
Sezon başında 19 Mayıs’ın yıkılmasına ses çıkarmadı, Eryaman’ın zamanında bitirilmemesi konusunda ağırlığını koyamadı.
Osmanlı Stadı’nın zemin yenileme çalışmaları ile hiç ilgilenmedi.
Takım, taraftar haftalarca şehir şehir dolaştı, gündeme getiremedi.
Hakem hataları oldu, sessiz kaldı.
İsmail Kartal’ın gidişiyle yeniden dümene geçti.
Umarım, bu birkaç haftalık sınavdan yüzünün akıyla çıkar.
………………
Ankaragücü-Göztepe maçını bin 800 kişi izlemiş, 500-600’ü İzmir’den gelse, bin 200- bin 300’ü de Ankaragücü taraftarı demek.
Bin kişi ayrı tribün yapmak da nedir!
Anlaşılan tribün lideri arkadaşlar da pek masum değil.
METİNER ERDEM