Ankaragücü, 7 yıl aradan sonra yeniden karanlık bir uçuruma doğru hızla yuvarlanıyor.
Sadece Ankaragücü’nde değil, Türk futbol tarihinde hiçbir kulüpte yaşanmayan, akıl almaz olaylara tanık oluyoruz her gün.
El Kabir, yöneticiyle yumruk yumruğa kavga ediyor, mazaretsiz maçlara, antrenmanlara çıkmıyor, hakkında bir işlem yapılmıyor.
Son haftalardaki oyunlarıyla eleştirilen 4 yabancı futbolcu, kulüp başkanına muhalif Murat Ağcabağ’ın ofisine gidebiliyor.
Hatta ziyaret fotoğraflarının sosyal medyada paylaşılmasına çekinmeden izin veriyorlar.
Ağcabağ, “sadece bu 4 oyuncu değil, diğer yabancılar hatta Türk futbolcular bile beni arıyor, ofisime geliyorlar” diyebiliyor.
“Futbolcuların parasını ben ödeyeceğim” diyor, yönetimden kimse “sen hangi sıfatla bu parayı ödeyeceksin” diye sormuyor, aksine umutla paranın ödenmesini bekliyor.
Başkan Mehmet Yiğiner, rakibine 35 milyon getir al kulübü diyor, iki gün sonra asbaşkan Metin Akyüz, fiyat kırıp 15 milyon da olur diyebiliyor.
Sanki, mevzu bahis olan İmalat-ı Harbiye ruhuyla kurulan, Kurtuluş Savaşı’nda şehitler veren 109 yıllık şanlı tarihe sahip koskoca Ankaragücü değil de sahibinden satılık bir kulüp.
Önceki gün internette yayın yapan Klasspor TV’de asbaşkan Metin Akyüz konuktu.
Metin Akyüz herkesin sevdiği, dobra dobra konuşan bir yönetici.
Saatlerce konuştu, can alıcı soru meslektaşım Ahmet Sülak’tan son dakikada geldi.
“Transferin kapanmasına 10 gün kaldı, Mehmet Yiğiner’in projesi ne? Ne yapacak bu kısa sürede” diye sordu.
Metin Akyüz’ün verdiği samimi yanıt, yönetimin çaresizliğinin itirafı gibiydi:
“Transfer yasağının kaldırılması, borçların ödenmesi, yeni transferler için 15 milyon liraya ihtiyaç var. Yönetim kurulunun bu meblağı karşılayacak kaynağı yok. Mehmet Yiğiner orada burada kaynak arıyor. Murat Ağcabağ da bu kaynaklardan biri.“
Güler misin, ağlar mısın?
Ankaragücü yönetiminin projesi, Murat Ağcabağ ve arkadaşlarının parasını kullanmak ha!
Yiğiner ve Ağcabağ birbirlerinin asla kabul etmeyecekleri şartlar öne sürüp adeta el ele verip Ankaragücü’nü uçuruma sürüklüyorlar.
Bu arada olan Ankaragücü’ne oluyor.
Ödemeleri yapılmayan futbolcular, bir bir sözleşmelerini FIFA kanalıyla tek taraflı feshedip ayrılıyorlar.
Ankaragücü, futbolcularla masaya oturup karşılıklı fesih yapmadığı için de hem oyuncusunu kaybediyor hem de ağır bir borç yükü ile karşı karşıya kalıyor.
Örneğin Bifouma…
Ne biliyoruz, ne anlatılıyor bize?
Bifouma gitti, yıllık 1 milyon 355 bin Euro ödemekten kurtulduk deniyor, öyle değil mi?
Kazın ayağı hiç de öyle değilmiş.
Bifouma sözleşmesini fesh edip Evkur Yeni Malatyaspor’a yıllığı 700 bin Euro’dan 1,5 yılık imza attı.
Fesih FIFA kanalıyla tek taraflı yapıldığı için Ankaragücü 1,5 yıl boyunca aradaki 655 bin Euro farkı ödeyecek.
Çok zengin ya Ankaragücü, Malatyaspor için oynayan oyuncunun parasını da ödeyecek.
Bifouma’nın Ankaragücü ile sözleşmesi 3 yıllık olduğundan, Malatyaspor’dan sonra bir takımla anlaşmazsa, son yılın 1 milyon 355 bin Euro’sunu da yine Ankaragücü ödeyecek.
Mokhtar, Kehinde, Putsila, Erdem Şen için de bu durum geçerli
Yeni takımları ile imzaladıkları sözleşmeler düşük ise farkı Ankaragücü’nden tahsil edebilecekler.
Ankaragücü hem düşüyor hem de inanılmaz bir borç yükü sırtına yükleniyor.
Bu sezon ligde kalınmaz, Süper Lig gelirleri kaybedilirse, bu taraftar yine köy, kasaba gezecek ama kimsenin umurunda değil.
Metin Akyüz de bu gerçekleri bildiği için başkan Mehmet Yiğiner’i de, başkan adayı Murat Ağcabağ’ı da uyarıyor zaten, “bu borçlarla düşersek bir daha çıkmamız hayal” diyor.
Ara transfer döneminin tamamlanmasına sadece 7 gün var.
Kaybedilen her gün uçuruma bir adım daha yaklaşılıyor.
Camia paramparça, Yiğinerciler, Ağcabağcılar diye bölünmüşler, ağıza alınmayacak sözlerle birbirlerine hakaret ediyorlar.
O’cu, bu’cu olmayan, sağduyulu birkaç kişinin cılız sesi ise hengamenin içinde kaybolup gidiyor.
Bu kargaşa, kavga ortamının bir an önce ortadan kaldırılması gerekir.
Bu noktada adımı atacak kişi Mehmet Yiğiner’dir.
Futbolcu alacaklarını ödemek, transfer yasağını kaldırmak onun ve yönetimin görevi.
Bu işler için kaynak bulabilirse, göreve devam etmek en doğal hakkıdır, tüm Ankara arkasında durur.
Ancak, Metin Akyüz’ün söylediği gibi kaynak bulunamıyorsa, kulübün kurtuluşu Murat Ağcabağ’ın ve arkadaşlarının parasına bağlıysa, Mehmet Yiğiner’in “darbe”, “ihanet” söylemlerini bırakıp bir an önce Murat Ağcabağ hakkındaki ihraç kararını kaldırıp, şartsız bir şekilde istifa etmesi gerekir.
Ankaragücü’nü seviyorsa, efsane başkan olarak anılmak istiyorsa, yapacağı şey budur.
Murat Ağcabağ, sözünde durmaz, Ankaragücü’nü kurtaracak para girişlerini yapmazsa ne olur?
Kulübün bine yakın delegesi var, bunların tamamına yakınının Mehmet Yiğiner’i desteklediği bilinen bir gerçek.
Bu delegeler, Ağcabağ sözünde durmazsa 1 Şubat’ta olağanüstü genel kurul kararı alırlar, en geç bir ay içinde Yiğiner’i yeniden başkan seçerler.
Yiğiner de çok daha güçlü bir şekilde geri döner.
28 Ocak Pazartesi günü Ankaragücü, tarihinin en önemli maçlarından birine çıkacak.
Camianın en büyük dileği Alanyaspor maçına iki başkan adayının el ele çıkması.
Ankaragücü’nün yeni mabedi Eryaman Stadı, bu maçla açılıyor.
Eryaman o gün düğün evi mi olacak yoksa cenaze evi mi, Yiğiner ve Ağcabağ birlikte karar verecekler.
METİNER ERDEM