Ankaragücü, futbol olarak tat vermese de sezonun en önemli galibiyetini İstanbulspor deplasmanında aldı.
Zaten bu saatten sonra iyi futboldan çok, sonuç ve puanlar önemli.
İstanbulspor, çok iyi oynadı da hanesine ne yazıldı?
Koca bir sıfır…
Bu galibiyet, çok büyük hata yapmazsa adeta Süper Lig’in habercisidir Ankaragücü için..
Hesabı, kitabı iyi bilenler fikstüre bakarlarsa, bu iddianın gerçekleşme oranının ne kadar yüksek olacağını bilirler.
Hesabı sona bırakalım, biraz maçtan bahsedelim.
İstanbulspor, tıpkı Ankaragücü gibi geçen sezon 2.Lig’de şampiyonluk yaşamış bir takım.
Ankaragücü, şampiyon kadroyu bozarken, onlar korumayı tercih etti.
İlk yarı istenilen sonuçlar alınamayınca devre arası takviyelerle zaten oturmuş olan kadroyu güçlendirdiler.
Sonuçlarını da kısa sürede aldılar.
Geçen haftaya kadar da Altınordu ve Gazişehir Gaziantep’in ardından ikinci yarının en çok puan toplayan 3. takımıydı.
Kısa hatırlatma: Geçen haftaya kadar ikinci yarıda toplanan puanlarla yapılan sıralamadaki yeri ise 13’üncülüktü.
Bu maç bir bakıma, üçüncü sıradaki takımla, onüçüncü sıradaki takım arasındaki maçtı yani.
İsmail Kartal, maç sonu yayıncı kuruluşa verdiği demeçte, Boluspor ve 2,5 gün önce oynanan Adanaspor maçlarından çok yorgun çıktıklarını, bu maçı kaybetmemek için önceleri 5’li savunmayla oynamayı düşündüğünü söyledi.
Yani kafasında tek hedef vardı, kaybetmemek.
Haklıydı da.
İstanbulspor, hem genç, çok koşan oyunculara sahipti, hem de son maçlarını 5 gün önce yapmışlardı.
Düşündüğünü yapmadı İsmail Hoca, maça klasik 4-2-3-1 dizilişi ile başladı.
Ankaragücü, izleyenlerin gözüne hoş gelmese de her maçtaki gibi topu rakibe bıraktı, kendi sahasında bekledi.
Uzun toplarla, ya da duran top organizasyonları ile pozisyon aradı ilk yarıda.
İlk 45 dakikada iki pozisyon buldu, rakibe ise 3-4 çok ciddi pozsiyon verdi.
Genç kaleci Altay, ilk yarı mükemmel oynayarak rakibe gol imkanı vermedi, takımını ayakta tuttu.
İkinci yarının başlarında Abdulkadir’in sakatlanmasıyla İsmail Kartal’a maç öncesi düşündüğünü uygulama fırsatı doğdu.
Orta sahadan bir oyuncu çıkmış, yerine bir stoperi Gençer’i almış oldu.
5’li defansı İstanbulspor’un en önemli silahı olan defans arkasına adam kaçırmalarını önlemek için istiyordu.
Takımın öncelikli düşüncesi gol yememek olsa da sahneye her zamanki gibi Erdem çıktı.
Erdem’in, Querasma’yı aratmayacak trivelası İstanbulspor defansını dağıttı.
O ana kadar maçın en çok eleştirilen oyuncusu İlhan, önce Gençer’in rövaşatasını kontrol etti, ardından da topu doksandan ağlara gönderdi.
Başkent ekibinin gol sevinci çok sürmedi.
İsmail Kartal’ın arkaya adam kaçırmama amacıyla oluşturduğu 5’li defans, bir kaç dakika önce oyuna giren Kojic’i unuttu.
Defansın arkasına atılan topla buluşan Kojic de, kaleci Altay’ın bu maçta yaptığı ilk ve tek hatayı affetmedi.
Maç iki teknik direktörün yaptığı hamlelerle kilitlendi, bu dakikalardan sonra gol olmaz denirken, Erdem yine başrol oyuncusu olarak sahne aldı.
Sadece 1. Lig’in değil, tüm liglerin asist kralı olmaya aday Erdem’in nefis pasında, yerden gelen topa 1,94’lük boyuyla uçarak kafa vuran Kehinde, Ankaragücü’ne bir üç puan daha kazandırdı.
Kehinde, Giresun deplasmanında 83. dakikada, Gaziantepspor deplasmanında da 89. dakikada attığı gollerle yine Ankaragücü’ne 3’er puan kazandırmıştı.
Ankaragücü’nün bir mucizeyi gerçekleştirerek kazandığı 3 puanın anlamı çok büyük.
Nedeni için puan tablosu ve fikstire bakmak yeterli.
Bir kere bu üç puanla İstanbulspor’un ilk 2 şansını tamamen yok etti.
Son 7 haftada şampiyonluk mücadelesi veren Rizespor, Ankaragücü, Ümraniyespor, Altınordu, Gazişehir Gaziantep, kendi aralarında 6 maç yapacaklar, bu maçlarda mutlak puan kayıpları olacak.
Bu takımların dışında 5 takım play-off, 5 takım da ligde kalma mücadelesi veriyor.
Yani kolay maç kalmadı Spor Toto 1. Lig’de.
En zor fikstür Rizespor ve Ümraniyespor’un.
En kolay da Boluspor’un.
Tüm hesaplamalarda Süper Lig için puan barajı 60 gözüküyor.
52 puanlı Rizespor, fikstürü zor olsa da 7 maçta 8 puan çıkarır.
Ankaragücü’nün ise öncelikle kendi sahasındaki Eskişehir ve Adana Demirspor maçları ile deplasmandaki Manisaspor maçını kazanması gerekiyor.
Bu nispeten kolay maçları kazanarak puanını 58’e çıkartacak Ankaragücü’nün evindeki Gazişehir Gaziantep ve Giresunspor, deplasmandaki Denizlispor ve Ümraniyespor maçlarından sadece 2 puan çıkartması Süper Lig için yetecek.
Altınordu, Gazişehir ve Boluspor’un ikinci yarıdaki süper performanslarına rağmen son 7 haftada 17-18 puan toplamaları gerekir ki, kendi aralarında da oynayacaklarından mümkün değil.
Bu kadro ile bu imkansızlıklarla şampiyonluk gelirse, bunda en büyük pay cefakar taraftarın olacaktır.
İstanbul’da da muhteşemdiler.
Her deplasmanda ayrılan biletler birkaç dakikada tükeniyor.
Ankaragücü için feda edemeyecekleri şeyleri yok.
Bize de helal olsun onlara demek kalıyor.
Hey yukarıdakiler!
Ankaragücü comes back to Super League.