Ankaragücü, deplasmanda Adanaspor’a 1-0 yenilerek hem 3 puanı hem de liderliği kaybetti.
Bu sonuçla haftayı bay geçiren Ümraniyespor, evinde televizyon başında maçı seyrederken kendisini liderlik koltuğunda buldu.
Eyüpspor, bugün Samsunspor’u yenerse Ankaragücü, lider girdiği 13’üncü haftada üçüncü sıraya kadar gerileyecek.
Anlaşılan kaos dolu bir hafta geçireceğiz.
Geçen hafta Ümraniyespor’u 3-0 yenen Ankaragücü’nde ben de dahil tüm spor medyası, hatasız bir kadro çıkaran, değişiklikleri zamanında yapan teknik direktör Mustafa Dalcı’yı maçın adamı seçmiştik.
Sosyal medyadaki klasik Mustafa Dalcı karşıtlarının birçoğunun bile ortaya konulan futboldan dolayı, hocayı tebrik ettiklerini gözlemlemiştim.
Mustafa Dalcı, geçen hafta ne kadar başarılı bir performans sergilediyse, bu hafta da tam tersi sahanın en formsuz ismiydi.
İlk 11 açıklandığında, maçı Yeni Adana Stadyumu’nda izleyen Ankaralı spor yazarlarının ortak görüşü, ofansif oyuncu ağırlıklı bir kadro olmasına karşın bu kadroyla maç kazanmanın imkânsız olduğuydu.
Sezon başından beri takımın en istikrarlı oyuncuları olan İshak Çakmak ve Ali Kaan Güneren’i ilk 11’e almayan Mustafa Dalcı, bu oyuncuların yerlerine 35 yaşındaki Aatıf Chahecheuhe ile 34 yaşındaki Abdullah Durak’ı tercih etti.
Böylelikle Ümraniyespor maçında 30’a düşen ilk 11’in yaş ortalamasını 32,5’a kadar yükseltti.
Mustafa Hoca, yaşlı ve ağır oyunculardan kurulu takımda topu ileri taşıma görevini Ghayas Zahid’e vermişti.
Adanaspor’un tecrübeli teknik direktörü Sait Karafırtınalar, beklenenin aksine savunma futbolu oynamayıp Ankaragücü’ne 2 bölgede yoğun baskı uygulayınca Ghayas Zahid, topla ancak kendi ceza sahasının önünde buluşabildi.
Ghayas Zahid, çok geride alabildiği topları On Numara pozisyonundaki Aatıf Chahecheuhe’ya ya da kanatlardaki Murat Uçar ile Gboly Ariyibi’ye aktarmakta zorlandı.
Aatıf Chahecheuhe, dikine oynamak yerine sağ sola hareketlenip çalım sevdasına düşünce binbir zorlukla kendisine teslim edilen her topu kaptırdı.
Sait Karafırtınalar, kanatlardaki Murat Uçar ve Gboly Ariyibi’ye de top aldıklarında 3 oyuncuyla baskı uygulayarak Ankaragücü’nün ofansif gücünü sıfırladı.
Rakibin Ankaragücü’nün isminden çekinerek tamamen defansa ağırlık vereceği düşüncesiyle oluşturulan bu kadroda rakibi durdurmakla görevli tek isim Abdullah Durak’tı.
Abdullah Durak ise rakip ataklarını kesmek bir yana ayağındaki topları da rakibe verince ilk yarı ağırlıklı olarak Başkent ekibinin sahasında oynandı.
Kapasitesi sınırlı, genç oyunculardan kurulu Adanaspor, üçüncü bölgeye kadar elini kolunu sallayarak gelmesine karşın, en önemli gol silahı Ozegoviç’in kadro dışı olmasından dolayı ilk yarıda Ankaragücü kalesinde tehlike yaratamadı.
Son derece keyifsiz geçen ilk yarının ardından ortak beklenti, Mustafa Dalcı’nın takımın en çok aksayan iki ismi Aatıf Chahecheuhe ve Abdullah Durak’ı çıkartıp, ikinci yarıya İshak Çakmak ve Ali Kaan Güneren ile başlayacağı şeklindeydi.
Mustafa Hoca ise beklentilerin aksine aynı kadro ile ikinci yarıya başladı.
İkinci yarı, önce Adanaspor’un ardından da Gboly Ariyibi ile Ankaragücü’nün yüzde 99’luk pozisyonda goller kaçırmasıyla başladı.
Arkasından, maçın etkisiz isimlerinden Sinan Osmanoğlu’nun ayak içi yerine kaval kemiğiyle dokunduğu topu kendi ağlarına göndermesiyle Adanaspor öne geçti.
Ankaragücü, geriye düşmesine karşın herkeste beklenen değişiklikler yapılırsa oyunun döneceği umudu hakimdi.
Nitekim, ısınan İshak Çakmak ve Ali Kaan Güneren, oyuncu değişikliği için yedek kulübesine çağırıldı.
İki oyuncu da formalarını giyip değişiklik için 4. hakemin yanına gidecekken, Mustafa Dalcı bir anda fikrini değiştirip Ali Kaan Güneren’i yeniden ısınmaya gönderdi ve son haftaların en çok eleştirilen ismi Nadir Çiftçi’yi oyuna aldı.
Nadir Çiftçi de her zaman olduğu gibi saç baş yolduran performansını, bu kez meslek hayatımda gördüğüm en berbat penaltı kullanışıyla taçlandırdı.
Ali Kaan Güneren ise ancak 81’inci dakikada oyuna alındı.
Uzatmalarla birlikte çeyrek saat oyunda kaldı, 90 dakika oynayan tüm oyunculardan daha fazla hücum aksiyonu gerçekleştirdi.
Ghayas Zahid ve Yusuf Abdioğlu ile birlikte maçın en iyilerinden Murat Uçar’ın çıkarılıp, yerine Geraldo’nun alınması Mustafa Dalcı’nın maçın sonucunu direkt etkileyen bir başka hatasıydı.
Ümraniyespor maçının kahramanı Mustafa Dalcı, anlaşılan bu hafta da intihar hakkını kullanmak istedi.
Aldığı her karar, yaptığı her icraatla da bu hakkını sonuna kadar kullandı.
Murat Uçar’ın haklı olduğu bir pozisyonda Eren Derdiyok tarafından saha içinde fırçalanması, onun da karşılık vermesi sonrası oyundan alınması dikkati çekti.
Yaşananlara oldukça içerleyen Murat Uçar, değişikliğin ardından maçın kalan kısmını yedek kulübesinde izlemek yerine direkt soyunma odasına gitti.
Maç sonu Ankara’ya dönerken mola verdiğimiz dinlenme tesisine Ankaragücü takım otobüsü de geldi.
Heyecanlandım, Mustafa Dalcı’ya aklımdaki soruları yöneltebilirim diye düşündüm.
Ailesi İstanbul’da olan Mustafa Hoca’nın, maç sonu direkt İstanbul’a gittiğini öğrendiğimde ise hayal kırıklığı yaşadım.
Mustafa Dalcı’nın bu kararları neden aldığını yine öğrenemeyecektim.
Ligde 13 hafta oynandı, kimsenin anlam veremediği şekilde hala Mustafa Dalcı, Ankara medyasının önüne çıkmadı.
Çok ciddi iddialar var, mesela Nadir Çiftçi’yi menajerinin zorlamasıyla oynattığı sosyal medyada sürekli gündemde.
Dünkü maçta da aynı menajerin oyuncusu Eren Derdiyok ile tartışan Murat Uçar, iyi de oynarken apar topar oyundan alındı.
Geçen hafta Ümraniyespor maçından sonra Başkan Faruk Koca’dan teknik direktör Mustafa Dalcı’yı Ankara medyası ile buluşturmasını istedim.
Takım liderlik koltuğuna oturmuştu, Mustafa Dalcı’nın en güçlü olduğu dönemdi.
Her türlü soruya rahatlıkla cevap verebilirdi.
Buna rağmen teklifim olumlu karşılanmadı, hatta bir önceki yazımdan dolayı çok çirkin iddialar ile suçlandım.
Ben bir medya mensubu olarak Mustafa Dalcı’ya, gözünün içine bakarak Nadir Çiftçi’yi, Abdullah Durak’ı neden oynatmak zorunda olduğunu, Eren Derdiyok ile tartışır tartışmaz Murat Uçar’ı neden oyundan aldığını, Ali Kaan Güneren’i, İshak Çakmak’ı neden ilk 11’e almadığını sormak istiyorum.
Mutlaka beni ikna edecek cevapları olacaktır, bunları da okurlarıma aktarmak istiyorum.
Neden engelleniyorum, anlamakta zorluk çekiyorum.
Dünkü yenilgi ve oynanan oyun, Kwabena Owusu’nun bu takım için ne kadar değerli olduğunu ortaya koydu.
Kwabena Owusu, gerçekten özel bir yetenek ama biraz disiplinsiz, sosyal medyaya da biraz fazla düşkün.
Daha birkaç hafta önce Fenerbahçeli bir oyuncunun sosyal medya paylaşımından dolayı 3 maç ceza almasından Ankaragücü’nün ders çıkarıp önlem alması gerekirdi.
Oyuncuların sosyal medya paylaşımları birileri tarafından takip edilse, o paylaşım kimse fark etmeden silinebilirdi.
Ankaragücü yönetiminin, bunu yapmayıp ceza verildikten sonra “Türkçe bilmiyor” savunması yapması bana komik geldi.
Kwabena Owusu, son 2 yılını Azerbaycan ve Türkiye’de geçiriyor.
2 yılını Türkçe konuşulan ülkelerde geçireceksin ve Türkçede en sık kullanılan küfrü bilmediğini iddia edeceksin.
Tahkim Kurulu’nda ben olsam, bu savunmaya güler geçerdim.
Nitekim onlarda gülüp geçmişler ki onama kararı oybirliği ile çıktı.
METİNER ERDEM
1 Yorum
Ankaragücü yönetimi ve başkanı işleri müteahhite (menejer, danışman vb)) teslim etmiş, teknik direktör kukla olmuş, herkes bir yol tutturmuş gidiyor. Bu devran böyle gitmez. Oyuncular da bir insan, haksızlıklar karşısında pes edip gideceklerdir. Siz kötülerin gideceğini mi sanıyorsunuz. İshaklar, Yusuflar, Muratlar ve diğer iyiler devre arasında kapışılırsa ne olacak. “Ankaragücü yönetimi titre ve kendine dön” başkasının lafıyla yönetme! Kendin yönet, yanlışta ısrar ediliyor, yanlışta ısrar edenleri ve bunların başını çekenleri takımdan uzaklaştırmazsan gemi batar, hepimiz batarız, yanlışta ısrar edenlere bir şey olmaz, onlar kendilerine başka bir kapı bulur. Gittikleri yerde de sizden kötüsü yoktur. “Kadroyu koru, Nadirde ısrar edenlerin paralarını cebine koy antrenör dahil hepsini kov” zararın neresinden dönülse kardır.