Süper Lig’de yıllar sonra Başkent derbisi izleyeceğiz.
Keşke iki takım da sıkıntılı olmasaydı da parası olup maça giden de parası olmayıp evde televizyondan seyreden de koltuğuna yaslansa keyifle maçını izleseydi.
Ama iki takımda da sıkıntı had safhada.
Önce Gençlerbirliği…
Aldığımız duyumlara göre Mustafa Kaplan hoca biraz sıkıntılı.
Sıkıntısı da saha içinden çok saha dışıyla ilgili.
Hoca bazı konularda takıntılıdır, bilirim de, bazı arkadaşları da çok iyi bilirim; hoca getirip göndermeyi kendilerine meslek edinmişler.
Bakıyorum da bu arkadaşlar yine fazla mesai yapıyorlar.
Ankaragücü’nden alıp Gençlerbirliği’ne getirdikleri Mustafa Kaplan’ı şimdi de göndermenin hesapları içindeler.
Mustafa Hoca bunlara aldırış etmeyecek ama bugün takım ligin son sırasındaysa zaman zaman özeleştiri de yapacak.
Gençlerbirliği’nin aslında çok şanslı bir fikstürü vardı.
Trabzon, Alanya maçındaki futbolunu ilk maçlarda da oynasa bugün ligin zirvesindeydi.
Ama olmadı.
Saçma sapan kırmızı kartlar yüzünden kağıt üzerinde en az 7 puan gözüken ilk 3 haftada sıfır çektiler.
Sonra düzeldiler.
Ankaragücü maçının da favorisiler.
Sakatı, cezalısı yok, tam kadro sahada olacaklar.
Rakipleri Ankaragücü’nün futbolcularından çok taraftarı.
En büyük dezavantajları da kendi taraftarları.
Onlar da gidişattan memnun değil.
Mustafa Kaplan kazanırsa , tüm camia rahatlar.
Beraberlik az da olsa sıkıntı ama kaybederlerse herkesin koltuğu sallanır.
Murat Cavcav’ın da Mustafa Kaplan’ın da.
İşte öyle bir maça çıkacak Gençlerbirliği.
Kazanamıyorsa da kaybetmemek zorunda.
……………………………….
Gelelim Ankaragücü’ne…
Baştan aşağı sorunlar yumağı.
Kadrosunun dar olduğu yetmezmiş gibi, önemli 3 oyuncusu sakat.
Futbolculara ödeme yapılmıyor diye açıklamalar yapılıyor, kimse de çıkıp yalanlamıyor.
Teknik direktör takımı yeni yeni tanıyor, Süper Lig tecrübesi az.
Bugüne kadar taraftarı sayesinde ayakta kaldı, şimdi taraftar avantaj mı olacak dezavantaj mı kimse bilmiyor.
Yani kulübün neresinden tutarsan tut elinde kalıyor.
Cezalı Kitsiou döndü ama 3 futbolcu eksildi.
Cebrail ve Canteros’un sakatlıklarını biliyoruz da Moke nerede nasıl sakatlandı bilen yok.
Biraz derinlere dalsan belli ki kokular çıkacak.
Şimdilik boşverelim, umarım hem ayağı hem de kafası düzelir de derbide arkadaşlarını yalnız bırakmaz.
Metin Diyadin’e de küçük uyarı, zaten çok dar kadron var, kaprislere karşı biraz hoşgörülü ol.
Ankaragücü yönetiminin bilet fiyatları konusunda yaptığı, “Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” gibi birşey oldu.
Herkes bilet fiyatlarından şikayetçiyken, önce Başkan Mehmet Yiğiner, fiyatları çok yukarılara çekeceğini ima eden açıklamalar yaptı.
Sonradan eski fiyattan satılacak denildi.
Taraftar bu fiyata zaten tepkiliydi.
Ne olduğunu kimse anlamadı ama maça bir gün kaldı, satış rakamları oldukça düşük.
Hırvat ve Fransız kanalları da maçı naklen yayınlayacak deniliyor.
Belki de Avrupa’ya ilk kez boş tribünlerde oynanacak derbi izletiriz.
Bu da Mehmet Yiğiner’e nasip olur.
Ne kadar olumsuzluk yaşanırsa yaşansın, maçta inanıyorum ki Ankaragücü taraftarı 90 dakika boyunca takımını yürekten destekleyecek.
Yönetici hata yapsa da taraftarın takıma küsme, sırt çevirme lüksü yok.
Sağduyulu taraftarlara bakıyorum, hepsi aynı görüşte.
90 dakika durmadan, usanmadan tam destek deniliyor.
Aksi tutumda olanlara da maç içinde gerekli tepkinin gösterileceğine inanıyorum.
Ankaragücü, Fenerbahçe maçını kaybetse de umut veren bir oyun ortaya koydu.
Fenerbahçe’ye karşı piyasa yapmak için mi varlarını yoklarını ortaya koydular, yoksa Metin Diyadin takıma dokunmaya başladı mı bu maçta göreceğiz.
Ankaragücü kaybetmezse sorun yok, kaybederse sular çok ama çok ısınır.
İki takım için da beraberlik günü kurtaracak sonuç.
Ama bunca yıllık tecrübem, bu maç asla berabere bitmez diyor.
Parası olan için statta, olmayan için de televizyon başında iyi bir maç bizleri bekliyor.
Hadi şu Hırvatlara, Fransızlara Ankara derbisi nasıl olur gösterelim.