Ankaragücü yeniden çıkış yakalayabileceği, moral açısından büyük önem taşıyan maçta Sivasspor’a Eryaman’da 4-1 yenildi.
5 haftadır kazanamayan, yorgun, savunmada çok önemli eksikleri bulunan Sivasspor, bu kadar kolay galibiyet bekliyor muydu?
Hiç sanmam.
Galibiyet beklediğinden bile emin değilim.
Ama maalesef Eryaman Stadı artık konuk takımlar için en rahat deplasman haline geldi.
Bu maçta da Sivasspor kendini hiç yormadan, elini kolunu sallaya sallaya 3 puanı aldı gitti.
Hem de farklı skorla.
Ankaragücü’nün maça başladığı kadro, transferde bir kez daha skandallara imza atıldığının noterden tasdiki gibiydi.
Anlaşıldı ki transferde yine tek kriter iş bilmez menajerlerin önerdiği ucuz futbolcularmış.
Ucuzluğun yanında da bonuslar.
Aynı takımlardan ikişer oyuncu tercihini başka türlü izah edemiyorum çünkü.
Takımla 15 gündür antrenmanda olan Geraldo, Paintsill’in yokluğunda dahi ilk 11’de tercih edilmiyor.
Kitsiou’nun yokluğunda sağ bekte yedeği olacağı söylenen Alperen, 21 kişilik maç kadrosuna dahi giremiyor.
Ali Kaan 2 maçlık kötü performansın ardından yedeğe çekiliyor.
İbrahim, kaç maçtır ikinci yarıyı bile zor görüyor.
Embiya’yı saymıyoruz bile, yarın bir gün Mamak FK’ya kiralanır unutulur gider.
Sahada kalan tek yeni transfer bal yapmayan arı misali, Bolingi’nin bir tık üst versiyonu Badji.
Oyuncular mı kötü, teknik direktör mü oynatamıyor ne biz biliyoruz ne yönetim.
Ligin ilk yarısında kadro dışı kalan Kulusiç, hazır olmadığı her halinden belli olan Pazdan kadroda; Sarlija yok, inanılır gibi değil.
Sonra Pazdan’a kızılıyor, niye penaltı yaptırdın diye.
Alper Potuk’un yürüyecek hali yok 11’de başlayabiliyor.
Emre, üst baş yırtarak maçtan çıkıyor, neyin siniri anlamış değiliz.
Mustafa Hoca bu hafta da formsuzdu, maçtan sonra da istifasını verdi, bavulunu topladı gitti.
İstifa etmiş hocayı eleştirsen ne olacak ki bu saatten sonra.
Ama bir ayrıntı, yönetimin yine nasıl bir hata yaptığını ortaya koydu.
Mustafa Dalcı hoca meğer istifasını Erzurumspor maçı sonrası vermiş, bizim iş bilir (!) yönetim kabul etmemiş, Sivasspor maçına da takımı onun çıkarması kararını almış.
Kafa olarak bitmiş, tükenmiş bir hocayı zorla Sivasspor maçına da çıkartmış.
Bu arada hafta boyunca “düşük maliyetli” hoca arayışlarını sürdürmüş.
Şimdi Sivasspor maçının sorumlusu Hoca mı olur, yönetim mi?
Yazık değil mi Ankaragücü’nün bir haftasına, üç puanına?
Dün maçta Başkan Fatih Mert, 3. golün ardından stadı terk etti gitti.
Kalan yöneticilerin yüzünden düşen bin parça, herkes huzursuz.
Fatih Mert henüz 15’inci ayında yedinci teknik direktörünü arıyor.
31 Ekim 2019’da göreve geldiklerinde takımın başında Mehmet Yiğiner’in tercihi Metin Diyadin vardı.
Yiğidi öldür ama hakkını teslim et derler ya, Mehmet Yiğiner, tecrübe kazandıktan sonra tercih ettiği teknik direktörlerde pek yanılmadı.
En kötü dönemlerinde arkalarında durdu teknik direktörlerin.
İsmet Taşdemir 2. Lig’de, İsmail Kartal da 1. Lig’de takımı şampiyon yaptı.
İsmail Kartal’ın Süper Lig başlangıcı da muhteşem oldu, sonra yönetimle sorun yaşayıp, darbeye kalkışınca haklı olarak görevine son verildi.
Bayram Bektaş, transfer yasağının kaldırılamayacağını sanıp kaçıp gitti, sonra gelen Mustafa Kaplan da kariyerinin en iyi sezonunu yaşadı.
Aykan Atik-Adnan Erkan ikilisi her görev verildiğinde işlerini kusursuz yaptılar.
En şansızı Metin Diyadin’di.
Transfer yasağından dolayı elindeki çok yetersiz kadroyla mücadele etmek zorunda kaldı.
Ama inanın, bugün ile kıyaslıyorum da hiçbir Ankaragüçlü o dönem takımı yenilse de başı önde maçtan ayrılmıyordu.
Rakip kim olursa olsun tüm takım terinin son damlasına kadar mücadele ediyordu.
Fatih Mert yönetimi en büyük hatayı bence orada yaptı, keşke Metin Diyadin’e takviyeli kadroyla da çalışma şansı tanınsaydı.
Başkent’te hem futbolcu hem teknik direktör olarak çalışmış, dengeleri bilen, şampiyonluk yaşamış bir teknik direktör olarak hakkıydı.
Sonrasında hata üstüne hata yapıldı.
Mustafa Kaplan’ın ikinci dönemi, Mustafa Reşit Akçay, İbrahim Üzülmez, Mustafa Dalcı hataydı.
Fuat Çapa ile kan uyuşmazlığı oldu.
Yeni teknik direktör, bugün, en geç yarın açıklanır.
Gelen ilk bilgiler öncelikli adayın Hikmet Karaman olacağı şeklinde.
Teyit edilmemiş bir bilgi ama yarım sezon için 2,5 milyon TL istemiş, takım kümede kalırsa 2,5 milyon daha alırım demiş.
Alternatifi İlhan Palut.
Konu Ankaragücü olunca karışanı da çok oluyor tabi.
Sponsorluklara, kredilere aracılık edenler, teknik direktör aranırken de aracılık etme hakkı görüyor kendilerinde.
Paraları biz buluyoruz, düdüğü de biz çalarız diyorlar.
Maalesef bugüne kadar da genellikle bu aracıların dediği oldu.
Yine onlar devreye girerse şaşırmayın.
Gece yarısı yine kulislere Bülent Uygun ismi düştü bile.
Ha bunca yıllık tecrübemize değer verip önerime kulak verirse Fatih Mert ve yönetici arkadaşları.
Bu takımın sorunu, teknik direktör veya futbolcular değil.
Maalesef bizzat yönetim.
Olmadı, olmuyor.
Zorlamamak da gerekir.
Bakın siyasi partiler kongrelerini ne güzel yapıyor.
Pandemi koşullarında da olsa bir an önce genel kurul yapılmalı.
Yapın Eryaman Stadı’nda.
Değil 1,5 metrelik, 10 metrelik sosyal mesafe olur.
Aday yok demeyin.
288 Milyonluk borca rağmen ben en az 3 adayın çıkacağını garanti ederim.
Ankaragücü menemenli, ıslak formalı günlerde sahipsiz kalmadı ki bugün mü kalacak?
METİNER ERDEM