Ankaragücü’nün, Ankaragüçlünün kaderi, Küçük Emrah filmlerinin senaryosuna benzer.
Hep acıklıdır, hiç gülmez yüzler.
Başkanından taraftarına kadar her Ankaragüçlü, sürekli olumsuzluklarla mücadele eder.
Avrupa’da lig şampiyonu çıkaramamış tek Başkent’tir Ankara.
Her siyasetçi, şampiyonluk sözü verir ama sonuç kimi zaman ıslak forma, kimi zaman köy, kasaba olur.
110 yaşında koskoca Başkent takımıdır ama kendine ait bir stadı yoktur.
Yeni stat yapılmadan eski stadı yıkılır, ortada kalır, kimseden ses çıkmaz.
Stadın çimleri bozulmuş diye evindeki maçları başka şehirlerde oynar, koskoca şehri yönetenler, körler, sağırları oynar, iş yine taraftara, yönetime düşer.
Onbinler kendi sahasındaki maç için yollara düşer.
Her sezon hakemlerle mücadele eder.
Saymakla bitmez olumsuzluklar.
Şimdi de koronovirüs çıktı.
Aman Türkiye’de hiçbir profesyonel futbolcuda virüs yok derken, o da Ankaragücü’nün başına patladı.
İsmi herkes biliyor ama ısrarla resmi açıklama olmadan kullanmayacağım.
Kulüple ilgili bir konu olsa yazarım ama sağlık kişilerin mahremi.
Mahreme saygı duymak gerekir.
Ama biraz o “yabancı” futbolcudan bahsedeyim.
Müslüman ve dininin gereklerini aksatmadan yerine getiren bir yapısı var.
4 çocuğuyla sık sık ibadet için camiye gider, 5 vakit namazını kaçırmaz, orucunu da tutar.
Muhtemelen, evine gelen bir temizlikçiden kapmış virüsü.
Allah’tan bünyesi güçlü de çok sıkıntı çekmeden atlatacak gibi görünüyor.
xxxxxxxx
Bugün TFF Başkanı Nihat Özdemir, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu üyeleri ile bir araya geldi.
Konu herkesin malumu.
Ligler devam edecek mi etmeyecek mi?
UEFA Başkanı Aleksander Caferin daha dün açıklama yaptı.
Dedi ki: Son Karar Hükümetlerin.
Caferin’in bu açıklamasının üzerine, bugün bu toplantı yapılınca umutlanmıştık.
Ama gördük ki Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da topu taca attı.
Son karar Federasyonun dedi.
Maalesef Türkiye’de kimse kendi uzmanlık alanı bile olsa karar alamıyor.
Her konuda kararı Cumhurbaşkanı veriyor.
Burada da böyle olacak.
Ne Sağlık Bakanlığı, Ne Bilim Kurulu ne de Federasyon.
Kararı Cumhurbaşkanı verecek.
Xxxxxxxxxx
Kararı Cumhurbaşkanı verecek de onun kriterleri ne olacak?
Futbola çok yakın ilgi duyan Sayın Erdoğan, mutlaka tarafları dinleyecek ve kararını açıklayacak.
Peki bu olayda taraflar kim?
Süper Lig özelinde inceleyelim.
Şampiyonluk yarışındaki Trabzonspor, Başakşehir, Sivasspor da dahil, 17 takım, bu sezon kalan maçları oynamak istemiyor.
Futbolcular isyanda.
Ankaragücü teknik direktörü Mustafa Reşit Akçay, isim vererek resmen açıkladı.
Pazdan, “para da istemiyoruz, antrenmana çıkmak da istemiyoruz” demiş.
Diğer futbolcular da aynı düşüncedeymiş.
Sadece Ankaragücü’nde mi, hayır.
Birçok takımda futbolcular isyanın eşiğinde.
Ankaragücü Başkanı Fatih Mert, adeta bu 17 takımın sözcüsü haline geldi.
Her yerde her ortamda çıkıyor, açık açık derdini anlatıyor.
Ama onun çabası da bir yere kadar.
Ankaragücü düşme potasında ya, ondan konuşuyor diyorlar.
Israrla son 8 hafta oynansın diyen sadece yayıncı kuruluş Beinsports ve Galatasaray.
Ama yayıncı kuruluş ve Galatasaray cephesinin sesi, ellerindeki medya gücü sayesinde o kadar güçlü ki…
Kulüpler paraya sıkışık diye yayıncı kuruluş iyice şımarmış durumda, 12 Haziran’a bile geç diyor, 5 Haziran’da başlayın diye tutturuyor.
Bu ikili, bir de lig tek şehirde oynansın diye tutturmuşlar ki sormayın gitsin.
O şehir de tesis çokluğundan dolayı İstanbul olmalıymış.
Şu anda Türkiye’deki Covid-19 vakalarının yüzde 70’i İstanbul’da umurlarında değil.
Galatasaray’ın medyadaki kalemşörleri, yayıncı kuruluşun parası bakalım nereye kadar etkili olacak?
XXXXXXXX
Lig oynanmasın diyenlere de bir itirazım var.
İtirazım gerekçeye.
Efendim, futbol temas oyunu, virüs temasla geçiyor.
Korner atılırken, baraj kurulurken futbolcu ne yapacak diye gerekçeler ortaya atıyorlar.
Futbolcular hasta olmadığı sürece istediğin kadar temasın olsun, virüs geçmezki.
Kulüpler, korunma yöntemlerine sıkı sıkıya uyarsa bu gerekçelerin anlamı kalmaz.
Şu anda bazı ülkelerde ligler oynanıyor.
Siz bu liglerde futbolcuya maçta virüs bulaştı diye bir habere rastladınız mı?
Ben rastlamadım.
İtiraz edilecekse, gerekçe sizler, bizler, yani taraftar olmalı
Futbolcu, sıkı tedbirlerle virüsten korunur da bu maçları televizyonlardan izleyecek taraftarı nasıl koruyacaksın?
Avrupa’da taraftarların büyük çoğunluğu yayıncı kuruluşlara abone.
Türkiye’de ise Beinsport’un abone sayısı 2,5 milyon civarı.
Yani sadece 4-5 milyon kişi evinde maç izleyebiliyor.
Geri kalan onmilyonlarca kişi kafede, barda, kahvehanede maç izliyordu.
Şimdi bu mekanlar da kapalı.
Ligler başlayınca, insanlar kontrolsüz ortamlarda kaçak olarak bir araya gelip maç izlemeye çalışacaklar.
Sahadaki 22 futbolcuyu virüsten korursun da sağlıksız ortamda bir araya gelecek onmilyonları nasıl koruyacaksın?
Bu sorunun cevabı bulunmadan bu lig oynanmamalı?