Sezonun en görkemli, en keyif veren oyunu galibiyeti getirdi Fenerbahçe’ye Başakşehir karşısında.
Böylesine coşkulu, gelecek adına umut veren, şampiyonluk inancını oyuncu ve taraftarda daha da sağlamlaştıran, bir makinenin dişlileri gibi düzenli çalışan göze hoş gelen, Premier Lig’deki maçlardan hiç geri kalır yanı olmayan bir oyundu Fenerbahçe’nin şampiyonluğun güçlü adayı Başakşehir karşısındaki 2-0’lık yengisi.
Aylardır kulübün başında demoklesin kılıcı gibi sallanan borç sarmalına karşı çözümler arayan, ara transferde en az iki oyuncuyu kadroya katmanın uğraşında olan, bunlar yetmezmiş gibi karşıt takım başkan ve yöneticilerinin salvolarına yanıt vermeye çalışan Başkan Ali Koç kadar, uzun süredir böylesi oyuna özlem duyan milyonlarca taraftarı hoşnut etti Başakşehir karşısında üç puanı getiren oyun.
Hiç kuşku yok ki, bugüne dek oynattığı futbol, sahaya sürdüğü kadro ve maç içinde gerçekleştirdiği değişikliklerle okların hedefinde olan teknik direktör Ersun Yanal’ı da mutlu kıldı, taraftarda var olan kredisini daha yukarıya çıkardı Şükrü Saracoğlu’ndaki görkemli oyun ve sonuç. Oyuncuların 90 dakika yırtınması, sahada basmadık yer bırakmaması, yürekten mücadelesi Ersun Yanal’ın amaçladığı ve taraftarın beklediği futboldu. Nedense, birkaç maç dışında bugüne dek gerçekleştiremedi ne oyuncular ne de hoca bu oyunu . Mırıldanmalar, serzenişler, eleştiriler hep bundan kaynaklanıyordu aslında.
Ve beklenen görkemli oyun Başakşehir karşısında sergilenince mutluluk ve şampiyonluğa olan inanç daha yükseldi camiada.
Doğru kadro, doğru isimlerle sahaya çıkılırsa galibiyetin geleceğini, hem kendisi hem taraftarın hoşnut olacağını Ersun Yanal bir kez daha görmüştür sanırım Başakşehir galibiyeti ile. Yanal’a yönelik eleştiriler yanlış oyuncu tercihleri üzerineydi. Bir de değişikliklerde geç kaldığı yönde. Umarım, ikinci yarıda oyuna giren Ferdi’nin katkısı ile gelen goller hocanın oyuncu tercihlerine yeniden göz atmasını sağlar.
Bundan sonraki maçlarda Tolga Ciğerci’nin yerine, daha yetenekli, adam eksiltmeyi becerebilen, topu ayağında saklayabilen, paslaşmayı kusursuz yapabilen, koşusu ile her an tehlike oluşturabilen Ferdi Kadıoğlu’nun ilk 11’de olması doğru tercih olabilir.
Ersun Hoca, fizik yapısının 90 dakikayı kaldıramayacağına inanıyor olmalı ki, hep hamle oyuncusu olarak değerlendiriyor taraftarın “şirin çocuğunu”. Aslında, Ferdi, hiç de 90 dakikayı sırtlayamayacak görüntü vermedi oynadığı kupa maçlarında.
Başakşehir karşısında düşman çatlatan oyunu bundan sonraki maçlarda aksatmaz, sürdürürse Fenerbahçe yıllardır özlem duyduğu şampiyonluğu bu sezon taraftara armağan edecek gibi. İlk yarıdaki dış saha çekingenliği ve mahcup oyun artık kırılmaya başlandığına göre. Mutlu sona yakın milyonlarca taraftar. Hafta sonu dış sahadaki Trabzonspor karşılaşması sezonun kırılma maçlarından biri olarak değerlendirilse bile olası yenilgi amacından çok saptırmaz Fenerbahçe’yi. Çünkü, artık takım oldu, muhteşem oynuyor, şapka çıkarılacak goller atıyor.
ŞÜKRÜ KARAMAN