7 yıl aradan sonra oynanan Başkent derbisini, Ankaragücü 2-1 kazandı.
Gençlerbirliği favori olarak çıktığı maçta, özellikle ilk yarıda girdiği pozisyonları cömertçe harcayınca futbolun evrensel kuralı işledi.
Atamayana attılar.
Ankaragücü için de Gençlerbirliği için de hayati önemde bir maç oynandı Eryaman’da.
Ankaragücü bu maçı alarak gelecek adına umutlanırken, lig sonuncusu Gençlerbirliği iyiden iyiye uçuruma yuvarlandı.
Kısaca Gençlerbirliği’ne değindikten sonra uzun uzun Ankaragücü’nü konuşalım.
Öncelikle Mustafa Kaplan.
Geçen sezon Ankaragücü’nde kariyerinin en verimli sezonunu yaşadı.
Buna rağmen, sezon sonunda Ankaragücü de Mustafa Kaplan da sözleşme yenileme konusunda hiçbir adım atmadı.
Teklifler aldı, yuvam dediği Gençlerbirliği’ni tercih etti.
Ankaragücü’ne aşıladığı mücadele azmini, Gençler’de yapamadı.
Gençlerbirliği her maça iyi başladı, sonunu getiremedi.
Oyuna Stancu yerine Ayite ile başlaması, Mustafa Kaplan’ın en tartışılacak kararıydı.
Ayite’nin yakaladığı pozisyonları Stancu affetmezdi.
Ankaragücü öne geçip direnç kazandıktan sonra Stancu’yu alması gecikmiş bir hamleydi.
Defansta da çok ciddi hatalar yapıyorlar.
Aynı hataları da ders almıyorlar, ısrarla tekrarlıyorlar.
Gençlerbirliği düzelir mi?
Zor ama imkansız değil.
Mustafa Kaplan kalır mı?
O kadar çok muhalefeti oldu ki, Murat Cavcav ile aralarındaki özel bağa rağmen çok zor.
Murat Cavcav zor bir karar verecek.
Umarım, son bir şans tanınır Mustafa Hoca’ya.
Geçen sezon ki performansıyla bu şansı hak ediyor Mustafa hoca.
………………………………………
Gelelim Ankaragücü’ne.
Efsane tezahüratta olduğu gibi, Anka Kuşu misali küllerinden doğdu desek yalan olmaz.
İlk 3 haftadaki 5 puana rağmen, takım umut vermiyordu.
Defans dörtlüsü ve kaleci Korcan’ın insanüstü çabası nereye kadar gidecek soru işaretiydi.
Nitekim, Malatya hezimeti yaşandı; herkes, bundan sonra Ankaragücü düzelmez dedi.
Metin Diyadin’in ilk maçında takıma hiçbir şey verememesi de umutları azaltmıştı.
İşte Ankaragücü bu olumsuz duyguların en yoğun olduğu bir dönemde en dipten geri döndü.
Önce Fenerbahçe maçında puan alamasa da onurlu futboluyla, Başkent derbisinde de ikinci yarıdaki muhteşem oyunuyla yeniden dirildi.
Artık Metin Diyadin de takıma dokunmaya başladı.
Sadece maçta değil, Beştepe’de de ağırlığını hissetirmeye başladı.
Nasıl mı?
Örneğin Moke.
Hafta boyunca sakat denildi, aslında isteksiz davranışlarından dolayı Metin Diyadin tarafından antrenmandan kovulmuştu.
Metin Hoca, tüm takıma bir mesaj verdi, kadro dar, yerim garanti diye kimsenin kaprisini çekmeyeceğini gösterdi.
Moke de kuzu kuzu çalıştı, yeniden formasını aldı.
Hasan Kaya’ya güvendi, bugün maçın yıldızıydı.
Alternatifsiz kadroda Aydın’a muhtaç olmadığını gösterdi.
Maçtan sonra “Ah Cebrail de olsaydı, onu da diğer kanada atabilseydim” diye yakınıyordu.
Umarım Cebrail döner, Boyd-Sacko ikilisinin yerini Hasan-Cebrail ikilisi alır da, Türk futbolu iki genç kazanır.
Ankaragücü, bundan sonra ne yapar?
Her maç kapasitelerinin iki katı performans gösterebilir mi bu futbolcular?
Mümkün değil.
Yaş ortalaması 30’un üzerinde.
Bir iki sakatla altıncı haftaya gelmeleri bile mucize.
Gençlerden yeni alternatifler çıkarmalı Metin Diyadin.
Bugün ilk kez 21 kişilik kadroya alınan Berke Gürbüz mesela, artık ona da şans tanınmalı.
16 yaşında diye daha ne kadar kenarda bekletebilirsin bu yeteneği?
……………………………….
Sezon başından beri ilk kez maç sonunda hakemden yakınmadı Ankaragücü.
VAR çıktı çıkalı, ilk kez VAR sayesinde bir gol kazandı Sarı lacivertliler.
Metin Diyadin’in oyundan atılması, yeni kuralların bir gereğiymiş, biz de sonradan öğrendik.
Teknik direktör itiraz için sahaya girerse, kırmızı kart görüyormuş.
Bakalım Ankaragücü’ne uygulanan bu kurallar, İstanbul takımlarına da uygulanacak mı, takipçisi olacağız.
…………………………………
Haftaya Sivas maçı var.
Canteros da büyük olasılıkla bu maça yetişecek.
Gerçi o ya da başkası oynasa da oynamasa da tüm Türkiye şunu bilecek:
Ankaragücü, kimse için kolay lokma değil.
Ankaragücü’nü küçük görenler, sonuçlarına katlanır.
Ankaragücü, kadrosu ne kadar dar olursa olsun, sahasında da deplasmanda da her takımdan puan alacak güce sahip.
……………………………….
Ankaragücü’nün derbi zaferinde taraftarının katkısı çok ama çok fazlaydı.
Maçın her anında takımının arkasındaydı taraftar.
Çok büyük alkışı hak ettiler, özellikle de Gecekondu.
Yönetime tepkinin sadece maç sonrası gösterilmesi, futbolcularla bütünleşme olumlu gelişmeler.
Ama derbide, tribündeki boşluklara ne demeli.
Ne Ankaragücü’ne yakıştı ne de Gençlerbirliği’ne.
Gelmeyenler son yılların en keyifli maçını kaçırdı.
Eryaman’da bir sonraki maç Beşiktaş ile.
Yüzde yüz eminim o maç kapalı gişe oynanacak.
20 bin taraftar olacak o statta.
Şimdiden heyecanı bastı.
…………………………………………..
Son söz Mehmet Yiğiner’e…
Kasımpaşa maçının primleri hala ödenmedi, üzerine Gençler maçının primi eklendi.
Maçtan sonra Mehmet Yiğiner soyunma odasına indi, futbolculara bu hafta primlerin ödeneceği sözünü verdi.
Söz veriyorsan çalışacaksın, sözünü tutacaksın.
Düğün, kına gezmekten umarım vakit bulur da sözünü tutar.
İnsan düşünmekten de edemiyor.
Daha primleri ödeyemeyen bir yönetim, devre arasında transfer yasağını nasıl kaldıracak?
Eğer tek beklenti, siyasetçiler, belediye, banka yapılandırmasıyla vay halimize.