Ankaragücü, sahasında Kayserispor’u 2-1 yendi.
Maç öncesi puan sıralamasında 16 puanla 16’ncı sırada bulunan Başkent ekibi, bu kritik galibiyetle 5 basamak birden atlayarak 11’inci sıraya yükseldi.
Maçı, bu güzel galibiyetin hatırına, kimsenin moralini de bozmamak için 30’uncu dakikadan itibaren yorumlamak istiyorum.
Çünkü, ilk 30 dakikada fark Kayserispor lehine 2-0, 3-0 olmadıysa Allah’ın lütfu olarak görmek, bolca dua etmek gerek.
Dünya Kupası arasından çok kötü bir dönüş yapan Kayserispor, 3 maçta 9 gol yiyerek 0 çekti.
Kayseri ekibi, Ankaragücü maçını çıkış maçı olarak görüyordu.
Ancak, takımın 3 önemli kozu Mario Gavranovic, Mame Thiam ve Bernard Mensah’ın sakatlık ya da cezalardan dolayı kadroda olmaması ciddi handikaptı.
Kayserispor, bu eksiklere rağmen belki bu maçtan puan ya da puanlar da alabilirdi.
Ama Çağdaş Atan, tecrübeli stoper Majid Hosseini’yi kesip, yerine henüz 18 yaşındaki tecrübesiz Arif Kocaman’ı sahaya sürerek bu ihtimali ortadan kaldırdı, adeta kendi fişini kendi çekti.
Ankaragücü’nün kurt hocası Ömer Erdoğan da maç boyu ofansif hamlelerini Arif Kocaman üzerinden yaparak, meslektaşının bu hatasını çok iyi değerlendirdi.
Arif Kocaman, Kayserispor’un iyi olduğu dakikalarda da çok hata yaptı.
Oyun üstünlüğü Ankaragücü’ne geçip baskı altında kalınca bu hatalar takımı adına ölümcül oldu.
Fizik yapısı da bir stopere göre çok iyi olmayan genç oyuncu, Ali Sowe’un kafa golünde topa zıplayamadı bile, Emre Kılınç’ın golünde de müdahalede gecikti.
Ankaragücü, bu maçı sadece Arif Kocaman’ın hataları sayesinde mi kazandı?
Tabi ki hayır.
Kim ne derse desin galibiyetin bir numaralı kahramanları tribünlerdeki taraftarlardı.
Başkan Faruk Koca’nın tribün liderleri ile yaptığı toplantı etkili olmuş ki son maçlarda tribünlerde müthiş birlik beraberlik görüntüleri göze çarpıyor.
Tüm tribünler 90 dakika boyunca tek ses, tek yumruktu.
İlk 30 dakikada yenilen gole, art arda rakibe verilen pozisyonlara, yapılan hatalara rağmen taraftar takımının arkasında durdu.
Ümraniyespor maçının ikinci yarısındaki gibi futbolcuların elinin ayaklarına dolaşmasına yol açan negatif tezahüratlardan kaçındılar.
Israrla hep pozitif yönde itici oldular.
İki penaltılık pozisyonda lehe karar çıkartamasalar da hakeme de baskı yaptılar.
Taraftarın bu pozitif desteği, 30. dakikadan itibaren sonucunu vermeye başladı.
Ankaragüçlü futbolcular kendilerine geldiler, Ali Sowe’un attığı golden sonra da maçı koparttılar.
Taraftarı bu performanslarından dolayı tebrik ediyorum.
Bu sezon Ali Sowe 5 gol attı, gol attığı 5 maçı da Ankaragücü kazandı.
Ali Sowe Kayseri’nin plakasına denk gelen 38. dakikada golü atınca, bu istatistik bu maçta da devam eder dedik, nitekim öyle oldu.
Ankaragücü’nde maçın adamı Ali Sowe ile birlikte Emre Kılınç’tı.
Galatasaray maçında kaçırdığı golden dolayı linç edilen Emre Kılınç, kendini affettirebilmek için olağanüstü performans gösterdi.
Galibiyet golünü de atarak taraftara kendini affettirdi.
Maçın son dakikalarında oyundan çıkarken tüm stat ayakta Emre Kılınç’ı alkışlıyordu.
Bir musibet, bin nasihattan iyidir derler.
Emre Kılınç, Galatasaray maçına kadar (İstanbulspor maçı dışında) kapasitesinin çok altında performans gösteriyordu.
O kaçırdığı gol belki Ankaragücü’nü puandan etti ama Emre Kılınç’ın gerçek kapasitesine ulaşmasını sağladı.
Emre Kılınç, bu performansını sürdürürse, Ankaragücü’ne çok puanlar kazandırır.
Galibiyette Lamine Diack’ın defansif yöndeki müthiş performansı da önemli etki yaptı.
Diack, defansif özelliklerine biraz da top kullanma becerisini artırarak ofansif özellikler de eklerse çok büyük oyuncu olur.
Sakatlığını atlattıktan sonra her maç üstüne koyarak performansını artıran Marlon Xaiver, hatasız oynadı desek yeridir.
Kevin Malcuit, kötü değildi ama son haftalardaki performansından biraz uzaktı.
Aynı Nihat Mujakic ve Uros Radakovic gibi.
Takımdaki diğer oyuncular ise vasat ya da vasat altı oyun sergilediler.
Her zamanki gibi oyuna sonradan giren oyuncular, beklentilerin altında kaldı.
Ali Sowe, Emre Kılınç, Limine Diack ve Marlon Xaiver…
Ankaragücü sadece bu 4 oyuncunun performansı ile bir maçı kazanabiliyorsa, taraftarın katkısını neden önemsediğimi anlayın.
Yoksa hiçbir takım 4 oyuncuyla maç kazanamaz.
Haftaya ilk yarının son maçı oynanacak.
Rakip, sahasındaki son maçta İstanbulspor’a yarım düzine gol atan Adana Demirspor.
Maç 14 Ocak Cumartesi günü oynanacak.
Ara transfer 12 Ocak’ta başlıyor.
Adana Demirspor Hulk’u transfer etmek istiyor.
Kulübün Genel Menajeri Metin Korkmaz, bu transferi bitirmek için birkaç gün önce Brezilya’ya gitti.
Ankaragücü maçına Hulk’lu kadroları ile çıkabilirler.
Peki Ankaragücü, o maça kadar transfer yapabilir mi?
Ömer Erdoğan’ın maç sonu sorularımıza verdiği cevaplara göre transferler biraz gecikecek.
Biraz da transferlere değineyim.
Önce ayrılacaklar.
Kaleci Nurullah Aslan’ın Gençlerbirliği’ne transferi kesin.
Sağ bek Oğuz Ceylan’ın transferi henüz netleşmedi ama Sinan Osmanoğlu gibi Rizespor forması giymesi büyük ihtimal.
Alperen Babacan da Abdullah Durak gibi ikinci yarı Gençlerbirliği forması giyecek.
Jese sakat deniliyor da aslında oynamamaktan dolayı mutlu değil.
Azerbaycan’dan teklif var ama o konuda kararsız.
İspanyol basınında La Liga’dan teklifler olduğu yazılıyor, tercihi La Liga olur o yüzden beklemede.
Eren Derdiyok gitti gidiyor.
Gboly Ariyibi de tamamen gözden düşmüş durumda.
Ömer Erdoğan’ın artık kadroda düşünmediği bu oyuncudan da ayrılması isteniyor.
Pepe ve Macheda’nın gözüne gitsin diye bakılıyor ama onlar, Ankaragücü’ndeki kontratı bir başka yerde bulmaları imkânsız olduğundan gitmemekte direniyorlar.
Emre Yıldız, bu oyuncuları dünyanın parasını verdirerek nasıl getirdiyse, kulübü zarar ettirmeden göndermesini de bilmeli.
Tasos, büyük hayal kırıklığı oldu; ayrılmak isterse dur denmeyecek.
Diğer yabancılar kadroda tutulacak.
Ankaragücü, 21 transfer yapmış, kadrosu şişkin bir takım.
Bu kadar oyuncu gönderilecek, yerlerine Ömer Hoca bir santrafor, bir forvet arkası, bir kanat forvet bir de stoper istiyor.
Listesi hazır.
Sevindirici olan liste Emre Yıldız tarafından değil, kendi ekibince hazırlanmış.
Listede Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş’ta forma şansı bulamayan oyuncular da var, yurt dışından isimler de var.
Özellikle Fransa 2. Ligi Ömer Erdoğan’ın ekibi tarafından çok titiz şekilde taranıyor.
Paralar da suyunu çekmek üzere olduğundan transferde temel amaç, ince eleyip sık dokumak, kulübe mali yükü en aza indirmek.
Gidecek oyuncular kesinleşmeden transferde adım atmak zor, hatta imkânsız.
Transfer için beklentileri olanlar, biraz daha bekleyecek gibi görünüyor.
Yazmasam olmaz.
Esame listesinde 2 genç oyuncunun ismi var.
İkisi de Akademi Ligleri’nde mükemmel performans gösteriyor.
Herkes onları merak ediyor.
Dakika 90+5, maç 10 dakika uzamış.
İki oyuncu değiştiriyorsun, o genç oyuncular dururken tercihini bugüne kadar bu takıma en ufak katkıları olmayan Macheda ve Pepe’den yana kullanıyorsun.
Amaç ne anlamakta zorlandım, primi tam almalarını sağlamak için mi yapıldı bu değişiklik?
Olmadı be hocam!
METİNER ERDEM