İstanbul takımlarının her biri, tarihçelerinde mutlaka Büyük Önder Atatürk’e ve Kurtuluş Savaşı’na yer verir.
Sanki Atatürk o takımın taraftarıdır, Kurtuluş Savaşı’nda da o takımın oyuncuları ya da yöneticileri önemli rol oynamıştır.
İşgal kuvvetlerinin düzenlediği turnuvaya katılmak, orada maç kazanmayı bile kahramanlık öyküsü olarak bize satmaya çalışırlar.
Oysa, gerçekten tarihinde Atatürk ve Kurtuluş Savaşı kahramanlığı olan tek bir kulüp vardır.
O da Ankaragücü’dür.
Bugünkü adıyla Makine Kimya Endüstrisi, eski adıyla İmalat-ı Harbiye, Osmanlı’nın silah üreten tek kurumuydu.
O kurumun işçileri ve bu kuruma işçi yetiştiren meslek okulunun öğrencileri 31 Ağustos 1910 tarihinde Şükrü Abbas öncülüğünde Turan Sanatkarangücü’nü ve Agah Orhan öncülüğünde de Altınörs İdmanyurdu takımlarını kurar.
Sonra bu iki takım birleşir, değişik isimler alır, 1933 yılında da bugünkü adını alarak Ankaragücü olur.
İmalat-ı Harbiye Atatürk’ün gözbebeğidir.
Kurtuluş Savaşı başlar başlamaz, talimat verir bu kurumun tüm çalışanları Anadolu’ya geçer Ankara’ya gelir, silah üretimini burada yapar.
Her çalışan, kurucu kulüplerin her futbolcusu Kurtuluş Savaşı’na aktif olarak katılır.
Bu kulüp onlarca, yüzlerce şehit verir, gazileri madalyalarını gururla taşır.
Cumhuriyet’in ilanında da 101 pare top atışı yine bu kulübe nasip olur.
İşte böyle bir kulüptür Ankaragücü.
Bu kulübe sıradan bir şekilde Cumhuriyet kutlaması yakışmazdı.
Faruk Koca yönetimi de gereğini yaptı, güzel bir etkinliğe imza attı.
Ankaragücü, Cumhuriyet’in 100. yılını çok geniş bir katılımla düzenlenen Cumhuriyet Balosu ile kutladı.
JW Marriot Otel’de ERG Şirketler Grubu’nun sponsorluğunda organize edilen balonun 500 davetlisi olduğu duyurulmuştu.
Salon genişti ama masalara dikkatlice baktım, çok az masada boşluk görülüyordu.
Neredeyse tüm davetliler eksiksiz salondaydı desek abartı olmaz.
Teknik Direktör Emre Belözoğlu eşiyle birlikte baloya katıldı.
Ağırlıklı olarak Türk oyuncular salondaydı, yabancı oyunculardan benim gözüme sadece Garry Rodrigues ilişti.
Dedim ya salon çok geniş olduğundan belki benim gözümden kaçmıştır.
Balo öncesi düzenlenen kokteyl sırasında da baloda da en dikkat çekici grup, 1981 Kupa Şampiyonu takımın kadrosunda yer alan, bugün artık “Efsane” diye adlandırılan futbolculardı.
O maçı izleyen herkes ezbere sayar o kadroyu.
Hadi ben de sayayım o efsane 11’i…
Adil Eriç, Hikmet Hancıoğlu, Fuat Akyüz, İhsan Kavak, Haluk Kargın, Taner Kalender, Cüneyt Memişoğlu, Nazmi Erdenerin, İrfan Ertürk, Mehmet Şahin, Sadık Aksöz.
Bazıları lakaplarıyla tanınır, Bonhof Nazmi, Maradona Sadık, Hrubesch Mehmet, Deli İhsan…
Neredeyse tam kadro balodaydılar.
Final maçının ilk 11’inde olmasa da o kadronun önemli isimlerinden İskender Atasoy da oradaydı.
Sadece Kupa Şampiyonu kadro mu?
Amatör küme, 3.lig, 2. Lig, 1. Lig (O dönemin Süper Ligi)… Tamamında gol kralı oluş, Guinnes Rekorlar Kitabı’na girecek müthiş bir CV’ye sahip Ali Osman Renklibay da gecenin ilgi odaklarından biriydi.
1991 Kupa Finali’nin kahramanları da balodaydı.
Ben Ergün Yücel, Tarık Üstün ve Hayati Soydaş’ı gördüm.
Ergün Yücel, ilgide ağırlık 1981 yılının şampiyonlarında olduğundan biraz sitemkardı.
“Herkes şampiyonları bilir, ikinciler pek hatırlanmaz” diyordu.
O biraz sitem ediyordu ama benim gördüğüm, ilgide 1981’in şampiyonlarından pek geride değildiler.
Ankaragücü’nün eski futbolcularından, sonradan hakemliğiyle daha da ünlenen Erman Toroğlu, İstanbul’dan balo için özel olarak gelmişti, sahneye çıkarak kısa bir teşekkür konuşması da yaptı.
Baloda sunuculuğu TRT spikerlerinden Hünkar Mutlu ile Cansu Canbaz yaptı.
Hünkar Mutlu beğendiğim bir TRT spikeri.
Ama benim bu tür etkinliklerde gözüm hep babadan Ankaragüçlü TRT Spikeri Alper Bakırcıgil’i arar.
Keşke o da olsaydı, sunucular arasında.
Erman Toroğlu’nun dışında teşekkür konuşması yapmaları için sahneye Ankaragüçlü sanatçı Hakan Boyav, Teknik Direktör Emre Belözoğlu ve Başkan Faruk Koca davet edildi.
Kişisel düşüncem, Kaptan Tolga Ciğerci de konuşmacılar arasında olmalıydı.
Baloya davetli olup katılamayanlar, kısa videolar göndermiş.
Augustine Ahinful’un da aralarında bulunduğu birçok ismi, binlerce kilometre öteden salonla buluşturmak kimin fikriyse özellikle tebrik etmek gerekir.
Bodrumspor Hocası İsmet Taşdemir de geceye katılamayacağını düşünüp videosunu göndermiş, sonra dayanamamış kendisi de gelmiş.
Geceye katılamadığı için özür dilediği videosunu keyifle izledi, o görüntüler de gecenin esprisi olarak hafızalara kaydedildi.
Gecenin belki de en yorulan ismi Başkan Faruk Koca’ydı.
Konukları tek tek karşılayan Başkan Faruk Koca, balo süresince de masaları tek tek ziyaret ederek ev sahipliğini kusursuz yerine getirdi.
Başkanın, sanatçı Nükhet Duru ile dansı da kusursuzdu desek abartı olmaz.
Gözlerimiz böyle bir gecede Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı aradı ama bulamadı.
10’a yakın ilçe belediye başkanı ile yine 10’a yakın Ankara milletvekili katılmış.
Fatih Mert döneminde kulüpte düzenlenen bir etkinliğe belediye başkanları ve milletvekilleri neredeyse tam kadro katılmıştı.
O etkinliğin mimarı da Faruk Koca’ydı, bu kez katılımın az olmasında Gazze’de yaşananlar etkili olmuştur sanırım.
Siyasetçiler, medyanın da olduğu eğlence programlarında gözükmeyi pek istemiyorlar.
Gazze’de yaşananlar, Cumhuriyet Balosu’nun coşkulu bir şekilde geçmesine de engel oldu.
Zaten Başkan Faruk Koca da konuşmasında eğlencenin dozunun oldukça aşağı çekileceğini açıkça söylemişti.
Yine de ben sanatçı Nükhet Duru’nun sahneye çıktığında salonun coşacağını düşünüyordum ama beklediğim gibi olmadı.
Sanırım onun da jübile vakti gelmiş.
Zeybek oyunu ve vals gösterisi de gecenin düşük profilli diğer eğlenceleriydi.
Gece hasret giderme, eskilerin yenilerle buluşması temalı olarak sona erdi.
Balonun sponsoru ERG Şirketler Grubu’nun kısa tanıtım filminden Ankaragücü’ne ne denli büyük bir firmanın sponsor olduğunu görmek keyif vericiydi.
“Tek Yürek İmalat-ı Harbiye” filminden kısa bir bölüm izletildi, içim acıdı.
Ankaragücü tarihini anlatmasına karşın, kendisi de bir film olarak kulübün tarihine geçecek bu projeye camianın ilgisiz kalışına hala üzülürüm.
Gecekondu tribün lideri Ali İmdat baloda yoktu, onun dışındaki tüm tribün liderleri tam kadro salondaydı.
Mehmet Yiğiner davetli olmasına rağmen gelmeyenler listesinde yer alıyordu.
Yiğiner dönemi yöneticilerinden sadece Metin Akyüz’ü gördüm salonda.
Yiğiner’in gelmeme sebebi belki de birlikte çalıştığı yöneticilerin büyük çoğunluğunun davetli olmamasıydı.
Eski taraftar sorumlusu yöneticilerden, son zamanlarda pek ortalarda gözükmeyen Kamil Karip’le de kısa da olsa hasret gidermek keyif vericiydi.
Balonun sponsoru ERG Şirketler Grubu, tüm katılımcılara birer kutu hediye etti.
Kutunun içeriğinde Cumhuriyet’in 100. Yılı için özel olarak hazırlanan forma, el yapımı çikolata, tükenmez kalem, kolonya ve Atatürk rozeti yer alıyordu.
Balo, yaklaşık 2,5 aylık ön hazırlık sonrası organize edildi.
Görev ağırlıklı olarak Basın Sözcüsü Hüseyin Aytekin’deydi.
İlkler her zaman en zorudur, mutlaka eksikleri olacaktı.
Belli ki eksiklerin minimum düzeyde olması için Hüseyin Bey çok çalışmış.
Bir sonraki etkinliklerde onlar giderilir.
Umarım Ankaragücü, bizleri bu güzellikler ile buluşturmaya devam eder.
METİNER ERDEM