Ankaragücü, Ziraat Türkiye Kupası 5. Tur maçında Tuzlaspor’u 2-0 yenerek tur atladı.
Sadece 20 dakikasını televizyondan izlediğim bir maçla ilgili yorum yapmayacağım.
Zaten 90 dakikasını canlı izlediğimiz maçla ilgili yorum yaptığımızda bile abilerimiz teknik direktörlüğe soyunmakla eleştiriyorlar.
Sanki iyi yemekten anlamak için illaki aşçı olmak gerekiyor da.
Spor yazarının işidir, kadroyu da oynanan oyunu da değerlendirmek, görüşlerini okuyucusu, izleyicisi ile paylaşmak.
Neyse…
İzlemediğim, daha doğrusu izletilmeyen maçı yorumlamak yerine, Ankaragücü’nün marka değerinin nerelere düştüğünü yorumlamayı tercih edeceğim.
Ziraat Türkiye Kupası 5. Tur’unda tam 16 maç oynanıyor, yani 32 takım birbiriyle eşleşmiş.
Sadece ve sadece Ankaragücü’nün maçı ile İstanbul’un iki semt takımının birbiriyle maçı dönüşümlü olarak yayınlanıyor.
Diğer 28 takımın maçı 90 dakika yayınlanıyor.
Aslında rahatız, nasıl olsa ağırlıklı olarak taraftarı daha çok olan, reytingi yüksek Ankaragücü’nün maçı verilir diye.
Maçlar başlıyor, ekranda Kasımpaşa-Ümraniyespor maçı.
Spiker anons yapıyor: “Kasımpaşa-Ümraniyespor maçını yayınlayacağız. Aynı saatte başlayacak Ankaragücü-Tuzlaspor maçına da zaman zaman göz atacağız” diye.
Vay be, Ankaragücü maçına göz atılacak ha!
Sivasspor’un 2. Lig takımıyla oynadığı maç tek başına veriliyor.
Kızmasın komşu ama 1. Lig’den düşmesi neredeyse kesinleşmiş Gençlerbirlikliler bile maçlarını 90 dakika izleyecek ama Ankaragüçlüler, takımlarının maçını yayıncı kuruluşun canı göz atmak isterse izleyebilecek.
Kuralar çekildikten sonra maç saatleri, maç günleri belirlenirken, doğal olarak yayıncı kuruluşun istekleri göz önüne alınır.
Aklım almıyor, nasıl bir ticari işletme 6,5 milyon nüfuslu Başkent’in bir numaralı takımının maçını tek dönüşümlü yayına dahil eder.
Hadi dahil etti diyelim, nasıl bir ticari işletme, en fazla 100 taraftarın canlı izlediği, televizyondan da taş çatlasa bin kişinin izleyeceği bir maçı, 6,5 milyon nüfuslu Başkent’in bir numaralı takımına tercih eder?
Kasımpaşa-Ümraniye maçının önemi nedir?
Selçuk İnan’ın ilk teknik direktörlük deneyimini yaşayacağı maç olması.
İşte, sevgili Başkan Faruk Koca’nın bize Ankara’da marka değeri en yüksek kuruluş olarak tanıttığı Ankaragücü’nün, Başkent dışındaki gücü.
Yıllar önce futbolu bırakmış bir futbolcunun ilk teknik direktörlük deneyimi, 112 yıllık Ankaragücü’nden önemli görülüyor Ankara dışında.
Madem bir canlı yayını 90 dakika yayınlatmayı beceremeyecektiniz, niye aldınız bu maçı Ankara’dan Antalya’ya?
Sahadaki 11’in kaleci dışındaki diğer futbolcularının, Cuma günkü maçta yedek soyunacağını dünya alem biliyor.
Zaten Ömer Erdoğan hocanın başlangıçtaki planı neydi?
Kupa maçında oynayacaklar Ankara’ya gidecek, Antalyaspor maçı kadrosundakiler kampa devam edecekti.
15 futbolcuyu, bir buçuk aydır Ankaragücü maçı özlemiyle yanıp tutuşan taraftarla buluşturmak zor geldi yönetimimize.
Ankaragücü taraftarı maçı izleyememiş, Aspor 90 dakikanın sadece 20 dakikasını yayınlamış, kimin umurunda?
Sosyal medyada Aspor’un tercihine tepkiler çok yoğundu.
Bu yüzden spiker, zorunlu olarak Ankaragücü’nü öven ifadeler kullandı.
Orada olsa sorardım, ya daha Ankaragücü’nün logosunu yanlış kullanıyorsunuz, Sinan’a Osman diyorsun, Jese’ye Ruiz.
Nereden biliyorsun, Ankaragücü’nün devre arası ne yaptığını, maçtaki performansının gerçek performansı olup olmadığını?
Dünya Kupası arasında Süper Lig’de maç yok, takım Antalya’da kampta.
Ankara’daki en önemli etkinlik tribün liderlerinin Başkan Faruk Koca ile buluşmasıydı.
İstanbul’un semt takımları kızmasınlar da kulübün paylaştığı fotoğraflardan Ankaragücü’ndeki tribün lideri sayısının, o takımların maçlarına giden taraftar sayısına yakın olduğunu gördük.
Mazeret bildirip gelemeyen ile davet edilmeyen kadın reislerimiz de olsa semt takımlarının taraftarından kalabalık olacak liderler.
Toplantıda bir daha küfür edip, olay çıkarmazlarsa onlara hediye verilmesi taahhüt edilmiş, sevgili Ankaragücü Başkanı tarafından.
Acaba biri sordu mu merak ediyorum o toplantıda.
PFDK’nın bugüne kadar Ankaragücü’ne verdiği 1 milyon 866 bin TL cezanın tam 1 milyon TL’si stada usulsüz seyirci almaktan kesildi.
Ankaragücü yöneticileri ile de toplantı yapacak mı sayın Faruk Koca?
Bir daha Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor maçlarında stadı bu takımların taraftarı yakınlarıyla doldurmamalarını isteyecek mi merak ettim.
O toplantıda olsam, bir dahaki maçlarda tribünleri, locaları İstanbul takımları, Trabzonspor taraftarları ile doldurmazlarsa yöneticilere hediye vaat ederdim.
Sevgili Başkan, fair play ödülüne layık görüldün, biz de alkışladık.
Küfrün, saha olaylarının önlenmesi çok önemli, bunu başarırsan bir ödül daha alırsın, biz yine alkışlarız.
Ama şu usulsüz seyirci olayına da bir el atsan, vallahi o maçlarda Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor taraftarından basın tribününde bile maç izleyemedik.
Bizi de bilet bulamadığı için o maçlara giremeyen on binlerce Ankaragüçlü’yü de düşün sevgili başkan.
Son olarak Ziraat Türkiye Kupası’nda cesaretle yedek kadroyla çıkan ve tur atlayan Ömer Erdoğan ve ekibini kutluyorum.
Golleri, Jese ve Macheda’nın atması moral açısından önemliydi.
Umarım bu moral lig maçlarına da yansır.
METİNER ERDEM
1 Yorum
Yayıncı kuruluş A Spor adeta bir yerel televizyon gibi hareket ediyor, her konuda! Sadece bizim maçın yayını ile ilgili değil genelde. İstanbul televizyonu! “İstanbul ve diğerleri” anlayışındalar. Utanmazlar, terbiyesizler. Maçımızı sağ alt köşedeki küçük ekrandan izlerken yoruldum. İzlemekten vaz geçtiğim anlar oldu, kahrettim. Yazıklar olsun bunlara Ankaragüçlüler her zaman çıldırtılıyor, sonra da suçlanıyor. Sağ olsun yöneticilerimiz de her şeyi çok geç farkediyorlar, normaldir, birkaç yıllık Ankaragüçlüler. Yönetimdeki misyonlarını tamamladıktan sonra da beş dakikada unutur giderler. Şu anda kazan-kazan durumundayız onlar Ankaragücü üzerinden prestijlerini düzeltirken biz de iyi-kötü yönetmek isteyen bir kurula sahip olduk. Yine de verdikleri emeklerin değerini biliyoruz.