Ankaragücü, kümede kalma mücadelesi veren kardeşi Bursaspor’u 2-1 yendi.
Süper Lig şampiyonluğu yaşamış iki Anadolu takımından biri olan kardeş Bursaspor’un durumu içler acısı.
Yönetimi dağılmış, olağanüstü genel kurul kararı alınmış, 1 milyar liraya yakın borç var.
Neyse ki taraftarın baskısı, belediyenin desteğiyle transfer yasağını kaldırdılar da ligde kalma umutları bir nebze arttı.
Ankara takımları dışında hiçbir maçını kaçırmadığım bir takım da Bursaspor’dur.
3 yıla yakın Anadolu Ajansı Bursa Bölge Müdürlüğü de yaptığım için özel bir sevgim vardır bu takıma karşı.
Bu yıl birkaç maç haricinde çok çok kötü oynadılar.
Son haftalardaki maçları da yeni transferlere rağmen hiç keyif vermedi.
Bu takım, ilk 15-20 dakikadaki Ankaragücü baskılarını atlattıktan sonra, öyle bir futbol oynadı ki şaştım kaldım.
9 kişi kalmış Tuzla’ya karşı bile tek pozisyon bulamayan Bursaspor, ilk yarının son 15 dakikalık bölümünde 1 gol attı, en az 2 gol de kaçırdı.
Ankaragücü, ikinci yarıya müthiş baskıyla başladı.
10 dakikada yine 3-4 pozisyon yakaladı, sonra durdu.
Bu dakikadan sonra bu kez Bursaspor, maçı koparacak pozisyonlar buldu ama onlar da değerlendiremedi.
Arkasından önce kaptan Erdem Özgenç’in, sonra da Kwabena Owusu’nun 2 dakikada attığı 2 golle maç bitti.
Son 20 dakika iki takım da pozisyon dahi üretemedi.
Herkesin gördüğü şeyi niye anlattım dersiniz?
Ankaragücü şu an şampiyonluğun en büyük adayı ama haftalardır kötü oynuyor.
Gerekçe olarak da hep rakiplerin Ankaragücü’ne karşı aşırı motive olmaları gösteriliyor.
Bense tam tersini savunuyorum.
Rakipleri motive eden kendi hocaları, camiaları değil, sadece ve sadece Ankaragücü’nün kötü futbolu.
Ankaragücü, Ümraniyespor, Gençlerbirliği, Boluspor maçlarında olduğu gibi erken gol bulursa maçları çok rahat kazanıyor.
Aksi takdirde her maç ölüp ölüp diriliyor.
Ligin en kötü oynayan takımlarından Bursaspor bile karşısında kötü bir Ankaragücü görünce coştu.
Bu benim iddiam değil, bizzat itiraf da edildi.
Yusuf Abdioğlu, devre arası soyunma odasında yaşananları anlatırken, “Böyle oynayacaksak çıkmayalım sahaya” denildiğini bizzat kameralara söyledi.
Maçlara niye kötü başlıyor Ankaragücü?
Birincisi ilk 11 seçiminde hatalar yapılıyor.
Bu maçta da bakıyorsunuz forvet hattı biri 500 gün, diğeri 300 gündür gole hasret Geraldo ve Cem Ekinci ile haftalardır takımın en formsuz oyuncusu Ghayas Zahid’e emanet edilmiş.
Rakip için sadece Kwabena Owusu’yu tutmak yetiyor.
Bursaspor da zaten öyle yaptı.
En zor maçlarda bile tek önliberoyla ile oynarken, bu maça Abdullah Durak-İshak Çakmak ikilisi ile niye başlandı, insan anlamakta zorlanıyor.
Mustafa Dalcı hata yapıyor yapmasına da en olumlu yanı hatasında ısrarcı olmuyor.
Kadro tercihlerinde hata yaptığını anladığı an gecikmeden değişiklikleri yapıyor.
Risk almaktan da çekinmiyor.
Bu maçta da hatasını anladı, ikinci yarıya Cem Ekinci-Gboly Ariyibi, İshak Çakmak-Şahverdi Çetin değişiklikleri ile başladı.
Yetinmedi orta sahayı boşaltma pahasına risk aldı Abdullah Durak-Eren Derdiyok değişikliğini yaptı, o da yetmedi Geraldo’yu çıkardı, dikine oynama, skor üretme becerisi olan Ali Kaan Güneren’i aldı.
Keşke bu değişikliklerin hiçbirini yapmasına gerek kalmasaydı.
Keşke maça en baştan bu 11 ile başlasaydı.
Mustafa Dalcı, değişiklikleri yapıp hatasını telefi etmeye çalışsa da sahadaki yaşlı takımı motive edecek, yorgunluklarını unutturacak bir güç lazımdı.
O da tabi ki taraftardı.
Taraftarın kötü oyuna tepkisi Ankaragüçlü oyuncuların maçı bırakmalarına engel oldu.
Kilidi Erdem Özgenç nefis frikik golü ile açtı.
Kwabena Owusu, bir dakika sonra Kaptan’ın golünden de mükemmel bir gol atarak Bursaspor’un fişini çekti.
Ankaragücü öne geçince Bursaspor’un makyajı aktı, gerçek yüzü ortaya çıktı.
Kalan dakikalarda önliberosuz oynayan Ankaragücü karşısında orta sahayı bile geçemeyen bir Bursaspor izledik.
Sonuçta da 3 puanı bırakıp gittiler.
Eğer söylendiği gibi Ankaragücü’ne karşı ekstra motive olsalardı son 20 dakikada birkaç pozisyon üretmeleri gerekmez miydi?
Bu galibiyet kime yazar?
Normalde bu sorunun cevabı olarak ilk sıraya taraftarı yazmam gerekir.
Ama ben kim olduğunu dahi bilmediğim bir kişiyi yazıyorum.
Bursaspor maçında tribünlerde 7-8 bin taraftar vardı.
Kimilerine bu rakam bile az gelir belki ama bu maç bin kişiyle de oynanabilirdi.
İstanbulspor maçında tribünde olanlar, kendilerini biliyor.
Sahada, sonradan teknik direktörleri Osman Zeki Korkmaz’ın özür dilemesine neden olan ağır tahrik vardı.
Tribünler de bu ağır tahrike ağır bir şekilde karşılık verdi.
O maçtan sonra ortak beklenti tüm tribünlerin ceza alacağı şeklindeydi.
Ama sadece VİP A’ya ceza geldi.
Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu o maçla ilgili karar alırken, İstanbulsporlu futbolcuların ağır tahrikinin göz önüne alınmasını kim başardıysa tebriklerin en fazlasını o hak ediyor.
Yoksa taraftar olmadan bu maç asla kazanılmazdı.
Biz bunları sadece rahmetli Cemal Aydın döneminde görürdük.
Son yıllarda hep mağdur edilen Ankaragücü’nün yeniden Cemal Aydın dönemindeki lobi gücüne kavuşması çok ama çok önemli.
Taraftar, görevini teknik direktörden de sahadaki futbolcudan da fazlasıyla yapmıştır.
İkinci sıraya onları yazmak boynumuzun borcu.
Sonrasında futbolcular ve teknik direktör Mustafa Dalcı gelir bana göre.
Ankaragücü, Eryaman Stadı’nda kritik bir virajdan geçti.
İstanbulspor ve Menemenspor maçlarından sonra bu maçta da puan kaybı olsaydı, çok ciddi kaos yaşanırdı.
Şimdi artık rakipler düşünsün.
Ankaragücü, bu haftadan itibaren 6 maçlık zor bir seriye başlıyor.
Bu zor seride mutlaka kayıplar da olacak.
Ankaragücü, şu an puan olarak bu kayıpları büyük ölçüde telafi edecek avantaja sahip.
İlk yarıda bu seriyi çok rahat geçmişti.
Umarım yine başarırlar.
Yazıyı birkaç not ve bir uyarı ile bitireyim.
Eren Derdiyok maç sabahına kadar ilk 11’deydi.
İstanbulspor maçındaki göğüs ağrısı tekrarlayınca son dakikada 11’den çıkarıldı.
İhtiyaç olmasa hiç oynatılmayacaktı.
Devre arası statta Müslüm Gürses şarkısı çalması, taraftarın da eşlik etmesi hoş bir görüntüydü.
Bu görüntüleri sık sık göreceğiz anlaşılan.
Bu güzel görüntüler tekrarlanacaksa taraftardan sorumlu yönetici Kamil Karip’ten özel bir talepte bulundum, umarım unutmaz:))
Teknik direktör Mustafa Dalcı, Çarşamba günü yapılacak antrenmana kadar Ankara’da olmayacak.
Çocuğunun bazı tetkikleri için İstanbul’da olması gerekiyormuş.
Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum.
Uyarım da Kwabena Owusu için.
Owusu’nun sosyal medya düşkünlüğü biliniyor.
Paylaşımlarından dolayı daha önce 2 maç ceza almıştı.
Yine nefis bir gol attı ya!
Yüzlerce paylaşım yapar artık.
Basın sorumlusu Hüseyin Aytekin’e burada önemli görev düşüyor.
Aman dikkat tüm paylaşımlarını süzgeçten geçirin.
METİNER ERDEM