ALİ YILMAZ – Belediyemiz, mahallemizin uzun zamandır boş bulunan arsasını iş makineleriyle çok güzel düzelttiler.
Bize yabancı demirden bir yığın aleti kamyondan işçilerin yardımı ile bu boş arsaya indirdiler.
Başka bir ekip arsa üzerine indirilen aletleri belirli aralıklarla yere sabitlediler. Aletlerin görüntüleri şekillenmeye başladı. Bunlar spor merkezlerinde bulunan spor aletleriydi.
“Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” sözü için yediden yetmişe mahalle halkımız artık her saat spor yapmak için bu alanda kendi maharetlerini gösterecekti.
Spor aletleriyle önce mahallemizin çocukları ve erkekler tanıştı. Her yaştan erkek gece gündüz spor aletlerini hiç yalnız bırakmadı.
Takım elbiseliler, eşofmanlılar, atletle, ayaklarında terlikle, gıcır gıcır iskarpin ayakkabılarla spor yapmanın keyfini yaşamaya başladılar.
Zaman zaman üstünde sohbetlerin yapıldığı spor aletlerinin kısa süreli de olsa dinlendiği boş kaldığı anlar da olmadı değil.
Tüm mahalle halkının yüzüne kan gelmişti. Kan ter içinde geçen günlerin ardından tüm cesaretini toplayan kadınlarda bu spor aletleriyle tanıştı.
Genç kızlar çocuklar, teyzeler torunlarıyla, nineler şalvarlarıyla, etekleriyle spor yapmanın ne kadar önemli olduğunu gördüler ve sporla sabah akşam yaşamaya başladılar.
Uzun yıllardır boş kalan arazinin üstüne yerleştirilen spor aletleri bir anda buluşma, spor yapma alanı oldu. Mahalleli eski günlerdeki gibi birbirleriyle tekrar kaynaşmanın mutluluğunu yaşadı.
Günler aylar geçti kilolu amcalar, teyzeler spor aletlerinin bulunduğu yerde küçük çaplı piknikler yapmaya, piknik tüplerinde çaylar demlenmeye, börekli çörekli günler yaşamaya başladılar.
Spor aletlerinin kollarına marketten dönenler poşetlerini, pazar alışverişlerinden dönenler biraz soluklanmak için pazar torbaları astılar. Spor aletlerinin çoğu artık askı olarak kullanılmaya başlandı.
Düzlenen arsanın betonları üstünde uzatılan metrelerce hortumlardan akan suyla halılar, kilimler, yünler yıkanmaya başlandı.
Spor aletlerinin bir başka görevi yıkanan halı kilim yünler için kurutma yeri oldu.
İlk günlerin heyecanı kimsede kalmadı.
Sağlık için spor ve egzersiz aletleri paslanmaya hor kullananlar yüzünden kırılmaya başladı.
Belediye ekipleri zaman zaman spor aletlerinin bakımı için geldiler. Israrla spor aletleri kullananlar oldu tabi kî.
Ama mahalleli bu tür düzenli yaşam yerine şişmanlamayı tercih etti.
İşlerimizin yoğunluğu ve zamandan tasarruf olsun diye mahallenin bir ucunda bulunan bu spor aletlerini bizim aile için kullanmamız çok zordu.
Bizde biraz araştırma yapıp evimizin giriş koridoruna paraya kıyıp bir adet yürüyüş bandı aldık. Tam karşısında küçük bir televizyon koyduk. Hem sporumuzu yapıp hem de dünya haberlerinden ayrı kalmak istemedik.
İlk günlerin heyecanı ile kan ter içinde diziler haberler müzik klipleri izlemek çok güzeldi.
Ev halkı sırayla gece geç saatlere kadar deli gibi yürüyüş bandı üstünde sonsuz bir yolculuğa koşar adımlarla kilolarımızdan uzaklaşma çabası içine girdik.
Gecenin ilerleyen saatlerinde uyumamız gerekirken spor tamamen ters bir etki ile cin gibi olmamızı sağlamaya başladı.
Yatma saatimize yakın uyumak yerine, yürüyüş bandından turumuzu tamamlayıp salonun bir köşesinde, harcadığımız enerjiye destek için meyveler kuruyemişler geceyi uzatmamıza yardımcı olmaya başladı.
Bu işte bir terslik vardı. Spor yaparak kilo vereceğimize kilo almaya başladık mı ne?
Mevsim kış olunca mahallemizin spor alanı karlar altında kalmıştı. Mahalle halkı spordan uzaklaşıp eski yaşantısına dönmüştü.
Bizim evde de farklı bir şey olmadı. Bizim büyük bir heyecanla aldığımız yürüme bandımızı da işten eve gelince askılık olarak kullanmaya başladık.
Yağmurlu havalardan sonra yürüyüş bandımız şemsiyelerimizi kurusun diye astığımız şemsiyelik olarak bizimle yaşamaya devam etti.
Sağlam kafa sağlam vücudumuzda pek yer bulamadı.
Ama sporun çok önemli olduğunu tüm mahalleli olarak hiç aklımızdan çıkarmadık.
Sadece yaşantımızdan çıkardık.
ALİ YILMAZ KİMDİR?
Yaşantıma Ankara’da başlamışım.
İlk, orta, lise, üniversite Ankara’da bitti.
Nasıl büyüdüm bilmiyorum.
Bir de baktım evlenmişim. Bir kızım, 18 yıl sonra da bir oğlum olmuş.
İşe gireli epeyce bir zaman olmuş emekliliği de hak etmişim ama emekli değilim.
Müzisyenim, dağcıyım, resim çizerim. 16 yıl radyoda (Ezgim ,Mozaik Ekin ve Polis Radyosu) klasik ve dünya müzikleri programı hazırlayıp sundum.
Şimdilerde TV6’da “İpek Yolu” kültür sanat programını hazırlayıp, sunuculuğunu yapıyorum.
İki şiir bir mizah kitabı yazdım öykü kitabım da yolda.
ANKARA DEVLET OPERA VE BALESİ ,ULUS/ANKARA.
yilmazali1960@hotmail.com
ALİ YILMAZ