Lige çok kötü bir başlangıç yapan Ankaragücü, 6’ncı hafta maçında deplasmanda Alanyaspor’a 2-1 yenildi.
Bu sonuçla Başkent ekibi, 6’ncı haftayı da son sırada geçirecek.
Çok değil sadece 2 hafta önce, Ankaragücü hakkındaki düşüncelerim son derece olumsuzdu.
16 transfer yapılmış, sözde dünya çapında ünlü starlar kadroya katılmıştı ama sahaya yansıyan görüntü çok farklıydı.
Önce Ömer Erdoğan’ın gelişiyle küçük dokunuşlar yapıldı, ardından yeni transferlerle takım gerçek anlamda güçlendirildi.
Ömer Erdoğan’ın işi kolay mı?
Asla, aksine o kadar zor ki?
Elinde Mustafa Dalcı yönetiminde sezona başlamış, geçirdikleri 2 kamp dönemine rağmen bugüne kadar ne çalıştıkları ne yaptıkları belli olmayan bir futbolcu topluluğu var.
Bu topluluğu takıma dönüştürmek, sezon öncesi kolaydı ama devam eden bir ligde bunu gerçekleştirmek her babayiğidin harcı değil.
Bu zorluğa rağmen Ömer Erdoğan o ışığı veriyor mu?
Evet veriyor.
Bir kere bu Ankaragücü kesinlikle küme düşmez.
Şu an aklıma geçen sene Giresunspor’un sezon başı performansı ile Ersun Yanal’ın Ankaragücü’ndeki ilk sezon performansları geliyor.
Fuat Çapa performansının tekrarlanması aklımın ucundan dahi geçmiyor.
Ömer Erdoğan’ın tek dezavantajı eline verilen kadro.
Mustafa Dalcı-Emre Yıldız ikilisi tarafından oluşturulan kadronun neresine el atsan, elinde kalıyor.
Yazık, zaten büyük borç yükü altındaki bu takımın milyonlarca Euro’su, iş bilmez ikili tarafından boşa harcandı gitti.
Hani Başkan Faruk Koca, Emre Yıldız hakkında kanıt gösterin diyordu ya!
Şahsen benim iddiam, Ankaragücü’nün transferlerini yönetecek yeterlilikte olmadığıydı.
Kanıtım, dün sahadaki kadrodur.
Ömer Erdoğan’dan önce 16 transfer yapmışsın, ilk 11’de bunlardan sadece 6’sı var.
TFF 1. Lig için kurulmuş kadrodan ise 5 isim sahadaydı.
Süper starlardan oluşmuş takım kurdum diyorsun, TFF 1. Lig kadrosuyla sahadasın.
Bundan daha iyi kanıt olur mu Sevgili Faruk Başkan?
Şu an oynayan sezon başı transferlerin büyük çoğunluğu da Ömer Erdoğan döneminde transfer edilen oyuncuların kadroya girmesiyle yedek kulübesine mahkûm olacak.
Senin adamın 16 transfer yapsın, sadece 2’si, 3’ü kadroya girsin, sevgili başkan sen de hala “Hodri meydan, kanıt gösterin” de.
Neyse, Faruk Başkan da gün gelecek doğruları görecek, ben dahil kendisini eleştirenlerin düşman olmadığını öğrenecek.
Bizlerin de dost olduğunu, çevresini saran yağdanlık kalkanının dışına kafasını uzatabilirse görecek.
Unutmayın ki başkan, “Dost acı söyler.”
Maça gelirsek, birinci dakikadan maçın bitiş düdüğünün çaldığı 90+5’inci dakikaya kadar sahanın hakimi Ankaragücü’ydü.
Ömer Erdoğan iki haftadır, geçen sezon travma yaşadığı takımlara karşı oynuyor.
Hatayspor’un başındayken, geçen sezon Beşiktaş’a 7-0, Alanyaspor’a da 6-0 kaybetmişti.
Bu yüzden iki maç da onun için çok önemliydi.
Geçen sezondan çıkardığı dersle, iki rakibi de çok güzel analiz etmiş.
Alanyaspor’a üçüncü bölgede baskı yapmadı, rakibi hep ikinci bölgede bekledi.
Burada kapılan toplarla rakibin stoper tandemini oluşturan Furkan ve Fatih’in arkasına Ariyibi’yi ve Ali Sowe’u sarkıtmayı planladı.
Bu iki oyuncunun son vuruş teknikleri iyi olsa, sadece galibiyetle değil, farklı galibiyetle Ankara’ya dönülmesi içten bile değildi.
Ama Ariyibi ve Ali Sowe; Pedrinho, Beridze, Zahid ve Tolga Ciğerci’nin nefis paslarını cömertçe harcayınca farklı galibiyet bir tarafa 3 puan Alanya’da bırakıldı.
Ömer Erdoğan’ın Ariyibi Ali Sowe tercihleri hatalı mıydı?
Elindeki kadroya göre kesinlikle doğru hamlelerdi.
Ömer Erdoğan’ın planının ne kadar doğru olduğunun kanıtı, girilen yüzde 100’lük gol pozisyonlarının çokluğuydu.
Soruyorum size, Ariyibi’nin yerine Tasos ya da Jese oynasaydı, o defans arkasına hızlı koşuları yapabilir, o pozisyonlara girebilirler miydi?
Benim cevabım kesinlikle hayır.
Yarın burada Emre Kılınç oynar, o koşuları yapar, o golleri atar merak etmeyin.
Ömer Erdoğan’ı eleştireceğim nokta.
İlk yarının yıldızı Beridze’yi çok erken oyundan alması, bir türlü yan top zafiyetine çözüm bulamaması.
Yenilen ilk golde Atakan’ın, ikinci golde kaleci Bahadır’ın hatası var doğrudur.
Ama iki golde de rakibin bir oyuncusuna karşı Ankaragücü’nün 5-6 oyuncusu ceza sahasında.
Buna rağmen rakip oyuncu kafayla, ayakla bomboş topa vurabiliyor.
Defansta adam paylaşımı düzgün yapılabilse, bu gollerin hiçbiri yenmez.
Zamanla onlar da olacaktır.
Ankaragücü açısından maçın iyileri Tolga Ciğerci, Pedrinho, Beridze, Taylan Antalyalı’ydı diyebiliriz.
Kaçırdıkları gollere rağmen bu isimlere Ariyibi ve Ali Sowe’u eklemek mümkün.
Önemli olan pozisyona girmek, bugün gol olmaz yarın olur.
Geçen haftanın en kötüsü Zahid, bu maçta vasat üstü oyun sergiledi.
Stoper tandemindeki Nihad iyiydi, Atakan golde hatalıydı.
Sol bekte kariyerindeki ilk Süper Lig maçına çıkan Yasin Güreler, Marlon’dan daha efektif bir oyun sergiledi.
Attığı gol mükemmeldi, birçok santrafor o golü atamazdı.
Ama yenilen ikinci gol öncesi dağlara taşlara yaptığı orta, o anda sakatlanması ile yerini boş bırakması, yaptığı tüm olumlu işleri sildi attı.
Ama bana sorarlarsa Marlon mu Yasin mi diye, tereddüt etmeden Yasin derim.
Kaleci Bahadır’da bu kadar ısrar etmenin nedenini gerçekten anlamakta zorlanıyorum.
Bekler, mutlaka rakibe temas etmeli.
Ama Oğuz Ceylan, çalım yerim korkusuyla rakiple arasında hep bir iki metre boşluk bırakıyor.
İkinci golde de rakibe o kadar kolay orta yaptırdı ki.
Ankaragücü’nün önünde kritik bir Sivasspor maçı var.
Onlar da oldukça zor bir sezon geçiriyor.
Beşiktaş maçındaki olaylardan dolayı, PFDK’dan Siyah Beyazlı kulübün istediği sonuçlar çıktı.
Joseph’e kırmızı karttan dolayı ceza bile veremediler, ama Ankaragücü’nün sahasını kapattılar.
Yıllar sonra ilk kez saha kapama cezası görüyorum.
Sevgili başkanın özürleri işe yaramamış anlaşılan.
Dünkü Tahkim Kurulu kararlarında bu konu gündeme gelmemiş, umarım haftaya gelir.
Umarım Ankaragücü, başarılı bir savunmayla bu cezayı kaldırır.
Yoksa tam bir beraberlik takımı olan Sivasspor’u taraftar desteği olmadan yenmek çok ama çok zor.
Sevgili Faruk Koca göster bakalım performansını…
METİNER ERDEM