Dünya Salon Atletizm Şampiyonası’nın ardından, Türk atletizminin önde gelen isimlerinin görüşlerini aldım.
Aşkın Tuna, Sinan Özışık, Yahya Sevüktekin ve Merdol Gerçin’in şampiyona ile ilgili değerlendirmeleri şöyle:
AŞKIN TUNA
Bir taktirim ve birde eleştirim var. Taktirim atlet kaç santim çıtanın üzerinden geçtiği teknoloji sayesinde atlayıştan sonra ekranda verilmesi,, Ayrıca üç adım atlamada adımların oranlarının ne kadar olduğu ve nereye bastıklarının da gösterilmesi. Eskiden sadece dereler bilinirdi. Şimdi ise ayrıntılara inilerek çok bilgi veriliyor.
Eleştirimde şu; atletler dünya rekoru kırıyor. Verdikleri para 50 bin dolar. Bu atletin doktoru, masörü, psikoloğu, antrenörü var. Atlet dünya rekoru kırmak için daha fazlasını harcıyor. Ama 50 bin dolar gibi az bir para alıyor.
Dünya rekoru nedir? gelmiş geçmiş kapasitelerden daha iyisini yapmaktır. Karşılığı da bu olmamalıdır. Eskiden bu kadarda verilmiyordu bahanesinin hiç anlamı da yok.
Yarışmayı izlemeye gelen seyircilerin optimal bilgi düzeyinde olması ve düzgün kıyafetler ile salonu doldurmaları bir kültürün ifadesidir.
Eğer bu elli bin dolarlık çek bana verilseydi, çeki yırtıp atardım! Bu da atletizmde dönüm noktası olurdu! Atletizmdeki dünya rekorunun karşılığı 500 bin dolar olmalıdır. Dünya atletizminin yöneten kişilerde bunun ekonomik kaynaklarını bulmak zorundadır.
SİNAN ÖZIŞIK
Dünya rekorunu kıranlara yada egale edenlere cep harçlığı gibi ödül verilmesi de, çocuk ve gençlere de siz para basan spor dallarına gidin demektir! Atlet o kadar antrenman yapacak arkasında kocaman bir destek ekibi olacak, Sonuç ise sadece cep harçlığı.
YAHYA SEVÜKTEKiN
Yarışma da birçok favori atlet yoktu. Hepsinin olimpiyatı hedeflediği de orta da..Salon yarışları için özel hazırlık yapılır. Hazırlığı yapmadan salonda başarı gelmez. Bu açıdan da yarışmada birkaç önemli isim dışında favori yarışmacı yoktu. Bazı ülkelerde sadece katılmak için gelmişlerdi. Sadece katılmak anlayışı da olimpiyatlarda başarıyı getirmemektedir.
MERDOL GERÇİN
Atletizm de teknolojinin katkısı giderek daha fazla önem kazıyor. ve başarıyı arttırıyor. Yunan uzun cu Tenteoğlu’nu da bir istikrar abidesi olarak görüyorum. Olimpiyatlar nedeni ile çok sayıda elit atlet bu yarışa katılmadı. Buna karşın katılanlarda çok iyi mücadele ettiler. Bu mücadeleci yarışmacılar da saygıyı hak etti.Atletizm de verilen ödüller cok az.Bu da çocukları atletizme çekecek özellikte değil. Bu konu üzerinde düşünceler üretmek gerek.
ARTUN TALAY