Sporda başarısızlık anında suçlu aramaktan çok durumu daha iyi anlamak önem kazanmaktadır.
Uygun olanı uygun yerde kullanmak, uygun olmayanı da kullanmamak esastır. Öze başarıyı da eklemek gerek.
Başarının alt yapısını bilmeden ray değiştirmek olanaksızdır.
Ortalama formüller üzerinden spor değerlendiriliyor.
Teknolojinin getirdiği televizyon vb. medya üzerinden kurulan spor iletişiminde güvenirlik de çok azdır.
Gerçekler kolayca saklanabilir.
Bu açıdan olayları sadece tek bir görüntü üzerinden değerlendirmek de yanlıştır. Bu aynı zamanda çıkmaz sokağa girmek demektir.
Atletizm üzerinden konuyu sürdürmek istiyorum.
Atletizm samimi bir biçimde insanlara dokunursa onlardan da destek alır.
Kalabalık kitleler halinde yol yarışlarına katılanlar gibi çok sayıda atletizm severin beklentileri karşılanırsa onlarında seyirci olarak tribünleri doldurduğu görülür.
Bu açıdan atletizm özellikle çocuklara kendini iyi anlatmalıdır.
Çünkü gelecek onlardadır.
Bugün artık çocuklar, atletizmin kendilerine dokunmasını istiyor. Atletler daha iyi şartlar bekliyor. Antrenörler değer görmek istiyor. Yarışlara katılanlar samimiyet, güven ve dürüstlük istiyor, okullar gündemlerinde atletizm olmasını bekliyor, kulüpler pastanın büyütülmesini istiyor, medyada bu olumlu gelişmeleri izleyip kamuoyuna aktarmak istiyor.
Sporda başarı, ‘sporların anası olan’ atletizm de yapılacak doğru işlere bağlıdır.
Atletizmin öncü olması diğer spor dallarını harekete geçirmek açısın önemlidir.
Bizim açımızdan atletizmde önemli görevimiz çocukları ve gençlerimizi sahalara çekebilmektir.
Ne yazık ki atletizm şu anda kimsenin hayranlık duyduğu bir düzeyde değildir. Bu açıdan çocuk ve gençleri atletizme çekebilmek için yeni stadyum inşaatının yanında atletizm ve diğer olimpik spor dallarının tesislerinin yapılması ve bir an önce de bitirilmesi çok önem kazanmaktadır.
Atletizmi göz ardı ederek sporda başarıya ulaşmaya çalışmak, içi boş tenekelere vurulduğunda çıkan gürültüden farksızdır.
ARTUN TALAY