Fenerbahçeli futbolcular saç baş yoldurmaya, deyim yerinde ise taraftara işkence yapmaya devam ediyor. Oyuncular işkenceden yargılanmalı. İroni yapsam da aslında çok acı ve düşündürücü bir tablo var ortada Fenerbahçe adına.
Aytemiz Alanyaspor karşısında son derece rezil oyun bir anlamda bu sezonun özet görüntüsüydü. Ha, Beşiktaş ve Galatasaray karşısında yenilgiden eşitliğe giden, göze hoş gelen, sonuçları ile taraftarı bir ölçüde hoşnut eden maçlar da var. Ancak iki elin parmağını geçmeyecek kadar. Zaten varlık gösterebildiği maçlar bunlardı. Küme düşme barajının hemen üstünde yer alması derbilerden gelen puanlarla ilintili. Eğer bu maçlar yitirilseydi ligin dibine çoktan demir atardı.
Dedim ya, sözüm ona her biri “dünya yıldızı” diye transfer edilen oyucular topluluğu, kötü futbola karşın sezon başından bu yana tribünü dolduran on binlerce yandaşa acı çektirmeyi sürdürüyor.
Sezon başındakilerin yanı sıra devre arasında gelenlerin de bir katkı sağlamadığı, fiyasko olduğu daha belirgin şekilde görülüyor. Damien Comolli’nin isabetsiz tercihleri, aynı yanlışta ara transferde ısrar edilmesi, tribünlerin çağrısı ile takımın başına getirilen Ersun Yanal’ın hiçbir katkı sağlayamaması şanlı Fenerbahçe’yi düşme potasına soktu. Eğer son üç sıradaki takım Fenerbahçe’den daha kötü sonuçlar almasaydı, inanın şimdiden lige “elveda” demişti.
Alanyasporlu Cisse, 1-0 galibiyet sonrası bakın ne diyor,”Karşımızda büyük bir camia vardı. Umarım onlar da önümüzdeki haftalarda kazanarak ligde kalmayı başarabilirler”. Aslında bu sözler her Fenerbahçeli’nin suratına inen çok ağır şamar. Yönetimin, oyuncuların teknik kadronun şapkalarını önüne alıp derinden düşünmesini gerektiren sözler. Ama nerede? Eğer görev sorumluluğu, taraftara olan borçlarını ödeme duygusu, Fenerbahçe’de oynamanın farkındalığının ve aidiyetinin bilincinde olsalardı zaten takım bu denli kötü durumda olmazdı.
Büyük umutlarla kongre üyelerinin desteğini arkasına alarak Fenerbahçe Başkan olanı Ali Koç da ne yazık ki yumruğunu vuramıyor, gereken çözümü üretemiyor. Tamam takım borçlu, UEFA’nın denetiminden ötürü yeteri kadar transferler yapılamadı. Ama sezon başında yeteneksizler ordusunu bir araya toplamak, o da yetmedi devre arasında aynı yanlışı sürdürmek nasıl izah edilebilir Allah aşkına.
Takım İslam Slimani ve Michael Frey’in son derece yeteneksiz olması, yaşlı Roberto Soldado’nun yetersiz kalmasından dolayı “Forvet” diye bağırdı. Ama bu çığlıkları ne yönetim ne de Ersun Yanal duydu, gözleri gördü. İlk yarının sonunda kaliteli bir golcü alınsaydı takımın ligdeki yeri daha üst sıralar olurdu. Sanıldı ki defansa ve orta sahaya takviye ile Fenerbahçe seri galibiyetlere başlayacak, yukarılara tırmanılacaktı. Evdeki hesap çarşıya uymadı, olmadı, olmayacağı acı şekilde görüldü. Beşiktaşlı Burak gibi bir, hatta iki golcüye gereksinim olduğu halde ıskalandı.
Ali Koç, Ersun Yanal’a çok güvendi, önerisi ile takımlarından dışlanan, yer bulamayan oyuncuları aldı. Asıl ihtiyaç duyulan bölgeler göz ardı edildi. Ersun Hoca,”İkinci yarının lideri olacağız” diyerek taraftarı büyük beklentiye soktu, umutlandırdı. Bu sözlerin transferler gibi fiyasko olduğu ortaya çıktı.
Medyaya yansıyan haberler doğru ise Comolli, yeni sezon öncesi yine oyuncu arayışındaymış. Pes doğrusu. Ali Koç, Fransız sportif direktörden hala medet umuyorsa, taraftar nezdindeki kredisini erkenden tüketir. Zaten tribünlerde homurdanmalar zayıf olsa da başladı.
Bu kadar çapsız transferlerin ardından aynı adama güvenip yeni sezona hazırlanmak olsa olsa taraftarla dalga geçmektir, kendi kuyusunu kazmaktır. Bu yeteneksizler ordusu elbette ki sezon sonunda geldikleri yere dönecek. Fenerbahçe taraftarın desteği ile yeni sezonda önceden olduğu gibi şampiyonluğu kovalayacak. Ama doğru, akıllı ve ekonomik transferler, sokağa atılmayacak paralarla.
Ali Koç’un bu aşamadan sonra bir özeleştiride bulunması gerekiyor. Sürekli borçları dile getirmek, ellerinin kısıtlı olduğuna vurgu yapmak başarısızlığı örtmüyor. Taraftar “FENER OL” kampanyasına elinden geldiğince destek oluyor, olacak da. Ama karşılığında 2014 yılından bu yana özlem duyduğu şampiyonluğu bekliyor. Takımın bugünkü durumundan oyucular kadar sorumlu olan Ersun Yanal’ın da sorgulanması gerekiyor.
Umarım kalan 5 haftada taraftarı üzecek sonuçları almaz oyuncular. Eğer küme düşme son hafta belli olacaksa Erzurumspor maçını kaygı ile izler taraftar. Yine de o maça kalmaz Fenerbahçe’nin ligde kalışı. Ne acı ve düşündürücü tablo değil mi Fenerbahçeli açısından?
ŞÜKRÜ KARAMAN