Gençlerbirliği’nin dört yılın ardından Süper Lig’e yükselmesi Ankara’yı ne denli sevindirdiyse, Ankaragücü’nün son maçta Amedspor’u iç sahada yenmesine karşın ikinci kez 2. Lig’e düşmesi o denli üzdü.
Öncelikle 1. Lig’i ikinci sırada tamamlayarak Kocaelispor’un ardından Süper Lig’e çıkan Gençlerbirliği’nden söz etmek gerek. Rahmetli İlhan Cavcav’ın eli ile yetiştirip büyüttüğü Alkaralar, dört yıl önce Süper Lig’e veda etmişti. Üç sezon süren başarısızlığın ardından, bu sezon bir mucizeyi gerçekleştirerek yeniden hak ettiği lige döndü.
Sezona, Fenerbahçe’de İsmail Kartal’ın yardımcılığını üstlenen Recep Karatepe ile başlayan Kırmızı Siyahlı kulüp, başarısız sonuçlar üzerine önceden Samsunspor’u Süper Lig’e taşıyan, Altınordu’da sayısız başarılara imza atan Hüseyin Eroğlu’nu takımın başına getirdi. Hüseyin Eroğlu, Altınordu’yu çalıştırdığı dönemde yetenekli oyuncuları Türk futboluna kazandırmasıyla tanınıyordu. Akademik okul niteliğindeki Altınordu’nun alt yapısından Berke Özer, Çağlar Söyüncü, Cengiz Ünder, Barış Alıcı, Enis Destan, Erce Kardeşler, Metehan Mimaroğlu gibi oyuncular çıkmıştı. Bu oyuncuların Türk futboluna armağanında kuşkusuz eğitimini Almanya’da tamamlayan Hüseyin Eroğlu’nun katkısı çok büyüktü.
Yukarıda “Gençlerbirliği bir mucizeyi gerçekleştirerek Süper Lig’e yükseldi” dedim. Evet Alkaralar hiç kimsenin ummadığı şekilde Hüseyin Eroğlu ile birlikte düşme hattının üzerinden hızla üst sıralara tırmanmaya başladı. İç ve dış sahadaki yengiler takımı bir anda play-off sıralamasına yükseltti. Hüseyin Eroğlu ve öğrencilerinin tek hedefi vardı o da Süper Lig’e doğrudan çıkmaktı .Azim, disiplin, arkadaşlık, inanmışlık, yönetimin istikrarlı kararları ve bir avuç taraftarın takıma olan yılmaz bağlılığı son iki haftada hedefin gerçekleşeceğini ortaya koydu.
Kısıtlı kadrosuna karşın, oyuncularını fiziksel, taktiksel ve mental olarak geliştiren hoca, hiçbir maçta “Kadro dar, sakatlar çok” gibi gerekçelere sığınmayarak alt sıralardan aldığı Başkentin entelektüel takımını hak ettiği lige taşıdı. Kuşkusuz, başarının mimarlarından biri de emeğini sonuna dek sahada harcayarak ter döken, hileye hurdaya tenezzül etmeyen futbol emekçileri idi.
Gençlerbirliği, doğru kararlar alan yönetimi ile hocası ile oyuncuları ile taraftarı ile utkuya ulaştı. Onlara Süper Lig’de başarılar diliyoruz.
Aynı gün Ankara’nın bir bölümünde sevinç ve coşku yaşanırken, Ankaragücü camiasında hüzün ve isyan egemendi. Başkentin sarı lacivertli ekibi sezon başından bu yana yönetimin kusurlu kararları, transfer edilen yanlış oyuncuların sahadaki umursamazlığı, takımın başına getirilen yeteneksiz yanlış hocaların kurbanı oldu.
Geçen yıl Süper Lig’e veda edilmesinde hayli sorumluluğu olan birkaç oyuncu ile sezona başlanılması büyük hata idi. O oyuncular ki, sanki dünyayı yaratmışlar gibi burunlarından kıl aldırmıyordu. 1. Lig’i küçümseyen tutumları ile doğal olarak taraftarın tepkisini çekiyordu. Neyse ki devre arasından takımdan ayrıldılar. Yönetimin hoca tercihleri de çok kusurlu idi. Kemal Özdeş, Cihat Arslan, Kemal Özdeş, Kenan Koçak, Mustafa Dalcı ve son olarak Mustafa Kaplan. Bir türlü hoca istikrarını sağlayamadı yönetim. Bu kadar hoca değişikliği olumlu yansımadı takım ve oyunculara.
Aslında Kemal Özdeş’te ısrarcı olunsaydı belki de Ankaragücü ligden düşmezdi. Son üç maçta takımın başına getirilen Mustafa Kaplan, üç maçı da kazanması ve üç genç oyuncuyu takıma kazandırması ile olumlu puan aldı. Ancak, kümede tutamadı tutkunu olduğu takımını. Vurguladığı gibi, önceden bir eşitlik ve yengi alınsaydı taraftar üzülmez, kahrolmazdı.
Eşit puana sahip Manisa FK’nın dış sahada Ümraniyespor’u yenmesi kuşku uyandırdı. O zaman önceden işi bitirip ligden düşmeyeceksin. Son maça bırakmayacaktın mucizeyi. Nitekim gerçekleşmedi beklenen mucize. Zira, küme düşme hattındaki takımlar nedendir son maçta çok rahat yeniyorlar karşıtlarını.
Ankaragücü’nün doğru yönetim, oyuncu ve hoca tercihi ile gelecek sezon 2. Lig’de şampiyon olarak yeniden 1. Lig’e çıkacağını umuyorum. Zira, şanlı geçmişi, son derece coşkulu taraftarı ile düştüğü 2 Lig’i hiç hak etmiyor.
Gençlerbirliği’ni doğru yönetim, doğru hoca ve oyuncu seçimi nasıl Süper Lig’e taşıdıysa, kusurlu yönetim, yanlış hoca ve oyuncu yeğleri Ankaragücü’nü o şekilde küme düşürdü.
ŞÜKRÜ KARAMAN
