UYGARLIKLAR KENTİ ANTAKYA / YUSUF YALKIN YAZDI
Antakya, M.Ö. 300 yılında Büyük İskender’in komutanlarından Seleukos kralı I. Seleucus zamanında, eski kent Antigonia´nın üstüne kurulur. Mimar Xenarius’un “lzgara” denilen çizimli kent planında, sokaklar kışın güneşi görecek, yazın ise Asi nehrini izleyerek gelen rüzgarı alacak şekilde düzenlenir.
Roma İmparatorları Antakya’nın bu özelliğinden dolayı, yazlarını

Antakya’da geçirir olmuşlar. Ve Antakya nüfusu 600 binlere ulaşan dünyanın 3.büyük kenti olmuş; Roma, İskenderiye, Antakya…
Antakya’nın en görkemli dönemi, Jul Sezar’ın bu kenti ziyaretinden sonra hız kazanmıştır. Kent heykellerle süslenmeye başlanmış, 4.5 km’lik Herod Yolu açılmış, zeytinyağlı çıralarla ışıklandırılmış, eğlence yeri olmuş; dünyada ilk turizmin yolu açılmıştır.
Çevre kentlerden gelen insanlar, Antakya’yı eğlenme kenti olarak seçmişlerdir. Zengin ailelerin çeşitli meyve ağaçlarıyla dolu bahçeli evleri, mozaiklerle süslenmiştir. Bazı tarihçiler, Herod Yolu’nda ilk olimpiyat oyunları düzenlendiğini, atlı araba yarışları, disk, cirit, ok, mızrak atma yarışmaları düzenlendiğini, güreşler yapıldığını yazarlar.
Biraz da Sen Piyer kilisesinden söz edeceğim sizlere…
Antakya, Hristiyanlığın dinsel kişilik kazandığı yerdir. Hristiyan sözü ilk Antakya’da söylenmeye başlanmıştır.
En önemli dört incil burada yazılmıştır; Barnabas, Lukas, Yuhanna ve Matta… Antakya’daki Sen Piyer mağarası (kilise) ilk toplantı yeridir. Dünya’daki ilk kilise de denilebilir… Onlara yakınlık gösteren Antakyalı Habibi Neccar, saygın ve yardımsever kişiliğine karşın, halkın ayaklanması sonucu öldürülür ve kentin ilk din şehidi olur. Adına yapılan mezar ve çevresi, uzun yıllardır cami olarak kullanılıyor…
İleriki yıllarda Antakya, Hıristiyanlıkla ilgili pek çok konuda kararlar alınan bir kent olur. Burada iki Antakyalı düşünürden söz etmemiz gerekir. Biri inanç bakımından Pagan olan Akademi kurucusu Libanius, diğeri Yuhanna Krisostomos (Altın Ağızlı Yuhanna)…
Yuhanna, Hz.İsa’nın düşüncelerine sadık kalan ve öğretisini öldürülünceye kadar sürdüren önemli bir Hristiyandır. Bu iki düşünür sağlıklarında, birbirine zıt düşünceler içinde, hep tartışmışlar ama saygı çerçevesi içinde, tam bir Antakyalı gibi…
Bir diğer Hristiyan büyüğü Stilist Tarikatının kurucusu St.Simeon’dur. İnsanlardan uzak, harika manzaralı Samandağ denizine bakan kulesinde 40 yıl kadar Allah’a dua eder, müritlerine dinsel telkinlerde bulunur, hastalara yardımcı olur. M.S. 460’ da kulesinde ölür.
Antakyalı Davut, gözleri kör bir tıp adamı ve eczacısıdır. 1712 ilaç formülü vardır. Döneminin, İslam Alemi’nin en seçkin tıp bilginidir. Pek çok kitabı olduğu söylenir. Bu isimleri çoğaltmak mümkün…
Aralıklarla 200 – 250 yıl süren Haçlı Savaşları Antakya üzerinde yoğunlaşır. Kudüs yolu buradan geçer. Antakya 3. Haçlı Seferi’nde (M.S. 1098) yenilir. Antakya’da bu yıllarda yaşanan korkunç katliamlar, yağmalar, trajik olaylar korkutucu ve üzüntü vericidir.
Antakya (Hatay) geçmişi, tarihi hep uygarlıklara ait serüvenlerle dolu bir yöredir…
Nereyi kazsanız, karşınıza bir uygarlıktan görüntüler çıkar…
Adeta bir dünya tarihidir; dünya kentidir!
Hoşgörü ve özgürlüklerin adıdır Antakya!..