Başakşehir’in şampiyonluğunu kutlarız. Arkasındaki siyasi destek gerçeğini, tartışılan kritik hakem kararları iddialarını bir tarafa bırakıp, bu şampiyonluğun; spor ve futbol yönetimlerinde istikrarın önemini net bir biçimde kanıtlaması bakımından önemini vurgulamak isteriz.
Başakşehir uzun yıllar Abdullah Avcı’yı teknik direktör olarak çalıştırdı. Takımın bir iskeleti ve sistemi oturdu, transferler her yıl bu sisteme uygun, nokta tabir edilen biçimde yapıldı. Abdullah Avcı’nın kurduğu sağlam temeli, başarılı genç teknik direktör Okan Buruk zafere taşıdı.
Bu başarıdaki istikrar katkısının yanında genç teknik direktörün önemi ve farkı da somut bir faktör olarak yaşandı.
Başarılı genç teknik direktörlerin, kendilerine zaman ve fırsat tanınması halinde futbolumuza katkılarının önemli olacağını düşünüyorum.
Bu sezon lig tarihimizde bir ilk daha yaşandı, bitime bir hafta kala sanırız tarihte ilk kez lig sıralamasının ilk üçünde üç büyükler yer alamadı.
Bu durumu futbolumuzda Anadolu kulüpleri tabir edilen kulüplerin başarısı olarak kabul edebiliriz. Bize göre ilk üç sırayı alan Başakşehir, Trabzonspor ve Sivasspor ile üst sıraları zorlayan Alanya ve Antalyaspor yabancı oyuncu sayı serbestisini çok akılcı kullanan takımlar oldu. Bu takımlar, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’a oranla daha ucuz ve faydalı yabancı oyuncular ile doğru teknik direktörle başarılı oldular.
Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin ödediği transfer ücretlerinin dörtte birine yabancı oyuncular aldılar.
Trabzonspor’un son birkaç haftadaki formsuzluğunun nedenleri bize göre başta yönetimsel olmak üzere diğer faktörlerde aranmalı.
Mali bakımdan iflasta olan Beşiktaş, Fenernbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un bize göre önümüzdeki sezonlarda da başarılı olma şansları çok az.
Umarız bu sezon başarılı olan Anadolu kulüpleri, bu dört kulübün yaptıkları hataları yapıp onların durumuna düşmez.
İki sezondur onlarca transfere rağmen vasat bir stoper bile bulamayan, çok hatalı goller yiyen bir kalecisi olan, transfer ettiği futbolcuların neredeyse tamamını geri gönderen Fenerbahçe’nin işi çok zor.
36 yıl sonra yakaladığı, taraftarın özlediği ve beklediği şampiyonluk şansını ligin son dört haftasında değerlendiremeyen Trabzonspor’un da toparlanması güç.
Galatasaray ve Beşiktaş’ın da diğer kulüplerde olduğu gibi yaşanan mali zorluklar nedeniyle başarılı olma şansları zayıf.
Özetle bizim spor medyasının çok meraklı olduğu ‘’Bomba’’ transferler dönemi bitti artık.
Bu belki de futbolumuzun zorunlu olarak toparlaması bakımından iyi olur.
Emekliliği gelmiş ya da müzmin sakat yabancı yıldız (!!!) oyuncuların emeklilik tazminatının Çin’den önceki durağı durumuna düşürülen ülkemiz bu aciz durumdan bir an önce kurtulur umarız.
Şampiyonluğu doğrudan etkiledi mi bilemiyoruz, komplo teorisi yapmak istemiyoruz, amacımız hak edilmiş bir şampiyonluğu şaibeli hale getirmek değil ama biz önceki MHK başkanı Yusuf Namoğlu’nun istifa ettikten sonra yaptığı ve üzerinde pek durulmayan açıklamalarının başlıklarını anımsatmak istiyoruz.
Bu açıklamalarla ilgili yorum da yapmak istemiyoruz.
Bu iddiaları ispat etme yükümlülüğü elbette Yusuf Namoğlu’na aittir.
Yusuf Namoğlu açıklamalarında istifa gerekçeleri olarak şunları söyledi;
Bazı TFF yönetim kurulu üyeleri ve çalışanları başarılı olmamam için çabaladı.
Taleplerimin bir çoğunu yerine getirmediler.
Hakem atamalarına müdahale oldu.
Maçlar bittikten sonra VAR’la (Video Yardımcı Hakem) ilgili bize bir rapor gelmiyordu. Bu raporlar federasyon içindeki bir gruba gidiyordu.
Davul bizde tokmak onlardaydı.
VAR’ın teknik ekibi (Bu ekibin görüntüler üzerinde oynama ihtimalinden de söz ederek) federasyon içindeki gruba bağlı çalışıyordu.
HALUK ÇETİN