Yine yollardayız, yaz ayında havalar ısınınca bir anda doğa yürüyüşüne gelenlerin katılanların sayısı da artıyor.
Şehrin gürültüsü iş ortamı evde bitmeyen işler. İnsanlar kurtuluşu doğada arıyor. Baharın müjdecisi kuş sesleri kulaklarımda yankılandıkça doğaya tutkun kişileri evde tutmakta güçleşiyor.
Yine bir pazar sabahı yollardayız.
Henüz leylekler sıcak şehirlere uğramasa da biz leylek olup rotamızı orman dokusunun en yoğun olduğu, kaplıcalarıyla meşhur Kızılcahamam’ın Aşağıbayır hoduluca (çalı, çırpı) tepesine yapacağız.
Doğa yürüyüşüne katılacak arkadaşlara rehberimiz, “Bu bölgenin Kızılcahamam bölgesindeki orman dokusundan çok nasibini almamış bir bölge, dik yamaçlar, çalı çırpının çok olduğu bir bölge olduğunu” hatırlattı.
Yer yer küçük kaya parçaları(kayrak)olduğu için çok dikkatli, kayıp düşmemek için bastığımız
yerlere dikkat etmemiz konusunda uyarılarda bulundu.
Aşağı bayır köyünde doğa yürüyüşümüz kalabalık bir katılımcılarla başladık.
Köyden yaklaşık bir saatlik bir yürüyüşle hoduluca tepesine varmamıza az bir zaman kala rehberimiz kısa bir mola verdi. Yanımızda sırt çantamızda bulunan termoslarımızdan çayımızı kahvemizi paylaştık. Sıcak havada en iyi harareti sıcak çay kahve alıyor. Tatlı bir yorgunluğun ardında sırtınızı bir kayaya yada ağaç gövdesine yaslayıp, yürüdüğünüz mesafeleri tepeden seyretmek harika bir duygu oluyor.
Doğa yürüyüşlerinde bir güzel duyguda herkesin sırt çantasında taşıdığı yiyecek içeceğini birbiriyle paylaşması. Temiz hava bol oksijen rejim yapıyorum diyenle insanları bile baştan çıkaracak bir hale sokuyor.
Mola bitti yürüyüş için sırt çantalarımızı yüklendik. Yola çıkmak üzere hareket ettiğimiz anlarda “çattt” diye bir sesler irkildik.
Bayan arkadaşlarımız dan birisi feryat figanla bağırmaya başladı. Ne olduğunu anlamaya çalıştık.
Rehberimiz hemen yanına koştu, bayan arkadaşımız acılar içinde kurduğu cümlesi “ayağım kırıldı “oldu.
Arkadaşımız ne yazık ki dağ yürüyüşü için hiç de uygun olmayan düz bir spor ayakkabı ile doğa yürüyüşüne katılmış. Dağ tepe yürüyüşünde hep şunu söyler şunu biliriz. Ayak bileklerini kavrayacak, yaz kış su geçirmeyen ayakkabılar tercih edilmelidir. Yıllardır yürürüm ilk kez kırılan bir ayağın kemik sesini duymuş oldum.
Teselli için “Yok kırılmamıştır, burkulmuştur” desek de, arkadaşımızın acı acı çığlıkları doğada yankılanıp bir anda herkesin bu olaya şahit olması moralleri eksilere düşürdü.
Sırt çantalarımızda ilk yardım için taşıdığımız malzemeleri çıkardık. Buz spreyi sargı bezi, atel ile ayağa müdahale etmek istedik ama arkadaşımıza acısından dolayı dokunmak mümkün olmadı.
Dağın yamaçlarında yankılanan arkadaşımızın acı feryatları duyan kuşlar bile yerlerinden uçup kaçmaya başladı.
Cep telefonlarıyla en yakın acil servisi aradık ,görüşmelerimizin sonunda bulunduğumuz yer çok sarp bir alan olduğu için ambulansın gelmesi mümkün değildi.
Ambulans helikopter için aramalarımız devam etti.
Maalesef aynı saatlerde üç ölümcül motosiklet kazası olduğundan dolayı ambulans helikopterin o bölgeye gitmiş olduğunu öğrendik.
Bizim için ise ambulansın hemen yola çıktığını söylediler.
Bölgede bulunan çalı ve ağaçlarla, kemerlerimizi ve yağmurluklarımızı bir araya getirip bir sedye yaptık. Ayağı kırık arkadaşımızın ağrısı hala devam ediyordu. Uzun bir bekleyişten sonra sanki arkadaşımızın acısı biraz hafiflemiş gibiydi.
Bulunduğumuz yerden Aşağıbayır Köyü görebiliyorduk, bu arada ambulans
köye ulaşmıştı.
Bir saatte geldiğimiz yolu dört kişi omzumuzda taşıdığımız arkadaşımızı ambulansa yetiştirmek için patika yollardan üç saatte ambulansa yetiştirebildik. Her iniş çıkışta arkadaşımızın acıdan ferdaydı artıyordu.
Bunun sebebini sonra anladık. Sedyeye yatırdığımız arkadaşımızın kırık bacağı sedyenin dışına taşınca kırık kemik ayağına batıp acısını ikiye katlamış oldu.
Acemiliğimize denk gelen bu olay herkesin moralini sıfıra indirdi. Zor da olsa patikalardan inip sonunda arkadaşımızı ambulansa yetiştirdik.
Arkadaşımızın ilk isteği sıcak bir bardak çay oldu.
Yanına bir arkadaşımızı bırakıp ambulansla Kızılcahamam hastanesine kendisini yolcu ettik.
Biraz buruk da olsa bu haftaki doğa yürüyüşümüz yine de tamamlamış olduk.
Arkadaşımızın ayağının alçıya alındığını durumunun iyi olduğunu öğrendik.
Bizim için arkadaşımızın “iyi olduğu“ haberi bu doğa yürüyüşümüzün sonunda tesellimiz oldu.
ALİ YILMAZ