Bir kaç gündür Emine Bulut ve kızının görüntüleri ile tüm ülke sarsıldı.” Ölmek istemiyorum” diyen bir kadının çığlığı “Anne ne olur ölme” diyen bir çocuğun feryadı bir kez daha “kadına yönelik şiddet” konusunda bir arpa boyu gidilmediği konusunda acı bir tokat oldu hepimize.
Bu görüntülerin yayınlandığı sırada ise yeni Emineler’in haberi geldi..
Ülkemizdeki kadına yönelik şiddetin geldiği noktada, spor alanında özellikle futbol sahalarında “mesajlar” verilmesini önemli ve değerli buluyorum. Lakin, bu mesajlar gerçekten hedefi vurursa..
Daha önce Özgecan için pankartlar yapılan stadyumlarda, bu hafta Emine Bulut pankartları yer aldı.
Sahaya siyah pankartla çıkılması, santrayla bir dakikalık sessizlikle başlanması geniş kitlelere verilecek mesaj konusunda önemli bir adım. Bir dakika sonrasında oynanacak futboldan çok, yaşanan olaya odaklanma söz konusu mu? Cevabım kocaman bir “HAYIR”…
Tüm kulüplerin ve kulüp taraftarlarının “kadına şiddet” konusunda daha “samimi” olmaları gerekiyor.
Yani ne demek istiyorsun diyebilirsiniz?..
Yani diyorum ki, hangi kulübün taraftarı olursanız olun, bir dakika önce sessizlikle konuya “sanki” destek veriyorMUŞ gibi yapıp, maçın başlamasıyla birlikte küfürlü tezahüratta bulunmak, futbolcunun anasına, bacısına hatta karısına, çocuğuna küfür etmek, hatta eşcinselliğe kadar giden çok “uygunsuz bir dil” kullanmak sizi ne kadar “samimi” kılıyor?..
İşin en acı tarafı ise, bu küfürleri edenlerin “düşünmeden”, “içini dökmek için”, “haftanın stresini atmak için” ve benzer şekilde sığındıkları konular oluyor. Hatta “Yahu bunda ne kötülük var; söyledim geçti” diyeni bile görüyoruz.
Kulüplerin ve taraftarların “kadına şiddet konusunda” yaptıkları protesto kadar, bunun stadyumlarda karşılığını alması gerçekten çok önemli.. Yoksa şu köşede bir dakikalık sessizlikle başladığın maça, bu köşede ana avrat sülale küfrettiğinde ne anlamı kalıyor? Adama sorarlar ne bu perhiz ne bu lahana turşusu diye..
Kaldı ki bir dakikalık sessizlik konusunda bile tezcanlı davranan taraftarı da gördük. Anonsla tribünleri sessizliğe çağıran stadyum yönetimine karşın, takımını desteklemek için “çığıran” Trabzonspor taraftarı, böyle bir duyarlılık için taşın altına elini koyan pek çoğumuzun canını acıttı.
Bir tarafta böyle bir taraftarla karşı karşıya kalmışken, Antalyaspor Kulübü, Denizlispor karşılaşmasının “tüm gelirini” Emine Bulut‘un kızına bırakacağını duyurması “Helal olsun” cümlesini dudaklarımızdan döktü.
Taraftarın eğitilmesi çok önemli..
Gerekirse pek çok statta şahit olduğumuz o “uygunsuz” durumlara sebebiyet veren taraftarına kulüplerin ceza yoluyla maça alınmamasını sağlaması gerekiyor. Fair Play hassasiyetiyle kulüp yöneticilerinin, futbolcuların, taraftarın hatta televizyon kanallarında yorum yapan pek çok yorumcunun “imalı”, “hoşgörüsüz”, “çirkin”, “küfürlü” kelime dağarcığından kendini soyutlaması, hatta kulüplerin, futbolcuların, taraftarın “ödül”lendirilmesi, hangi takımın hangi takım karşısında kaç maçı kazandığının konuşulduğu kadar “kadına şiddet” konusunda taraftarın, kulübün aldığı ödülü de konuşur hale gelebilmeliyiz.
Stadyumlarda başlayan bu hareketin, tüm ülkeye yayılacağına düşünüyorum. Çünkü futbolun, ülke insanı için çok değerli bir yerde yer aldığını hepimiz biliyoruz. Ve futboldaki bu değişimin domino taşı etkisiyle pek çok alana yerleşeceğini düşünüyorum.
Yoksa siyah pankartların sahaya asılmasının, bir dakikalık sessizlik hareketinin, maç süresince kullanılan o “kötü dilin” ne bu ülke insanına, ne de o sahada bulunan futbolcuların, taraftarın, hakemin, kulüp yöneticilerinin “ANNE”sine, “KIZ KARDEŞİNE”, “KARISINA”, “KIZINA” bir yararı olmayacak. Sadece pek çok konuda olduğu gibi “mış gibi yapmayı çok iyi beceren” bir ülke insanı olacağız.
Bu yıl futbol sezonu içinde acaba “kadına şiddet” e karşı verilecek olan desteği sahalarda layığı ile görebilir miyiz? Bunu yaşamayı çok istiyorum. Hem de çok..
Öncelikle bir Beşiktaş taraftarı olarak kendi takımımın taraftarından özellikle Çarşı‘dan, sonrasında tüm takımların taraftarından büyük isteğimdir..
Biz bu güzelliği yapabiliriz.
O sahada olmanıza sebep “Anneleriniz” için bu güzelliği yapar mıyız?..
Hadi be taraftar…
Başaralım küfürsüz maçları..