Niyetinizi gizleyin…
Eylemlerinizin ardındaki amacı asla açıklamayın,dengesiz ve kararlılıkta tutun: Karşınızdakilerin eğer ne yaptığınız konusunda fikirleri olmassa savunma hazırlayamazlar. Onları yanlış yola götürün, ortalığı toza bulayın, onlar sizin niyetinizi farkedene kadar çok geç olacaktır.
Bu yorumlar olimpik kültüre ve bizlere ters gelir ama günümüzde yaygın olarak uygulanmıyor mu?
Bu günümüzde uygulanan bilgileri biraz daha açayım ki, uyanık olun ve kazık yemeyin.
İnsanların dikkatini dağıtmada sahte samimiyet bir hile olarak kullanılır, çünkü sporseverler samimiyetle dürüstlüğü karıştırır ve canım kulübüme feda diyen yöneticilerin arka plandaki görüşlerini öğrenemezler.
Unutmayın en iyi sahtekarlar, hilekarlık özelliklerini örtmek için ellerinden geleni yaparlar. Eğer bir enayiyi bildik yoldan tuzağa düşürürseniz bunu anlamayacaktır. Şöhretli yaşlı hışırı çıkmıs futbolcuları transfer edip bu yıl şampiyon olacağız diyerek taraftarlar enayi yerine konulmuyor mu?
1910 yılında Şikago’da yapılan ve dünya tarihine geçen enayi avlama yöntemi bu konuda guçlu bir örnek olmakta ve kullanılmaktadır.
1910 da Mr. Geezil işletmesini 1 milyon dolara sattı ve kısa sürede emlak zengini oldu. Bir gün Weil adında genç bir adam ofisine geldi ve 8 bin dolara satılan bir daireyi almak istediğini söyledi. (Bu 8 bin doların bugünkü değeri 150 bindir) Weil bir kaç gün içinde parayı getireceğini söyledi.
Beezil, bu büyük parayı nereden bulacaksın diye sordu. Weil söylemek istemeyince, Geezil ısrar etti.
Sonunda gizli kalacağına dair güvence aldıktan sonra amcasından söz etti. Amcası multimilyoner yatırımcılar grubunun sekreteriydi. Bu varlıklı centilmenler Michigan’da ucuz fiyata bir avcı kulübesi almışlardı. Kulübeyi bir kaç yıldır kullanmıyorlardı ve Weil’in amcasından kaça satabiliyorsa satmasını istemişlerdi. Amcası da bu milyonerlere kin besliyordu. Bu satış onlara karşılık vermek için iyi fırsattı. Amcası bu kulübe için 35 bin dolara alıcı bulduğunu onlara söylemişti.
Aslında kulübenin değeri 155 bin dolara çıkmıştı ve alıcısı hazırdı. Amcası 35 bin dolara burayı alanla arasındaki farkı paylaşacak ve böylece onlardan da intikamını almış olacaktı. Geezil iyice dinlemişti, sahte alıcı olmak istiyordu. Ama Weil onu bu işe karıştırmaya isteksizdi. Beezil büyük kar ve biraz da macera kokusu almıştı, ısrar etti. Beezil milyonerdi…
35 bin dolar onun için bir çırpıda bulunabilecek şeydi. Weil sonunda yumuşadı. Geezil yatırımcılarla illinois’te bir toplantı düzenlemeye karar verdi. Geezil trenle illinois’e giderken trende Weil’in amcasıyla tanıştı. Amca etkileyici bir adamdı. Böylece Weil, amca ve Geezil beraberdiler. Weil ayrıca yanında George Gross’u getirmisti. Weil aslında kendisinin boks antrenörü oldugunu söyledi. Gross’ta onun boksörüydü. İllinois’te Weil ve amca yatırımcıları getirmeye gittiler, Geezil ve Gross otel odasında onları beklediler. Gross hemen boks şortunu giyip, odada hayali rakibiyle boks antrenmanına başladı.
Weil ve amcası biraz sonra, insanın gözünü korkutan, iyi giyimli bir grup adamla geldiler. Toplantı iyi gitti ve yatırımcılar kulübeyi Geezil’e satmayı kabul ettiler. Geezil bunun üzerine telgraf çekerek muhasebecisine 35 bin doları yerel bir bankaya havale ettirdi. Yatırımcılar bu küçük iş halledildikten sonra koltuklarına yaslanıp finans konusunda üst düzey konuşmaya başladılar. Dünya finans elitlerinin isimleri konuşmada sıkça geçiyordu ki, yatırımcılardan biri köşedeki boksörün ne yaptığını sordu ve kendilerinin de bir boksörü desteklediklerini söyledi. Weil arsız bir şekilde gülerek bizimki sizinkini rahat yener dedi.
Sohbet tartışmaya dönüştü. Weil öfkeli bir şekilde adamlara meydan okudu ve bahse girmeye davet etti.
Yatırımcılar bahsi hevesle kabul ettiler ve adamları boksörü ertesi günkü maç için hazırlamaya gittiler. Maç otelin jimnastik salonunda ve bahis üzerine olacaktı.
Adamlar gider gitmez amcası Geezil önünde Weil’e bağırdı; bahse tutuşacak kadar paraları yoktu ve yatırımcılar bunu anlarsa kovulurdu . Weil onu pisliğe soktuğu için özür diledi ve bir planının olduğunu söyledi.
Diğer boksörü çok iyi tanıyordu ve rüşvet vererek maçı ayarlayabileceğini söyledi.
Amcası ama parayı nerden bulacağız diye sordu. sonunda Geezil yeterince dinlendiğine karar verdi.Nasıl olsa, kulübenin satışından büyük kâr payı almıştı. 45 bin dolarını vermeyi taahhüt etti.Ama bir şartı vardı.Hemen öbür boksör odaya getirilecek ve odada şikeli maç prova edilecekti.
O akşam Geezil otel odasında iki boksörün şikeyi prova etmelerini seyrederken aklı hem boks maçından hemde kulübenin satışından gelecek vurgundaydı.
Maç ertesi gün cimnastik salonunda sadece bahse taraf gruplar önünde yapıldı. Her şey otel odasında planlandığı gibi gidiyordu. Yatırımcı şaşkın şaşkın boksörlerinin durumunu üzüntüyle izliyorlardı. Geezil ise kazanmak üzere olduğu kolay parayı hayal ediyordu. Hem macera yaşıyor hemde, kısa yoldan büyük para kazanmak üzereydi.
Derken birdenbire yatırımcıların boksörünün sert yumruğu Gross’un yüzüne inip onu yere yıktı.Zemine çarparken ağzından kan fışkırıyordu. Eski bir doktor olan yatırımcılardan biri nabzına baktı, Gross ölmüştü. Milyonerler paniğe kapıldılar. Polis gelmeden herkes kaçmalıydı. Çünkü maç özeldi, kaydı kuydu yoktu. Kaçmazlarsa hepsi cinayetten tutuklanabilirdi.
Bu sırada milyoner yatırımcıların kaçtığını gören Geezil dehşete kapılmıştı. Maçtan önce ortaya koyduğu 45 bin doları düşünmeden kaçtı. Bir suça karışmaktansa, kurtulmanın karşılığında bıraktığı 45 bin dolar onun için ufak bir bedel olarak görülüyordu. Bu parayı hemen unutmaya razıydı. Weil ya da diğerlerini bir daha görmeyi bile istemiyordu.
Geezil de kaçtıktan sonra Gross ayağa kalktı. Ağzından fışkıran kan, yanağına saklanmış tavuk balondan fışkırmıştı.Bütün iş Weil, daha doğrusu tarihin en yetenekli dolandırıcısı “Yellow Kid”tarafından zekice planlanmıştı.
Weil, ”Yellow Kid”in bu dolandırıcılık operasyonunda kullandığı sahte isimdi. Weil, yatırımcılar ve amcası rolündeki kişi arasında parayı paylaştırdı. Çünkü hepsi Weil’in yani Yellow Kid in adamlarıydı. Bir kaç günlük çalışma için iyi bir kârdı doğrusu. Yellow Kid çevirdiği dolabı hazırlamadan önce Geezil’i mükemmel bir enayi olarak seçmişti. Boks maçı tezgahı Geezil’in parasından çabuk ve kesin olarak ayrılması için harika bir dümen olarak tasarlanmıştı.
Başlangıçta Geezil’e boks maçından söz etmedi. Çünkü çok kötü bir başarısızlığa uğrayabilirdi ve Geezil bu numarayı yutmayabilirdi. Bu nedenle Geezil’in iş anlaşmasıyla meşgul aklı kolayca boks maçına çelinmişti.
Dikkat o kadar dağınıktı ki ayrıntılara dikkat etmemişti. Sonuç rüşvete dayanıyordu. Kazanacagına yüzde 100 inanıyordu. Geezil boksörünn ölümüyle şaşkına dönmüştü. Canını kurtarmak için parasını unutmuştu.
Dünyanın süper dolandırıcısı Yellow Kid için internetten bir çok bilgiye ulaşabilirsiniz.