Ankaragücü, kaybetse birçok taşı yerinden oynatacak kritik Kasımpaşa maçını zor da olsa 1-0 kazandı.
Fil hafızasına sahip Ahmet Sülak, herkesin atladığı bir ayrıntıyı maçtan önce yakalamış, paylaşmış.
Ankaragücü, son 2 sezondur devre arasında transfer yasağını kaldırır kaldırmaz Kasımpaşa ile karşılaşmış.
Önceki sezonki maçı 3-0 Ankaragücü kazandı, geçen sezonki ise 1-1 sona erdi.
Tesadüf, bu sezon da yasak kalktı, rakip yine Kasımpaşa.
Tarih tekerrür etti, Ankaragücü kaybetmedi, şans golüyle de olsa kazandı.
Maçın kahramanı Korcan’dı.
Özellikle ilk yarıdaki kritik kurtarışları (İzleyin tekrarını, hepsi Friedrich’in yediği pozisyonlar) Kasımpaşa’nın maça ortak olmasını engelledi.
Badji, Bolingi’den bir iki tık daha iyi olsa da çok gol atacak bir oyuncu değil.
İlk maçıdır, heyecandır, arkadaşlarını tanımıyordur diyebiliriz ama maç öncesi çalışmasında da çok açık görülüyordu, golcü özellikleri olmadığı.
Ama hava topu hakimiyeti, topu ayağında tutabilmesi, oyunu yönlendirebilme özellikleriyle Bolingi’den kıyaslanamayacak kadar iyi.
Sezonu en fazla 5-6 golle tamamlar, daha fazla beklenti içinde olmamak gerekir.
Yeni santrafor düşünülmüyorsa, özellikle on numara ve kanat transferlerinin ardından birinci santrafor olarak Borven hazırlanmalı.
Borven skoru korumak için defans oynanan dakikalarda kullanılacak bir oyuncu değil, umarım Mustafa Hoca bu yanlıştan döner.
Mesela, ilk yarıda Ankaragücü baskılı oynarken Borven sahada olsaydı, eminim skor çok daha farklı olabilirdi.
İbrahim Akdağ’a anlaşılan hocanın takım içindeki yardımcısı görevi verilmiş.
Beştepe’ye birkaç gün önce gelmesine karşın, arkadaşlarını yönlendiren, sürekli onlara bir şeyler anlatan bir görüntüdeydi.
İzleyenlerin aklında bir an Sedat Ağçay gelmiştir sanırım.
Yeni geldiği hiç belli değildi, vasatın üzerinde bir performans sergiledi.
Günün en kötüsü Saba’ydı.
Kafasını kaldırabilse, bencil olmasa maçın skoru en az Ankaragücü lehine 3-4 farklı olurdu.
Bencillik sadece Saba’da mı, kanser gibi yayılmış takıma; Paintsil, Emre, Endri, saçmalamakta birbirleriyle yarıştılar adeta.
Atakan’ın sakatlanması, iyi işleyen defans kurgusunu tamamen bozdu.
Pinto, sol bekten sağ beke, Sarlija sağ bekten stopere geçti, Atila da sol bek olarak oyuna girdi.
Pinto sağ bekte aksayınca, Fuat Çapa yerinde hamlelerle bu kanada ağırlık verdi.
Ankaragücü, hem savunmada hem hücumda sık hata yapsa da Kasımpaşa forvetlerinin beceriksizliği pozisyon bulmalarına engel oldu.
İstanbul ekibi, ikinci yarı çok baskılı gözükse de Aytaç’ın direkten dönen topu dışında Ankaragücü kalesinde tehlike yaratamadı.
Ankaragücü ise rakip defansı bazen 3’e, 5’e 2 yakalasa da gol bulamadı.
Kötü oynansa da kazanılan 3 puan altın değerinde.
Özellikle de psikolojik anlamda.
Ankaragücü, bu galibiyeti Alanya deplasmanında puanla taçlandırırsa ikinci yarıda her şey çok daha güzel olur.
Maça bir nokta koyalım, bazı söylentiler dolaşıyor, duyanların canı sıkılıyor.
Mesela Bülent Uygun ile anlaşılacağı şeklinde.
Önceki gün Mehmet Yiğiner döneminden kalma futbolcu alacaklarını yazdığımda bir meslektaşım, bu bilgilerin bana Fatih Mert yönetimince servis edildiğini yazmış.
Servis edildi ifadesine güldüm.
Sağ olsun Tamer Açar bey, uzun süre kulüpteki işlerinden çok Metiner Erdem’e haber sızmaması ile uğraştı, kulüpte sıkı yönetim ilan etti.
Yanlış kişilerle uğraştı ya neyse…
Futbolcu alacakları ile ilgili bilgiler bana 2 yıl öncesi Mehmet Yiğiner döneminde geldi, o dönemde de bu rakamları kaleme aldım. (http://www.viralspor.com/ankaragucunu-zor-gunler-bekliyor-1-metiner-erdem/)
Bu yazı ve sonrasında yazdıklarımdan dolayı da çok tehdit edildim.
Bizzat da Mehmet Yiğiner tarafından.
Bu arada bana en fazla haber servisi Mehmet Yiğiner zamanında yapılıyordu.
Sağındaki, solundaki, arkasındakiler o kadar özel bilgi paylaştı ki.
Gazeteciyim, haber kaynaklarımı hiç paylaşmadım, hayatım boyunca da paylaşmayacağım, rahat olsunlar.
Bu kısa açıklamadan sonra eski yöneticilerin yakın zamanda aktardığı iki anekdotu paylaşayım da Fatih Mert başkanın da kulağına küpe olsun.
Birincisi şu anki sportif direktör İzzet Erdoğan ile ilgili.
Erdoğan’ın yolu daha önce de Ankaragücü ile kesişmiş.
Menajer Metin Korkmaz’ın yanında Beştepe’ye gelmiş.
Arkasında birkaç kulüp enkazı bulunan Metin Korkmaz, İzzet Erdoğan’ın sportif direktör olmasını önermiş, bu sayede kulübe çok önemli kaynak aktarılabileceğini söylemiş.
Mehmet Yiğiner, iyi esnaf ve insan sarrafı, kimden ne geleceğini bilir.
Kabul etmemiş bu öneriyi.
Bir başka anektod da Bülent Uygun ile ilgili.
Cumhurbaşkanına çok yakın olduğu etiketiyle iş arar Bülent Uygun.
Bir de Katar’dan sponsorluk sözü verir görüştüğü takımlara.
Sözleşmeyi imzaladıktan sonra, söz uçar yazı kalır.
Üçbeş hafta çalıştıktan sonra sözleşmede yazan tazminatı alır, gider.
Neredeyse son 10 yıldır aynı şarkı çalınır durur.
Eski yöneticilerden birinin aktardığına göre, Mehmet Yiğiner’e de “Beni teknik direktör yap, Katar’dan 5 milyon Euro sponsor getireyim” demiş.
Yiğiner de ona “5 milyon Euro getir, bırak teknik direktörlüğü başkan yapayım seni” diye cevap vermiş.
Tabi, para, sponsorluk gelmeyince yatar Ankaragücü teknik direktörlüğü.
Demem o ki sayın Fatih Mert, hadi İzzet Erdoğan’ı sportif direktör yaptınız, eğer çevresinde Metin Korkmaz da varsa, dikkatli olun.
Mehmet Yiğiner’in kulübün üç kuruşa muhtaç olduğu dönemlerde bile görev vermediği Bülent Uygun ile anlaşırsanız da kaybeden siz olursunuz.
Mehmet Yiğiner birçok konuda hata yaptı ama hata yapmadığı tek konu teknik direktörlerdi.
Siz siz olun bu örneklerden ders çıkarın.
Ha bu arada, Bülent Uygun kanadından farklı bilgiler gelse de hem Başkan Fatih Mert hem de Futbol Şube Sorumlusu Faruk Koca ile görüştüm, ikisi de Bülent Uygun iddiasını kesin dille reddettiler.
2 yorum
Allah razı olsun Metiner bey, bu uyarılar çok önemli, anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az.
Mehmet bey siz doğruları yazın yönetimi uyarın umarım sizi dinlerler fatih başkan ve faruk bey şahsi kredi ile yasağı kaldırdılar artık söz teknik ekip ve futbolcularda aldıkları paranın hakkını versinler.