Her şey emektar hocanın görevi üstlenmesiyle değişti, son maçlarda ardı ardına gelen yengiler sönen Avrupa umudunu yeniden yeşertti. Adeta küllerinden yeniden doğdu Fenerbahçe İsmail Kartal’la.
Sezona Portekizli Vitor Pereira ile başlayan Kanarya, ilk yarının 9. haftasına dek aldığı sonuçlarla hem şampiyonluk iddiasını sürdürmüş hem taraftarını hoşnut etmişti. Ne olduysa Trabzon’daki karşılaşmanın ardından oldu.
O maçta hakemin Kim’e gösterdiği çok tartışılan kırmızı kartın ardından gelen 3-1’lik yenilgi düşüşün başlangıcıydı.
Arada bir başarılı sonuçlar saman alevi gibiydi. Pozitif enerjilerini yitiren oyuncular topluluğuna dönüştü takım. Umduğunu bulamayan taraftar da Pereira, Başkan Ali Koç ve oyuncuları ıslıklarla protesto ediyor, istifa çığlıkları Şükrü Saracoğlu’nu sallıyordu. Ve beklenen oldu. Ali Koç, taraftarın baskısına daha fazla göğüs geremeyerek Pereira ile yolları ayırdı. Aslında Pereira’nın sonunu ödün vermediği 3’lü savunma sistemi getirdi.
Oyuncularda moralin dip yaptığı, camiada karamsarlığın egemen olduğu ortamda tribünlerin “Arap İsmail”i, İsmail Kartal, Başkan’ın çağrısına koşulsuz “evet” diyerek hemen takımın başına geçti. Fenerbahçelilik bunu gerektiriyordu. O da bu zor günlerde üyesi olduğu kulübü yalnız bırakmadı.
Sihirli değnek yoktu“Arap İsmail”in elinde. Mütevazi yapısı, oyuncularla kurduğu içten iletişim ve saygı, hak edene formayı vermesi Fenerbahçe’nin sahada yeniden dirilmesine yol açtı. Göreve geldiğinde kimilerinin burun kıvırdığı, bıyık altından güldüğü İsmail Kartal, bunları görmezden gelerek salt işine odaklandı. Neredeyse günün 24 saatini Samandıra’da oyuncularla birlikte geçirerek takımın öz güvenini sağladı. Son 6 maçta gelen 5 yengi, sönen Avrupa umudunu, ikincilik şansını yeniden oluşturdu.
İsmail Hoca’nın takımın başına geçmesiyle 90 dakika tempolu oynayan, koşan, sahanın her yanına yayılan, pas trafiği üst düzeye çıkan takım kimliği edindi Fenerbahçe. Hiç kuşku yok ki başarıda oyuncuların daha fazla sorumluluk üstlenmesi, geride olsalar bile asla “pes” etmemeleri, tepe yapan kazanma inançları önemli etkendi.
Spor-Toto Süper Lig’de Avrupa için savaşan takım, ne yazık ki şansız golle Kayserispor’a elenerek kupaya veda etti. Aslında hoca ve yeniden şahlanan takımın nazar boncuğu oldu iç sahadaki 1-0’lık yenilgi.
Süper Lig’in boyu kısaldıkça atağa kalkan Fenerbahçe’nin bu denli dirilmesinde Vitor Pereira’nın takıma kazandırdığı Kim, Crespo, Rossi, Ferdi Kadıoğlu, Osayi Samuel, Arda Güler, Serdar Aziz her daim güvenilir eldiven Altay Bayındır ve İrfan Can diğerlerine göre daha öne çıkan oyunculardı.
Yiğidi öldür, ama hakkını ver” misali Portekizli Hoca’nın doğru transferler yaptığı aylar sonra görüldü.
ŞÜKRÜ KARAMAN