Ankaragücü, sezonun en kritik maçında deplasmanda Kayserispor’u tek isabetli şutla 1-0 yendi.
Bu sonuçla puanını 42’ye çıkaran Başkent ekibi, ligi küme düşme hattının üzerinde tamamlamayı garantiledi.
Futbolcu için de teknik direktör için de kolay değildir böyle maçlarda oynamak, yönetmek.
Futbolcunun yapacağı yanlış bir hareket, teknik direktörün vereceği yanlış bir karar sezonun tüm faturasının kendisine kesilmesine neden olur.
Aylarca, yıllarca altından kalkılamaz, o hata yapışır sana, tüm kariyer etkilenir.
Ayrıca, Ankaragücü gerçekten çok ağır bir travmadan sonra Kayseri’ye gitti.
5 gün içinde 40 yıllık kupa hayali, uzatma dakikalarında uçup gitti, kendi sahasında bir takım şampiyonluk turu attı.
O nedenle Tolunay Hoca’nın işi çok ama çok zordu.
Bu takımı 3 gün içinde motive edip bu hayati maçtan o 1 puanı ne yapıp edip çıkartması lazımdı.
Her teknik direktörün becereceği de iş değildir, takımı mental olarak hazırlamak.
Maç başladığında gördük ki kimi futbolcu her şeyiyle hazırdı Kayserispor maçına, kimisinin aklı hala Başakşehir, Galatasaray maçlarında kalmıştı.
Bu zor şartlarda Tolunay Kafkas hoca, tüm hesapları 1 puan üzerine yaptı.
Artık klasikleşen 3-4-3 düzeniyle oyuna başladı.
Sol ve sağ stoperler maç öncesi belliydi.
Merak ettiğimiz, üçlünün ortasında birkaç maç iyi performans sergilemesine rağmen Galatasaray maçının ilk yarısında çok kötü olan Arda Kızıldağ’ı mı tercih edecekti?
Yoksa, taraftarın son dönemlerde tepki gösterdiği Atakan Çankaya’yı mı?
Tercihi Atakan Çankaya’dan yana oldu.
Bir sürpriz de Galatasaray maçında etkili bir performans gösteren Ghayas Zahid’in esame listesinde dahi olmamasıydı.
Her maç öncesi sakat ya da hasta oyuncularla ilgili bilgilendirme yapılırdı.
Sanırım basın sözcüsü Hüseyin Aytekin’in cezasından dolayı Kayseri’de olmamasından kaynaklı bu bildirim yapılmayınca kafalarda soru işaretleri oluştu.
Neyse sonradan öğrendik ki sorun yokmuş, Ghayas Zahid mide rahatsızlığından dolayı Kayseri’de görev yapamamış.
Ankaragücü, Atakan Çankaya sürprizi ve Ghayas Zahid dışında klasik 11’le oyuna başladı.
Ankaragücü’nün Pedrinho ve Ghayas Zahid dışında eksiği yoktu ama rakip Kayserispor kadro kurmakta zorlanmıştı.
Transfer yasakları olmasına, dar bir kadroyla mücadele etmelerine rağmen haftalar öncesinde ligde kalmayı garantileyen Çağdaş Atan, zorunluluktan yedek ve genç ağırlıklı bir kadroyla maça başladı.
Emrah Başsan, Ali Karimi, Lionel Carole, Bernard Mensah, Miguel Cardoso, Yaw Ackah gibi as oyuncular ya sakat ya da cezalı olduklarından yedek kulübesinde bile yoktu.
Maça başlayan 11’inde 17 yaşındaki Baran Gezek; maçı tamamlayan 11’de de Baran Eskin (18), Talha Sarıaslan (19) vardı.
Diğer yedek oyuncuların da yaşları 17 ya da 18’di.
Ankaragücü’nün golüne kadar maç dengede geçti.
Milson’un takipçiliği sayesinde kaptığı topu Stelious Kitisou’ya aktarması, onun da güzel bir vuruşla topu ağlara göndermesi keyif verici görüntülerdi.
Milson, kendisi hakkında defansif özelliği yok, hücum pres yapmıyor diyenleri bu hareketiyle mahcup etmiştir umarım.
Golden sonra Ankaragücü, Kayserispor’un gerçek hücum silahlarının sahada olmamasının da rahatlığıyla tamamen defansa çekildi.
Gerçekten de Kayserisporlu oyuncular, maçı özellikle ikinci yarı tek kaleye çevirdi, ancak final vuruşlarında çok beceriksizdiler.
Taraftarın haftalardır en fazla eleştirdiği oyuncu olan Atakan Çankaya’nın olağanüstü performansı da Kayserisporlu oyuncuların final vuruşlarındaki etkisizliğinde rol oynadı.
Emre Kılınç ve Ali Sowe, vasatın altında kalan oyuncular oldular.
Emre Kılınç’ın geçmişini bilmesem, böyle sıradan bir oyuncunun bu ligde ne işi var diyeceğim.
Milson ikinci yarıda top kayıpları artınca Lamine Diack ile değişti.
Diack’ın da kafası Fenerbahçe maçı ertesi gelen transfer tekliflerinden sonra karıştı.
Fenerbahçe maçındaki Lamine Diack’ı herkes ister ama sonraki maçlardaki performansıyla TFF 1. Lig’de barınamaz, benden söylemesi.
Diğer oyuncular görevlerini yaptı, tek pozisyon, tek isabetli şutla gelen 3 puan sayesinde Ankaragücü, son maçını stressiz geçirecek.
Ankaragücü, sezona şampiyonluk, en kötü ilk 5-6 hedefiyle başladı.
Son 2 haftaya girildiğinde 2 takımın düşeceği ligde sadece 3 takım düşme potasındaydı.
Maalesef bunlardan biri Ankaragücü’ydü.
Son hafta Adana Demirspor maçı kazanılırsa belki ligi 10. sırada dahi tamamlayabilecek.
Birileri, özellikle de kulüple “duygusal” bağı olanlar bunu başarı olarak bize sunacaklar.
“Kupada yarı final, ligde 10’unculuk, yaşa varol Faruk Koca” sloganları atacaklar.
Her zaman iddia ederim, bu ligin futbolu en iyi bilen taraftarı Ankaragüçlülerdir.
Onlar neyin ne olduğunu, kimin ne için bu sloganları attırdığını iyi bilir.
Kusura bakmayın da at terli, yemez.
Şu ligin maddi güç/performans açısından en başarısız takımı Ankaragücü’dür.
Ligde kalma mücadelesi verdiği takımlar kendisinin dörtte bir, beşte bir bütçesine sahiptir.
Futbolcularına aylardır para ödeyemediklerinden bu duruma düşmüşlerdir.
Başarılı kadro nasıl kurulur sorusuna en iyi cevap Kayserispor.
Transfer yasağına, puan silme cezasına rağmen, bu takım geçen sezon kupada final oynadı, bu sezon ligde ilk 5-6 için mücadele etti.
Bu takımı kuran bir kadın başkandı.
Ben futboldan anlamam dedi, işi gerçek profesyonellere bıraktı.
Ankaragücü’nün başkanı da göreve geldiğinde “ben futboldan anlamam” diyordu.
Ama gerçek profesyoneller yerine, sırf kendisine itaat ediyorlar diye 3. sınıf kişilerle kadro kurmaya yeltendi.
Sonuç ortada.
Maç sonu açıklamalarını okuyorum, maalesef Faruk Koca değişmeyecek gibi görünüyor.
Maalesef, gelecek adına yine korkuyorum.
Maalesef hatalardan alınmış en ufak ders yok.
Neymiş efendim, hakem hatalarından 12-19 puan kaybetmişler de ondan dolayı ligden düşme tehlikesi yaşanmış.
Sevgili Başkan, bu ligde hakemlerden kim şikâyet etmiyor?
Küme düşen takımların başkanlarına da sorsan onlar da başarısızlıklarına kılıf olarak hakemleri gösterir.
Şampiyon Galatasaray bile hakemden şikayetçi ya!
Hakem hataları elbette oldu ama bu takımın bu durumda olmasının tek nedeni var.
O da sezon başı kadro mühendisliğinin son derece başarısız olması.
Sorumlusu da Emre Yıldız’ın “Biz üç kişiydik” dediği kişiler.
Dile kolay 30 transfer yaptın.
Yarısını daha sezonun ortasında gönderdin.
Kalanların iyileri kiralık, onlar da büyük ihtimal gidecek.
Elinde, nasıl kurtulabilirim bunlardan diyeceğin oyuncular kalacak.
Bu sezon da en az 20-25 transfer yaptıracaklar sana.
Doktor teşhisi yanlış koyarsa, istersen milyonluk tedavi yöntemlerini kullan, tedavi olamazsın, hastalık bünyeyi sarar, sonuçta ölürsün.
Bir kez olsun teşhisi doğru koy, doğru kişilerle yola çık.
Tolunay Kafkas hoca, bu sezonki belki de en doğru hamlendi.
Kaybettiği maçlar, Fenerbahçe, Galatasaray, Başakşehir ve Trabzonspor.
Elindeki kadronun yetersizliğine rağmen, Galatasaray maçı dışında hepsiyle başabaş oynayarak kaybetti.
Kendi denkleriyle oynadığı tüm maçları ya kazandı ya da puan aldı.
Bu kadroyla elinden bu kadar geldi.
Onun da hataları oldu tabi ki.
Yine de şu an 1,54 puan ortalamasına sahip.
Adana Demirspor maçını kazanırsa 1,66 olacak.
36 maçtaki karşılığı 60 puan yapar.
Kayseri’de nasıl sevildiğini de gördünüz.
Çok büyük işler başardı orada, kısıtlı kadroyla kupa kazandı, takımını Avrupa’ya taşıdı.
Sevgili Faruk Başkan, adam gibi kadro kur, emanet et Hoca’na.
Bizler de sonuna kadar destek olalım size.
Son söz muhteşem Ankaragücü taraftarına.
Bu takım ligde kaldıysa, abartmıyorum en büyük pay sizindir.
Kendinizle ne kadar gurur duysanız azdır.
Binlerce kez tebrikler.
METİNER ERDEM