Eylül kapıyı çalınca, her yıl olduğu gibi bu yıl da Menemen Avcılar Derneği’nin zincir mesajı, profesyonel, amatör trap atıcıları ile Menemen Avcılar Derneği üyelerine ulaştı. Trap atış etkinlikleri 8 Eylül’de düzenlenecekti. Dernek başkanı Ergun Şengül, yıllardır bu organizasyonu düzenliyor ve aynı disiplinle sürdürüyor. Menemen Belediyesi ise olanaklar ölçüsünde bu sosyal etkinliklere katkıda bulunuyor.
Trap Atıcılığı:
100 yıl öncesinde trap atıcılığı canlı hedeflerle, bir kutu ya da bir kafesten serbest bırakılan güvercinlerle yapılırdı. Şimdilerde kullanılan kil plaklara “clay pigeon” yani “kil güvercin” denmesi bu yüzdendir. 1920’lerde bu yöntem yasaklandı.
Bu spor yüksek konsantrasyon, teknik, fiziksel yeterlilik, göz-beden koordinasyonu gerektiren bir spor dalıdır. Atıcı 15m önündeki platformda görünmeyen ve plağı ne yöne atacağı bilinmeyen tuzak-trap makinesinden çıkan plakları en fazla 35-40m içinde vurmak zorundadır. Kilden yapılan bu plaklar doğaya zarar vermez.
Atıcılık, amaçları farklı olsa da özünde “avcılık” kaynaklı bir spor dalıdır. Doğanın kanunu ve işleyişi avcılık üstüne kuruludur. Her canlı bir başka canlıyı avlayarak soyunu sürdürür. Toplayıcılık ve tarım öncesi dönemde insanlık da sadece avcılık yaparak soyunu sürdürebilmiştir. O dönemde toplumun anatomik-sosyal gelişimine yerleşen “avcılık geni” bugünlere kadar gelmiş ve bugünden sonra da doğanın değişimine göre farklı biçimde sürecektir. Atıcılık sporunun gelişmesi, poligon ve diğer donanımların yaygınlaşması, avcılık geni taşıyan bireyleri avlaklardan poligonlara doğru yönlendirecektir. Ekosistemin dengesi adına diyoruz ki mümkünse her ilçeye bir trap-skeet poligonu açılsın.
Sabah saatlerinde başlayan atışlarda alanın sol tarafında süper profesyoneller, profesyoneller, sağ tarafında ise amatörler ve dernek üyelerinin atış istasyonu vardı. Ambulans, kolluk kuvvetleri, yiyecek servisi ve diğer tüm ihtiyaçlar hazırdı. Güneşli bir gündü ama hafif de olsa rüzgâr vardı. Bu durum az da olsa atış performansını etkileyebilirdi fakat atıcılar kararlıydı ve bu duruma alışkındı.
Mısır patlar gibi birbiri ardından yapılan atışlar, esintinin sesiyle karışıyor ve karşıdaki bakir yamaçlarda yankılanıyordu. Her anlamıyla renkli bir ortam vardı. Atıcılar yılların verdiği tecrübeyle istasyona giderken güvenlik amaçlı kurallara uyuyor, sükûnet içinde “at” veya “hoo” komutunu vererek atış yapıyorlardı. İzleyiciler “vuruş” ya da “manke” durumuna göre tepki veriyor, ortama ayrı bir neşe katıyorlardı. Hiç vuruş yapamayanlar da oluyordu elbet ama bu atıcıların iddiası hazırdı:
“Plağın vurulduğunu görüyorum ama plak kırılmıyor!”
“Eski fişeklerimi atıyorum, ondandır.”
“24gr fişek az geliyor, yoksa kesin vururdum.”
“Rüzgârdan, rüzgârdan.”
Minik kahkahalar ve gülüşmeler.
Tutanakları takip eden Ahmet Sever ve arkadaşları sabır ve uyum içinde atıcıların tur döngülerini ve kayıtlarını aldılar. Bayan atıcılara sıra geldiğinde izleyicilerin ilgisi bir kat daha arttı, alkışlar daha yüksek perdeden duyuldu. Küçük molalarda ise bazı avcılar daha ekonomik olsun diye dolum yapmak için boş kovanları topladılar. Böylelikle çevre temizliğine katkıları oldu. Aksi halde dernek yöneticileri boş kovanları sahadan toplatacaklardı.
Derken gün tükendi, tüfekler sustu. Rüzgârın sesi alana hâkim oldu. Dernek başkanı ve hakemler tutanakların sonucunu ilan etmek üzere bir araya geldiler. Sonuçlar netleştikten sonra ödül töreni için her yıl olduğu gibi Belediye Başkanı Aydın Pehlivan’ın katılımı beklendi. Başkanın katılımıyla alkışlar içinde ödül alan yarışmacılara ödülleri verildi.
Ödüllerin verilmesinden sonra derneğin, katılımcıların ve izleyicilerin ortak beklentisi şuydu: Derneğimiz kendine ait bir atış poligonunu her anlamıyla hakkediyor. İlgili bakanlıktan, yerel yöneticilerden ve bu spora ilgi duyan iş adamlarından bu desteği bekliyoruz.
Menemen Avcılar Derneği’nin bu görkemli etkinliği böylece sona erdi.
MEHMET MADEN