Siyasetimiz hiç bir kural tanımadan her konuya müdahalede ışık hızıyla yol almaya devam ediyor. Bunun için en uygun alan da dünyanın en popüler spor dalı olan futbol elbette.
Ne bağlı olduğumuz Avrupa Federasyonu’nun (UEFA) ne de dünya federasyonunun (FIFA) kuralları umrumuzda.
Bu durum ilk özerkleştirilen!!!! TFF nin özerklikten önceki ve sonraki yapısında da hep aynı oldu.
Siyaset futbola olan yoğun ilgisini asla kesmedi.
En son liglerden düşmeme ve kısa bir süre önce küçük bir revizeyle idare edilmeye çalışılan yabancı oyuncu sayı kararının değiştirilmesinde siyasi talimat çok açık ve net biçimde kamuoyuna verildi.
Özerk!!!! TFF’nin bu kararlarının alındığı yönetim kurulu toplantısına Gençlik ve Spor Bakanı katılarak başkanlık etti.
Kararların açıklanmasından sonra da süper ligden düşen bir takımın başkanı açıkca bu karar için siyasilere teşekkür etti.
Özetle siyasi irade futbol kamuoyuna bu konuda açık ve net bir mesaj verdi, her konuda patron benim dedi. Biz bitti demeden hiç bir şey bitmez dedi.
Öncelikleri, Avrupa ve dünya’nın milyarlarca Euroluk futbol rantı olan UEFA ve FIFA , kurallarına açıkca aykırı olan bu durumda nasıl bir tavır sergileyecek merak ediyoruz ancak bize göre basit bir uyarıyla işi idare yoluna gidecekler.
Yani alan memnun satan memnun misali.
İnsanlık aleminin yaşadığı en ciddi sorunlardan olan korona sürecinde böyle bir karar öncelikle TFF tarafından zamanında alınıp uygulanmış olsaydı buna sanırız kimsenin itirazı olmazdı.
Ligler biter bitmez TFF böyle bir kararı alıp uygulamalıydı.
Kararların siyasi vesayet altında alınması futbolumuza her bakımdan gölge düşürdüğü gibi mevcut TFF başkan ve yönetimine olan güveni zedelemiştir.
TFF başkan ve yönetimi bize göre acilen istifa etmelidir.
Bundan böyle bu yönetimin her karar ve icraatı sorgulanır hale gelmiştir.
Zaten yıllardır futbolumuzda yoğun biçimde yaşanan güvensizlik, sorunları daha da arttıracaktır.
Yine son birkaç günden bu yana kamuoyunda tartışılan finansal fairplay kurallarında siyasetle bağlantılı bir kulübe ayrıcalıklı davranıldığı iddiaları ise durumu daha da vahim hale getirir.
Bu güvensizlik ortamı sporumuzda, futbolumuzda bir türlü önleyemediğimiz şiddet olgusunu besler.
Siyasi vesayetle de olsa bile ligden düşmeme kararını belki anlayabiliriz ancak yaklaşık bir ay önce yine TFF yönetimince alınan yabancı oyuncu sayısındaki kısıtlama kararının kaldırılmasının haklı bir gerekçesini bize izah edebilecek birileri var mı dır acaba?
Bize göre tamamen rant paylaşımına hizmet eden, kulüpleri iyice mali batağa sürükleyen bu uygulama kimlerin menfaatinedir?
Bu gelişmelerden sonra sanırız yıllardır keyfi ve sorumsuz yönetimlerle borç batağına batırılan kulüplerin milyarlarca borçları da affedilerek kamu kaynaklarından karşılanırsa artık hiç şaşırmayacağız.