Süper Lig’deki bütün yabancıları, yenileri ve eskileriyle masaya yatırdık. Karşımıza çıkan ilk veri, yenilerin eskilerden daha fazla olması. Yeni yabancıların toplamı 124’ken, takımlarında kalan yabancıların toplamı 110. Belirtmekte fayda var, eski ve yeni ayrımı, transfer döneminde kulüp değiştirmelere göre yapılıyor. Örneğin Rodallega, Trabzon’dan Denizlispor’a transfer olduğu için, Kolombiyalı yeni yabancı kategorisinde değerlendiriliyor. Dikkatli okuyucularımız hatırlayacaktır, yeni kategorisine girenleri de ülke sınırları dışından gelenler ve Süper Lig takımları arasında değiş tokuş yapanlar olarak ikiye ayırmıştık. Takımlarında kalan yabancıların çoğunluğunu Brezilyalılar oluştururken, Sambacılar 2019-20 sezonunda da en popüler yabancılar sıralamasında zirvedeki yerlerini koruyor. Yabancı istikrarsızlığı! Giriş paragrafında verdiğimiz, takımlarında kalan yabancı futbolcu sayısı ve yeni gelen yabancı sayısı 110 ve 124 olarak gözükmesine karşın, Süper Lig’e yükselen üç yeni takım dikkate alınmadığında bu toplamlar 104 ve 88 şeklinde değişiyor. Süper Lig’e yükselen yeni takımların, kadrolarını bolca yeni yabancıyla doldurduklarını zaten Ekim 2019 sayımızda işlemiştik. Peki, ortaya çıkan 104 ve 88 toplamları hangi gerçekleri ortaya koyuyor? Her ne kadar takımlarında kalan yabancı oyuncu sayısı, yeni gelen yabancılardan fazla gözükse de Süper Lig kulüpleri, yabancı futbolcu konusunda dikkat çekici bir değişim politikası izliyor. Bu tespitten hareket edip, Süper Lig kulüplerinin yabancı futbolcu konusunda istikrar dan yana olmadıkları iddia edilebilir. Dile getirilen bu iddiada anahtar kelimenin, “istikrar” olduğunun altını çizip, sürdürülebilir sportif başarı açısından önemini göz ardı etmemeliyiz. Sık sık yenilenen yabancılarla kulüplerin özellikle Avrupa kupalarında başarıyı yakalaması düşük bir ihtimal. Bu teorik yaklaşımı Galatasaray’ın sezon başındaki yabancı futbolcu transferi politikası doğruluyor. Geçen yılın Süper Lig şampiyonu, mutlu sonu yakalayan kadrosundaki yabancılarda kritik değişikliklere gidince, sezonun ilk yarısı itibariyle ciddi bir hayal kırıklığı yaşadı. Galatasaray’ın kadrosundaki ithal isimlerdeki değişiklikleri somut bir örnekle göstermek gerekirse; sarı-kırmızılıların geçen yıl 33. haftada 2-1 kazandığı Başakşehir maçının ilk 11’inde yer alan yabancılarıyla, bu yılki Şampiyonlar Ligi’nin açılış maçı olan FC Brugge karşısındaki ilk 11’indeki yabancılar neredeyse yarı yarıya değişmişti. Geçen yılki ilk 11’deki isimlerden Donk, Belhanda, Fernandao, Onyekuru ve Diagne’nin yerlerini bu yıl Seri, Babel, N’Zonzi, Lemina ve Falcao almıştı. Ne var ki yeni gelen yabancılar, özellikle Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray’ın yüzünü güldürmedi. Ayrıca yeni ithal isimlerin Süper Lig performansları da eleştiri konusu. Yabancı futbolcu tercihlerinde ortaya çıkan bu olumsuz tablonun, kulüp için ekonomik zararı da göz ardı edilmemeli…
BAŞARI ULUSAL MI KALMALI?
2019-20 sezonunun ilk yarısı itibariyle Galatasaray gibi Beşiktaş, Trabzonspor ve Fenerbahçe de benzer olumsuzlukla karşı karşıya kaldı. Galatasaray gibi Beşiktaş da transfer döneminde kadrosundaki yabancılarda büyük bir değişim yaşadı. Geçen yılki kadrodan 6 yabancı elde tutulup, 6’sıyla yollar ayrılırken, yerlerine 7 yeni yabancı geldi. Geçen yılın Süper Lig üçüncüsü, yabancı rotasyonunda bu kadar çok hareketlilik yaşamasının bedelini Avrupa Ligi’nde ödedi. Son derece mütevazı bir grupta yer alan siyah-beyazlılar, sadece 3 puan toplayıp, son sırada kaldı. Geçen yılın lig dördüncüsü Trabzonspor da geçen yılki yabancılarından 7’sini tutup, 6 yeni yabancıyla başladığı 2019-20 sezonunda Avrupa kupalarına erken veda etti. Bu noktada sorulması gereken soru, eğer kulüplerimiz Avrupa kupalarında başarıyı hedeflemiyorlarsa, yabancı futbolcu konusunda neden bu kadar çok değişikliğe gidiyorlar? Tek hedef, yabancılar için yüksek ücretler ödeyip sadece ulusal lig mi olmalı? Geçen yıl Süper Lig’deki başarısızlığın ardından Fenerbahçe, beklenildiği üzere, yabancı oyuncu transferinde çok aktifti. 9 yabancı ile yollar ayrıldı; geçen yılki kadrodan 5 isim kalırken, 7 yeni isim transfer edildi. İlk 17 haftada eskilerden Isla ve Dirar ilk 11’lerde şans bulurken, Zach, Moses ve Jailson ya yaşadıkları sakatlıklardan ya da yetersiz sportif performanstan dolayı çok fazla süre alamadı. Muhtemelen sarı-lacivertliler ara transfer döneminde bu üç ismin yerini yeni yabancılarla dolduracak. Ancak yeni geleceklerin de elbette bir garantisi yok. Bu gerçeği yaz transferinde gelenlerin durumu ortaya koyuyor. Vedat ve Gustavo beklenen katkıyı sağlarken, Rami ve Zanka şimdilik bir hayal kırıklığı gibi duruyor. Alman Kruse yaşadığı sakatlık sorunu nedeniyle inişli-çıkışlı bir görüntü ortaya koyarken, Garry Rodriguez ise istikrarsızlığıyla ön plana çıktı. İstanbullular içinde ise çok fazla yabancı rotasyonuna gidip şimdilik hem Türkiye hem de Avrupa’da hedeflediği sonuçları alan kulüp Başakşehir. Son sezonun ikincisi, geçen yılki kadrodan 7 isimle yollarını ayırıp, sezon başında 8 yeni yabancıya kapılarını açtı. Visca ve Epureanu gibi iki önemli yabancısını bırakmayan Başakşehir, yaşları 33, 35 ve 36 olan Napoleoni, Adebayor ve Mossoro ile yollarını ayırdı. Bu 3 ismin Başakşehir’den ayrılması, yeni teknik direktör Okan Buruk’un daha dinamik bir takım kurmak istemesiyle açıklanabilir. Orta saha ve forvet hattı için yaşları 22 ila 28 arasında değişen yabancıları tercih eden Buruk, yaşı ilerlemiş yabancı oyuncu olarak sadece savunmaya 35’lik Skrtel’i monte etti. Buruk’un bu tercihleri sezonun ilk yarısı itibariyle hem Türkiye Ligi’nde hem de Avrupa Ligi’nde olumlu sonuçlar verdi.
İSTİSNA SİVASSPOR
Orta halli Anadolu kulüplerinde bile dikkat çekici yabancı futbolcu sirkülasyonu yaşanıyor. İlk yarıda ciddi bir ekonomik kriz ve yönetim sorunu yaşayan Kayserispor, sezon başında sadece 3 yabancısını kadrosunda tutup, 9 yeni ithal isme kapılarını açmıştı. Durumu ortada… “Kulüp son sıraya demir atmasaydı, erkekler bu görevi bana bırakmazdı” diyen Kayserispor’un yeni kadın başkanı Berna Gözbaşı, mevcut durumu düzeltmek için büyük çaba harcıyor. Sezon başında Çaykur Rizespor ve İttifak Holding Konyaspor’da da gözle görülür bir yabancı futbolcu sirkülasyonu yaşandı. Bu iki kulüpte de dikkat çekici sayıda giden ve gelen yabancı futbolcu oldu. Ne Rize ne de Konya ilk 17 hafta sonunda hedefledikleri yerde. Yabancı sirkülasyonu bu kadar çok olunca, teknik direktörlerin belli bir oyun felsefesini yerleştirmesi ve benimsetmesi de kolay olmuyor. Bunun bir sonucu olarak, ilk yarı itibariyle Süper Lig’deki 7 kulüp, teknik direktör değişikliğine gitti. Bu kulüplerden Kayserispor’da teknik direktör değişimi iki defa yaşandı. Çok fazla yabancı rotasyonuna gidip başarılı olan tek takım ise Sivasspor. İlk yarıyı zirvede bitiren kırmızı-beyazlılar, geçen yılki kadrolarından 8 yabancıyla yollarını ayırırken, sadece 3 ithal ismi tutup, 9 yeni yabancıyı renklerine bağlamıştı. Aslında Sivasspor ve Kayserispor’un transfer dönemindeki yabancı oyuncu değişiklikleri birbirlerine çok benziyor. Ancak Sivasspor’u Kayserispor’dan ayıran fark, kırmızı-beyazlıların ayağını yorganına göre uzatması. Bütçe sorunu nedeniyle Yiğidolar, bonservisi elinde olan ya da kiralık fiyatı makul yabancılara yöneldi. Sezon başında Konyaspor’dan transfer edilen Yatabare, Sivasspor’un başarısını takım içindeki iyi ilişkilere ve kaliteli tesislere bağlıyor. Sivasspor’un başarısında başka etkenler de var. Bunlardan biri istikrarlı bir yönetimin görev yapması, diğeri ise Rıza Çalımbay gibi mütevazı, çalışkan, sorumluluğunun farkında olan bir teknik direktörün takımın başında bulunması. Süper Lig kulüplerinde yabancı futbolcuların sürekli değiştiğini ortaya koyan bir başka istatistik, yabancıların takımlarındaki maç sayısı. Bu sezonki veriler ışığında, aynı takım forması altında en çok maça çıkan ithal isim Galatasaraylı Fernando Muslera. Sarı-kırmızılılara 2011-12 sezonunda gelen Uruguaylı file bekçisi, 8 sezondur formasını giydiği Galatasaray’da tam 273 maça çıktı. Muslera kadar istikrarlı bir başka isim Edin Visca. Bosnalı yıldız futbolcu, 2011-12 sezonunda geldiği Başakşehir’de bugüne kadar 245 maçta formasını ıslattı. Bu ikiliyi Beşiktaş’ın Kanadalı futbolcusu Atiba, 186 maçla izliyor. İlk 10’daki diğer isimler için tabloya bakınız. Fenerbahçe’nin yabancılarından en eskisi konumundaki Nebil Dirar ise geldiği 2017-18 sezonundan bu yana 58 maçta görev yaptı. Galatasaray’da Muslera’yı, Beşiktaş’ta Atiba’yı çıkarttığımızda, bu iki takımda en uzun süredir sahaya çıkan yabancıların toplam maç sayısının 60 ila 75 arasında değiştiği görülüyor. Bu da takımlarımızda oynayan yabancıların, ortalama iki sezon kalıp gittiklerini/gönderildiklerini ortaya koyuyor.
BREZİLYALILAR REVAÇTA
Biraz da yabancı futbolcuların ülkelerine göz atalım. Süper Lig’deki 18 kulüp, sezon açılışını 234 yabancı futbolcuyla yaptı. Ülkemizdeki yabancılar içinde Brezilyalılar ilk sırada. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 27 sambacı, Süper Lig takımlarında top koşturuyor. Bunlardan 16’sı geçen yılki takımlarında kariyerlerini devam ettirirken, 11’i yeni takımlarında formalarını ıslatıyor. Süper Lig’deki 18 takımın 13’ünde en az bir Brezilyalı bulunuyor. Bu toplam geride bıraktığımız sezon da 13 olarak istatistiklere yansımıştı. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kadrosunda sambacılara yer vermeyen kulüpler Trabzonspor, Ankaragücü, Konyaspor ve Kasımpaşa olurken, bu dörtlüye Süper Lig’in yenilerinden Denizlispor da eklendi. Geçen yıl Kayserispor’un kadrosunda Brezilyalı bulunmazken, bu sezon başında sayı 2’ye çıktı. Ne var ki sarı-kırmızılılar yaşadıkları ekonomik krizden ötürü Aralık ayı içinde Tavares ile yollarını ayırınca, Kayseri’de Brezilyalı oyuncu sayısı 1’e indi.
65 FARKLI ÜLKE
Süper Lig’deki 234 yabancı tam 65 farklı ülkeden geliyor. Bu sayısal veriye bakıp, Süper Lig’in global bir nitelik taşıdığı söylenebilir. 22 ülke tek futbolcuyla, 12 ülke 2 futbolcuyla, 13 ülke 3’er futbolcuyla temsil ediliyor. Süper Lig kulüpleri Brezilyalılardan sonra en çok Portekizlilere kapılarını açıyor. Süper Lig’deki 14 Portekizli futbolcu, 11 farklı takımda top koşturuyor. Bunlardan 4’ü geçen yılki takımlarında formalarını ıslatırken, 10’u yeni kulüplerinin başarısı için mücadele ediyor. Türkiye’ye gelen Portekizliler kolay kolay ülkemizden ayrılmıyor. Transfer döneminde Queresma, Miguel Lopez ve Tiago Lopez, Süper Lig’deki adreslerini değiştirirken, Tiago Pinto ve Andre Casto gibi Portekizliler de yıllardır Süper Lig’de para kazanıyor. Popülerlik sıralamasında Brezilya ve Portekizlileri, Senegal, Fransa ve Nijerya’dan gelenler takip ediyor. Bu 3 ülkenin 10’ar temsilcisi Süper Lig’de boy gösteriyorlar. Süper Lig kulüplerinin yabancı tercihlerinde bize uzak coğrafyalardan gelenler ağırlığı oluşturuyor. Yakın coğrafyadakilerle pek ilgilenmiyoruz! Yakın coğrafyadan Süper Lig’e gelenlerin yüzdesi 15 civarında. Gerek sınır komşularımız gerekse kültürel/sosyal açıdan bize yakın sayılan ülkeler içinde en çok Bosna-Hersek’ten futbolcu transfer ediyoruz. Süper Lig’deki Bosnalı futbolcu sayısı 7. Bu 7 Bosnalının 4’ünün Konyaspor’da olduğunu hatırlatalım. Bosnalıları 6 futbolcuyla Rumenler, 5’er futbolcuyla Yunan ve Sırplar izliyor. Ukrayna ve Kosova 3, Makedonya, İran ve Rusya 2, Bulgaristan ve Gürcistan 1 futbolcuyla Süper Lig’de temsil ediliyor. Süper Lig’de Azerbaycan ya da Iraklı bir futbolcu bulunmuyor. Ayrıca 5 milyona yakın Suriyeli mülteciye kapılarını açan ülkemizin liginde tek bir Suriyeli futbolcunun olmaması da üzerinde durulması gereken bir ayrıntı!
Bakalım bu tablo ara transfer döneminde nasıl bir şekil alacak?
Kaynak: TamSaha-TFF