Artık geçmişi konuşmanın Ankaragücü’ne bir faydası olduğunu düşünmüyorum. Geleceği konuşmak ve planlamak daha mantıklı olacaktır.
Ankaragücü’nde mutlak ve mutlak yapılması gereken ilk işin sistemi ve taktiği olan bir teknik direktörle anlaşılması gerekmektedir. Hani şu topu rakip sahaya yıkan, tek kale oynayan, rakibe nefes aldırmayan oyun sistemi olanlardan biriyle…
Böyle bir oyun düzenini yaklaşık 10 yıldır izlemiyoruz, göremiyoruz. O yüzden Ankaragüçlülerin yüzde 99’unun günümüz futbolunu bilmedikleri kanaatindeyim. Çünkü, armayı kurtarma sevdasından futbolu unutmuşuz. Tavlada bile yenilmeyi kabul etmeyen bizler, “sokakta oyna kaldırımda destekleriz” demişiz.
Sayın başkanın ve yönetim kurulunun yapması gereken ilk iş kulubün anahtarını hocaya vermek olmalıdır. Herkes işini yapmalıdır. Bir şirkette müdür iyi olmazsa şirket iş yapmaz, elemanlar iyi olsa bile…
Takım kadromuzun baştan aşağıya revize edilmesi gerekmektedir. İki tane stoper alınmalı ya da bulunmalı. Altyapıdan takıma monte edilmelidir. Sağbek ve solbek sorunu vardır. Orta saha 10 numarasız olmaz, hücum hattında santrofor sağaçık, solaçık eksikliği vardır. Göreve gelecek hocadan Ankaragücü’nü baştan yarat demekten başka çaremiz yoktur.
7 sene önce Süper Lig’den düştüğümüzde Başakşehir taraftar gurubu Bozbaykuşlar, trübünlere Ankaragücü genç futbolcularının isimlerini yazarak 2020’nin şampiyon kadrosu demişlerdi. Ne acayip bir tesadüftür ki 2020’de Başakşehir şampiyon oldu. Ankaragücü’nde hiçbir genç futbolcu, altyapı oyuncusu olmaktan öteye gidemedi. Nerdeyse tamamı yabancı olan bir kadroyla ve büyük bir borçla takım küme düştü.
ŞU ANKİ ANKARAGÜCÜ ANKAPARK GİBİDİR. İÇİNDE MİLYONLUK OYUNCAKLAR VARDIR AMA HİÇBİR İŞE YARAMAMAKTADIR. AMA HER ZAMAN ANKAPARK’I GEZMEK VE GÖRMEK İSTEYENLER OLACAKTIR.
19 Mayıs Stadı Ankaragücü’nün mabedidir. Eryaman bize göre değildir. Ruhumuz 19 Mayıs’ta ve Cebeci’dedir.